"Vazgeçmem" - Gizli Geçit İle Röportaj

"Vazgeçmem" - Gizli Geçit İle Röportaj
  • 0
    0
    0
    0
  •  1. Umarım iyisinizdir. Öncelikle Gizli Geçit’in kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?  


    Merhaba, Gizli Geçit pandemi zamanında tohumları atılan bir grup aslında. Hepimiz gibi evde kapalı kaldığımız günlerde Serkan eski bestelerini gözden geçiriyor, ve yeni şarkılar yazmaya başlıyor. Hakan Ertekin ise evde davul çalarak günlerini geçiriyor. Sonra şarkıları beraber çalıp söylemeye başlıyorlar. Bakıyorlar ki fena tınlamıyor, bu noktada şarkılarının ihtiyacı olan hem elektrik bas hem de kontrbas çalabilen bir basçı arayışına giriyorlar ve Ozan gruba ekleniyor.
     
     2. Yaptığınız müzik tarzını siz nasıl adlandırıyorsunuz? 


    Eğer genel bir tür kalıbına sokmamız gerekirse Gizli Geçit bir rock grubudur. Fakat hepimiz farklı farklı müziklerden ve sanat dallarından ilham ve keyif alıyoruz. Bunlar içerisinde elbetteki caz müziği ve film önemli bir yer tutuyor. Jazz‘daki sadece armonik zenginlik değil aynı zamanda sanatçının anlık dışa vurumu bizim kendi müziğimizde de önemli bir yer tutuyor. Neden film derseniz ise hikaye anlatıcılığı çok önemsediğimiz bir konu. Bu bizim için sadece sözler demek değil, aynı zamanda şarkıların kendi sekansları içerisinde inişler çıkışlar, tempo değişimleri ve aranjman çeşitlemeleri anlamına geliyor.
     
     3. Şarkılarınızın üretim sürecinde ilham aldığın isimler var mı? 


    Bu sanırsak hepimiz için farklılıklar gösterecek bir soru. Ve sadece müzikten örnek vermek doğru değil. Ve elbette ki tek bir ilhamınız olmuyor. Bugüne kadar dinlediğimiz veya bir şekilde biz de iz bırakmış sesler renkler, hikayeler, insanlar.. hepsi biz farkında olmadan müziğimizin içerisinde yer alıyor.
     
     4. Türk müzik piyasasının uluslararası konumunu siz nasıl değerlendiriyorsunuz? 


    Burada belki de bu konumlandırmayı sözlü ve sözsüz müzik olarak ayırmak gerekir. Sözlü müzikte kendi lisanımız olan Türkçeyi elbette ki Türkçe konuşan insanlar dinleyecek ve sevecek. İngilizce sözlü müzikte ve enstrümantal müzikte ise daha geniş kitlelere ulaşmak mümkün ve bunun güzel örnekleri var. Dünya şu anda pandemi sonrası ve savaş iklimi sebebiyle büyük bir çalkalama yaşıyor. Ekonomi sadece müziği değil herkesi ve her iş kolunu vurmuş durumda. Daha iyi günlerin bizi beklediğini ümit ederek, vazgeçmeyerek üretmeye devam etmeliyiz.


     
     5. 2025 ‘te dinleyicilerinizi ne gibi projelerle buluşturacaksınız? 


     Üzerine titrediğimiz bir albüm çalışması içerisindeyiz. Yıllar sonra geri dönüp baktığımızda güzel bir iş çıkarmışız diyebileceğimiz ve kendimizle gurur duyacağımız bir albüm olmasına çabalıyoruz.


     6. Yeni teklinizin üretim süreci nasıl geçti?  


     Genelde Ortaköy’deki stüdyomuzda şarklarımızı pişiriyoruz diyebiliriz. Bazen sadece akustik olarak çalıp şarkı formuna eğiliyoruz, bazen ise gitarlarımızı amfiye bağlayıp biraz ses çıkarıyoruz. "Vazgeçmem" de böyle bir yolculuktan geçti. 


     7. Şarkılarınız arasında sizin için yeri ayrı olan bir şarkınız var mı? 


     "Vazgeçmem" özel bir şarkı. Çünkü biraz karamsar olacak ama içinde yaşadığımız zor dünyada vazgeçmek çok kolay. Bunu elbette ki aşk üzerinden söylemiyoruz şu anda. Her anlamda hayata tutunmak zor ve vazgeçmemek artık erdem isteyen bir şey. Bu açıdan ve vermeye çalıştığımız mesaj doğrultusunda bizim için yeri önemli.


     8. Son olarak sizi dinleyenlere ve dinleyeceklere neler söylemek istersiniz?  

    Bazen kaybolmak güzeldir.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.