Tarihin derin sayfaları arasında çoğu zaman bizi şaşırtan detaylara ulaşmamız ve bu detaylar doğrultusunda nice günyüzüne çıkmamış gerçeklere bazen rastlantısal bazen de araştırmalar sonucu kavuşma ihtimalimiz daima mevcuttur. Bu araştırmalar ve tarihsel belgelenmiş bilgiler eşliğinde geçmişimize ait üzeri örtülü kadim bilgilerin günümüzde tekrardan canlanması şüphesiz hem insanlık tarihinin hem de toplumların çok öncelerden unutulmuş derin gerçekliklerinin yeniden vücut bulması anlamına gelir.

   M.Ö. 8. yüzyılda Tanrı Dağları çevrelerinde yaşamış Türk topluluğu olan İskitler işte bu unutulmuş derin gerçekliklerin ve hem Asya hem de Avrupa milletleri açısından birçok ortak bağ bulunduran deruni bir halktır. Orta Asya bozkırlarından, egemenliklerini Avrasya bozkırlarına kadar taşıyan İskit kültürü şüphesiz sadece kendi halklarını değil belirttiğimiz üzere birçok Avrupa medeniyetinin de oluşmasında önemli rol oynamış önemli bir etkendir.  

   İskitler hakkında Pers, Hint, Yunan kaynaklarında ve hatta kutsal kitaplarda bile bilgiler yer almaktadır. Yazılı kaynakların olması elbette geçmişteki yaşanan bu durumların en büyük delili olmasının yanı sıra günümüzde de, geçmişimize dair tefekkür edebilme durumunu daha kuvvetli bir şekle sokmaktadır. Bu kaynaklardan şüphesiz en güçlüsü Herodot'un İskitler hakkında kaleme aldığı bilgilerdir ve şöyle der Herodot;

"İskitler'in kökeni ile alakalı söylentiler arasında derin bir inanca sahibim. İskitler, bir zamanlar Orta Asya'da yaşardı ve uzun seneler savaşa girdiler yaşadıkları bölgede. Sonrasında evlerini ve yuvalarını terk ederek, Aras Nehri'ni geçerek Kimerya Ülkesi'ne geldiler."

Herodot, Kimerya için edebi bir dille şöyle ekler ayrıca;

“Güneş batarken ve kararırken tekmil yollar

vardık sınırlarına derin akışlı Okeanos’un,

ordadır Kimmerlerin ülkesi ve kenti,

oldum olası bol sisle ve bulutlarla örtülü,

parlak güneş onları ışınlarıyla göremez hiçbir vakit,

ne yükseldiği vakit yıldızlı göğe,

ne de gökten toprağa döndüğü vakit.

Öylece serili durur bir uğursuz gece

bu zavallı ölümlülerin üstünde.”

   Herodot'un hem İskitler hem Kimerya hakkında yazdıklarının yanı sıra Asur tabletlerinde bile İskitler üzerine yazılmış metinler olduğu ortaya çıktı. Bu kısa bilgiler doğrultusunda İskitler hakkında başka yazılarda geniş bilgileri paylaşabiliriz fakat bu yazıda üzerinde durmayı arzuladığımız konu ise tarih sayfalarında İskitlerin meşhur kralı Fenius Farsaid'in günümüzdeki Avrupa medeniyetleri üzerine etkisidir. Çünkü Fenius Farsaid, tarihte iz bırakmış nice büyük abide şahsiyetler arasında önemli bir yere sahiptir lakin elimizdeki bilgiler ışığında ne yazık ki hakkında hem çok kaynağa ulaşamayız hem de ismini bile büyük bir çoğunluğumuz hayatları boyunca hiç duymamıştır. İşte bu yazıdaki analizin ve tarihsel incelemenin amacı da, geçmişte bağlarımızın bir şekilde ortak paydada buluştuğu ve çok farklı medeniyetlerin oluşumuna dokunmuş ve ismi efsaneleşmiş Fenius Farsaid üzerine kısa bir analiz ortaya koymaktır.

   Fenius Farsaid, efsanevi İskit Kralıdır. İsmi İncil'de geçen Magog'un oğludur. Magog, Yafes'in yedi oğlundan ikincisidir. Yafes ise malum, Nuh Peygamber'in oğludur. Yani Fenius Farsaid, Nuh'un torunudur. Yaradılış mitlerinde yer alan ve yine İncil'de yer aldığı üzere Babil Kulesi yapımına katılmıştır Fenius Farsaid ve oğlu Nel. Nel, İrlandalıların atalarından biridir. Mısır Firavunu Cingris'in kızı Scota ile evlenmiştir. İşte kral Fenius Farsaid ve oğlu Nel, bu derece mühim ve ünlü karakterlerdi ve Babil Kulesi yapımı için belirttiğimiz üzere, ülkelerinden ayrılmışlardı. Babil Kulesi yapılmadan önce insanlık tek bir dil konuşuyordu, kutsal metinlerde geçtiği üzere şöyle der;

"Bütün yeryüzünün tek bir dili vardı. Doğudan göç eden halklar bir ovaya yerleşti ve orada tuğla pişirip kule inşasına başladılar. Ve Rab dedi ki; Bakın, Onlar tek bir halktır, tek bir dilleri vardır. Bu yapacakları kule, henüz yapacaklarının başıdır. Onların dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar."

Yaratılış 11:1-9

   Babil Kulesi'nin inşasından önce insanların tek bir dil konuştuğu biliniyordu. Confusio Linguarum dediğimiz dil karışıklığı ve farklı dillerin meydana çıkışı miti bu olayla meydana gelmiştir. Eski Ahit'te de geçtiği üzere; Tanrı, insanların ikinci bir selden kaçınmalarına değin kuleyi inşa etmeye başlamalarını ve bu inşa sürecinde inançlarından koparak Rablerine küfürler savurarak taşkın davranışlarda bulunmaları üzerine Tanrı, onların dillerini karıştırdı ve birbirlerini anlayamamaları için birçok farklı dilin varolmasını sağladı.

   Bizim medeniyetimize etki eden nokta ise burada başlıyor, dillerin karışması ile birlikte Fenius Farsaid oradan ayrıldı ve günümüzde İbranice, Yunanca ve Latince olmak üzere dört alfabeyi ve dili oluşturmaya başladı. Ayrıldıktan sonra göç edişi kuzeye doğru devam etti ve İrlanda'nın temellerini attı. Kısacası konuştuğumuz dil ve alfabenin atası, diğer Avrupa halkları mitolojilerinde de olduğu üzere Nuh'un torunu İskit Kralı Fenius Farsaid'dir.

   Kaynak açısından en değerli yazılı metinlerden birisi de, erken dönem Britanya'yı anlatan Historia Britannum'da geçtiği üzere; Peygamber Musa zamanı Mısır'da yaşayan ve sonrasında Mısır'dan yelken açarak İrlanda'ya göçen ve iki bin yıl kadar burada yerleşik yaşadıktan sonra çoğalarak İrlanda halkının atasını oluşturan Goidel Glas isminde İskit asilzadesinin oluşudur. Goidel'in babası için kaynaklarda Nel diye bahseder ve dedesinin de Fenius Farsaid olduğu belirtilir.

 

   İrlanda mitolojisi günümüzde Fenius Farsaid üzerine en kapsamlı bilgilere ulaştığımız kaynaklardır. Kaynaklarda yazdığı üzere Fenius Farsaid eski İrlanda alfabesi olan Ogham'ı ve Galce dilini inşa etti. İrlanda tarihini ve Yaradılış Mitlerinin yer aldığı Lebor Gabala Erenn'de Fenius Farsaid'in eski İskit Kralı ve İrlandalıların da dilini oluşturan atası olarak yer almaktadır.

   Hristiyanlıktan çok önce oluşmuş olan bu tarihi kaynaklar, Hristiyanlığın doğuşu ve sonrasında bölgedeki hakimiyeti ile Hristiyanlaştırılmaya çalışıldı, Pagan inanışlar ve Pagan kültüründe olduğu gibi asimile edilmeye gayret edildi ve bu sebeple de Fenius Farsaid üzerine pek gündeme dair analiz ve inceleme yapılmadı.

   Eski İrlanda dili ve Galce, Babil döneminden ve dillerin karışması sürecinden beri devam eden kadim dillerden biridir. Eski İrlanda dili ve grameri üzerine yazılan Auraicept n-Ecest'te Fenius Farsaid kitabının oluşu ve dilin oluşumunu sağlayan kişinin bu kral olduğu açıkça belirtilmektedir.

   Günümüzde farklı kaynaklar ve araştırmalar ışığında antik İrlanda'nın ve Keltlerin, Anadolu ve Türk kavimleri ile münasebetleri üzerine çokça detay bulunmaktadır. Keltlerin Eskişehir bölgesinde yaşadığı, o bölgeye ismini veren Galatya teriminin Keltçe oluşu da bu duruma delil sunmaktadır adeta. Zaten hem İskit inanışları ve kültürü hem de İrlanda'nın eski mitolojisinde yer alan detayların paralelliği ve birbirleriyle tıpatıp benzeşme durumları bu olayın sahihliğine dair de bir başka delil unsurudur.

   Yukarıda belirttiğimiz üzere kendisine Asur tabletlerinde bile yer bulan bu olay karşısında net bir bilgi olarak analizi kısaca dile getirebiliriz ki; İrlanda dili ve Galce kendi kaynaklarında da yer aldığı üzere İskit Kralı Fenius Farsaid'in oluşturduğu bir dildir. Orta Asya Türk kavimleri ile uzaktan akrabalığı bulunan Keltlerin tarihte kaynaklarla birlikte ortaya konulduğu üzere derin bağları aşikardır. Tarihçilerin Turanid ırk adını verdiği Sibirya'dan Orta Asya'ya ve Avrupa'nın derinlerine kadar yayılmış bu ırk bu kısa analiz dışında çokça kendine derin bir havzada yer bulmaktadır.

 

Yazan : Arda Keskinkılıç

 

Kaynaklar :  

  • A Grammar of the Irish Language, John O’Donovan
  • Dumville, David (1974), "Some aspects of the chronology of the Historia Brittonum"
  • Irish pedigrees; or, The origin and stem of the Irish nation (1892), by John O'Hart
  • Lebor gabala Erenn Volume 1, Irish Text society 1870-1956
  • John of Fordun, Chronicle of the Scottish Nation
  • Poppe, Erich (1995–1997). "Natural and Artificial Gender in Auraicept na nÉces"
  • Kramer, Samuel Noah (1968). "The 'Babel of Tongues': A Sumerian Version"