Advertisement

Zihnimin Uğultusu

Zihnimin Uğultusu
  • 3
    0
    0
    0
  • Bir dilin arşılayamadığı gönülleri kat edebilmek için 
    Hırçın dalgalara kulaçlar atmak gerekiyor

    Kadim şehirlerin girişi gibi parıldarken karşımda ruhun
    Kanımdan ufak ufak sızan bir zehir gibi karışıyor günüme ismin

    Aşkın, kazınmış bir duvardan halliceydi bazı zamanlar
    Benim içimde hızlıca sallanan bir çan gibi doluşurdu uğuldamalar
    Kulağım, dudağım, gözüm, kuşlar ve tepeler geçerdi
    Gözlerimi kapasam silik bir resim olurdu gülüşün
    Her sefer değişir, değişir bir can alıcıya dönüşürdü sensizlik böyle anlarda
    Hiç mi istemez ki tozdan geçilmiş sokaklar bizlerin öpüşmesini
    Yıkmamı istemez mi senin yarattığın ötekiliği
    Bir türlü geçemem ötesine çocukların çizdiği beyaz çizgilerin tebeşirler
    Hüzün, böyle anlarda atlar da geçer üzerimden

    Oysa ki, bir sen bileceksin nasıl sessizce siner içime
    Senden kalan nice kelime, şarkı, şiir
    Sensiz nasıl kalır umudum böyle sokaklarımın karanlığının içinde
    Ya İstanbul o eski İstanbul mu olur söyle?

    Gözlerin bir ormandır böyle anlarda kabileme
    İlkelliğinde bulurum sessizliğini düşüncelerin
    Damla damla dolar beynime hislerim

    Beklemiyorum hiçbir şey,
    Cehenneminin ateşleri göz göz eder zaten tenimi
    Islak bir öpüştür oysa ki bu cennetin bahsini açan
    Ya da bir gözyaşıdır yanağından akan.
    Basılır o vakit sarayları bu cehennemin
    Kanından akan sularda geçer hürriyet türküleri
    Birmiş ikiymiş fark etmez inan ki
    Nelerden geçilmedi, geçilmez ki?

    O vakit durur belki şu zihnimin uğultusu
    Tüter üstünde o vaki dumanı bu büyük savaşın sonunun

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.