Advertisement
Advertisement

Anne, Ben Apolitiğim: Sessizliğin Bedelini Ödemeye Hazır Mıyız?

Anne, Ben Apolitiğim: Sessizliğin Bedelini Ödemeye Hazır Mıyız?
  • 7
    0
    0
    0
  • Ben Siyasetten Anlamam: Modern Zamanların En Büyük Kaçışı

    Günümüzde “ben apolitiğim” söylemi, çoğunlukla toplumda rahat bir masumiyet haline yerleşti. Ancak bu tavır, aslında medeniyetin temel gereklerinden biri olan dayanışma ve adaleti zedeleyen, bireysel sorumluluktan kaçışın en meşru gerekçelerinden biri haline dönüşüyor. Apolitik olmak, aslında yaşanan haksızlıklara karşı “durumu olduğu gibi kabul ediyorum” demek; bu da sessiz kalmanın, aslında bir onay mekanizması olduğunu gösteriyor. Bu yazıda, apolitikliğin, özellikle son günlerde yaşanan olaylar ışığında, ne kadar tehlikeli ve eksik bir duruş olduğunu sorguluyoruz.

    Güncel Çatışmaların Gölgesinde: Sessiz Kalmanın Görünmeyen Yüzü

    Son zamanlarda, sokaklarda adalet arayışının yankıları duyuluyor. Toplumun çeşitli kesimlerinden yükselen tepki ve protestolar, adaletsiz uygulamalara karşı verilen mücadelenin canlı birer örneğidir. Ancak ne yazık ki, “ben apolitiğim” diyenlerin sayısı, bu sessizliğe saplanmış kalabalığın da artmasına zemin hazırlıyor. Bu söylem, aslında toplumun çürüyen organlarına duyulan küçümsemenin, kaderci bir kabullenmenin ve en önemlisi, sorumluluk almayarak mevcut düzeni onaylamanın pasif bir hali. Bu durum, ne kararsızlık ne de tereddüt meselesi; bilinçli bir tercihin, ya da tam aksine sorumluluktan kaçışın göstergesi.

    Sessizlik, Adaletsizliğe Ortak Çıkarma Demek!

    Her ne kadar “apolitiğim” deyip olayların dışında kalmak, kişisel rahatlık arayışı gibi görünse de, bu tutum aslında mağdur olan kesimlerin yanında hiçbir destek vermemek anlamına geliyor. Saraçhane’deki olaylar, gençlerin haksız yere gözaltına alınması gibi örnekler, adaletin ne denli kırılgan olduğunu gözler önüne seriyor. Bu olaylar sırasında, devlete ve sistematik adaletsizliğe karşı bir ses yükselirken, apolitik duruşu benimseyenlerin sessizliği, aslında bu mağduriyeti onaylayan bir tavır olarak yorumlanabilir. Her bireyin, vuku bulan haksızlıklar karşısında tepkisiz kalması, sadece ideolojik bir boşluk yaratmakla kalmıyor; aynı zamanda sistematik sorunların derinleşmesine zemin hazırlıyor.


    Tarafsızlığın Romantize Edilmesi: Vicdanı Susturmanın Yolu


    “Ben apolitiğim” söylemi, çoğu kez tarafsızlık olarak sunulmaya çalışılıyor. Fakat tarafsızlık, bir seçim olarak sunulursa, o da aynı zamanda adaletsizliği körükleyen, sessiz kalmayı seçenlerin aktif olarak var olan düzenin parçası olduğu gerçeğini gizliyor. Taraf tutmamak, sorumluluk almak yerine, mevcut sorunların doğal seyrine bırakılması demektir. Bu durum, ne kadar da romantik bir kaçış hikayesi gibi anlatılsa da gerçekte, sessiz kalmanın bedeli ödenmekte. Toplumsal adaletin ve bireysel vicdanın, ihmal edilmiş olması, uzun vadede daha büyük sorunlara yol açar. Tarafsızlık değil; vicdanlı bir duruş, adalete dair somut adımlar atmak, toplumun ortak sorunlarına çözüm aramak esas alınmalıdır.

    Sosyal Sorumluluğun Yeniden Keşfi: Kendi Sesimizi Duyuralım!

    Her bireyin sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, adaletsizliğe karşı tepkisiz kalmaması, aslında bir nevi toplumun yeniden uyanışını sağlayabilir. Apolitiğim demek, yalnızca kendi konfor alanımızda kalmak değil; aynı zamanda, sistemin getirdiği adaletsizliklere sessiz kalmak, onları sürdürülebilir kılmak demektir. Her gün sokaklarda, adalet ve özgürlük uğruna verilen mücadeleler, tek bir sesle birleşmediği sürece, umudun sönmesine neden olur. Bu noktada, “ben apolitiğim” söyleminin ardındaki sorumluluk eksikliği, sistemin eleştiride bulunmadan onay vermekle eşdeğer hale gelir. Bizler, hayatın içindeki adaletsizliklere karşı duyarlı bir tutum sergileyerek, hem kendimizi hem de gelecek nesilleri koruma görevimizi yerine getirmeliyiz.


    Sonuç: Sessizlik, Mevcudiyeti Onaylamaktır


    Özetle, apolitik olmak bir "tercih" gibi sunulsa da, bu tutum çoğu zaman toplumun en kırılgan kesimlerini yüzüstü bırakmak anlamına geliyor. Sessiz kalmak; baskıya, haksızlığa ya da adaletsizliğe karşı bir duruş sergilemek yerine, olan biteni uzaktan izlemeyi seçmektir. Bu yazı, “ben apolitiğim” diyenlere, bu söylemin ne kadar tehlikeli olduğunu ve aslında sorumluluktan kaçmanın en steril kılıfı olduğunu hatırlatmak için yazıldı.

    Gerçekte, sessizlik bir tür onaydır. Adaletsizlik karşısında tarafsızlık iddiası, çoğu zaman o adaletsizliğe dolaylı bir ortaklığa dönüşür. Toplumsal dönüşüm, yalnızca fikir beyan edenlerin, ses çıkaranların ve sorgulayanların elleriyle mümkün olur. Bu yüzden, gerçekten adil bir gelecek isteniyorsa, önce tarafsızlık zırhı çıkarılmalı ve hakikatin tarafında açıkça durulmalıdır.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.