Bir Ebeveyn Gözünden; Adolescence

Bir Ebeveyn Gözünden; Adolescence
  • 1
    0
    1
    1
  • Bir dijital platformda geçtiğimiz haftalarda yayınlanan Adolescence adlı diziyi bitirdiğimden beri aklımdan çıkmayan sorularla, ürkütücü senaryolarla zihnim allak bullak oldu. Adolescence insanda soğuk duş etkisi yaratan gerçekçi bir suç drama dizisi. Dizinin ebeveynlikle ilgili olduğunu düşündüğüm için merak edip izledim ancak şimdi düşüncelerimin içinden çıkamıyorum.  Kısaca konusundan bahsedecek olursak 13 yaşındaki Jamie Miller aynı okulda okuduğu bir kız arkadaşını öldürmekle suçlanıyor ancak ısrarla suçsuz olduğunu, bir şey yapmadığını söylüyor. Sinemasal olarak baktığımızda olayın kurgusu, senaryonun işlenişi ve oyuncuların performansını çok başarılı buldum. Özellikle baba-oğul ilişkisi beni sarstı ama asıl etkileyen bölüm henüz 13 yaşında bir çocuğun arkadaşını katledecek kadar manipülatif ve öfke dolu birine dönüşebilmesini görmek oldu.

    Tüm dünyada son zamanlarda artan akran zorbalığı, çocuklar ve gençler arasında ciddi bir sorun haline geldi. Çocukların zayıf noktalarını bularak birbirlerine psikolojik anlamda yüklenmeleri, alaycılık, aşağılama karşısındaki kişiyi derinden yaralıyor. Özellikle ergenler arasında beğenilme ya da beğenilmemenin yarattığı etki azımsanmayacak kadar önemli hale geliyor. Kontrolsüz ve erken yaşta kullanılmaya başlanan sosyal medya hesapları da bu zorbalığın yayılmasında bir araç görevi görüyor.

    Bir ebeveyn gözüyle diziyi izlerken hissettiğim en net duygu korkuydu sanırım. Giderek gelişen ve değişen neslin hızına yetişememe korkusu… Çocuklarımızın bir gün suç işleyen birine dönüşme ya da bu kişilerin saldırısına uğrama ihtimali.  Tüm anne babalar bilir ki çocuklar onların hayatının merkezindedir ve onların mutluluğu sizin mutluluğunuzdur. Küçükken kontrol etmek daha kolaydır ancak büyüdükçe, bazı kararları kendi kendine alabildikçe bağımsızlaşırlar. Bu bağımsızlık ne derece kontrol edilmelidir? Dizinin son bölümünde Jamie’nin anne ve babasının yaşadıklarını anlatıyor. Üzüntüleri, şaşkınlıkları, kendilerini suçlamaları… Özellikle Jamie’nin yaşantısından bahsederken okul sonrası hemen odasına kapanan, bilgisayarın başına geçen ve gece geç saatlere kadar vakit geçiren bir çocuk olduğunu anlıyoruz. Anne ve babası kimlerle konuştuğunu, ne izlediğini, o kadar saat bilgisayar başında ne yaptığını bilmediklerini söylüyorlar. Gözyaşlarımı tutamadan izlediğim bu sahnede anne ve baba adeta bir iç hesaplaşma yaşıyorlar. Acaba bu duruma engel olabilirler miydi? Çocuklarını kontrol edebilirler miydi? Yoksa ellerinden bir şey gelmez miydi? Günümüzde tüm çocuklar böyle davranıyor bu normal diyebilirler miydi?

    Açıkçası bir anne olarak sorumluluğumuzun yüksek olduğunu ve çocuklarımızı düşünceleriyle yalnız bırakmamamızı, yanlarında ve destek olmamız gerektiğini düşünüyorum. Dilerim ki hiçbir anne-baba çocuğunu dizideki Jamie'nin ya da Kate'in durumunda olduğunu görmek zorunda kalmaz.

    Kendimi bu düşünceler arasında savrulurken bulunca hislerimi yazıya dökmemem imkansızdı. Diziyi merak edenlere iyi seyirler diler, izleyenlere de boş duvara bakıp kendini sorgularken çok yıpratmamasını dilerim.


    Yorumlar (1)
    • her bölümünde ayrı hisler bırakan bir dizi, kısa ama öz bir özet. eline sağlık.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.