1967 yılında bir lise öğretmenin gerçekleştirdiği psikolojik deney olan "Üçüncü Dalga Deneyi"ni konu alan "Die Welle" filmine sizler için göz attık.
Filmin senaryosu, deneyi yapan öğretmenin yazdığı hikâyelerden yola çıkarak oluşturulsa da filmin Almanya'da geçmesi, anlatılanların daha vurgulu olması için sert bir dille aktarılması gibi bir takım değişiklikler söz konusu.
Yönetmenliğini Dennis Gansel’in yaptığı filmde öğretmen rolünü, Almanya’nın en başarılı oyuncularından Jürgen Vogel üstlenmiş.
Filmde, okuldaki her sınıf farklı bir yönetim şeklini temsil ederken en dikkat çekici ve deneyin konusu olan sınıf Rainer Wenger'in sınıfı oluyor. Başlarda kontrolü tamamen elinde tuttuğu sanan Wenger, öğrencilerin duygusal dünyalarını, aile ve arkadaş ilişkilerini göz ardı ettiği için zaman içerisinde öğrencilerin gruba fazlasıyla bağlanacağını ön göremiyor.
Bay Wenger ilk başta bir takım kurallar koyuyor ve öğrenciler kuralları önce hoş karşılamasa da daha sonra benimsemeye başlıyorlar. Bay Wenger'in "Okyanustaki en güçlü dalga üçüncü dalgadır" sözü üzerine kendilerini "Dalga" olarak isimlendiriyorlar ve gün geçtikçe gruba bağlılıkları artan gençler kendilerine amblem, slogan ve üniforma belirliyorlar.
Zamanla diğer gruplarla kavgalar ortaya çıkmasıyla ve bazı öğrencilerin bu deneyi fazla ciddiye alıp şiddet unsurunun giderek artmasıyla Bay Wenger, kontrolü kaybettiğini anlayıp deneyi bitirmeye karar veriyor. Fakat aynı deneyde olduğu gibi deney bitirilene kadar dört gün içerisinde yaşananlar gerçekten insanı hayrete ve dehşete düşürüyor.
Deneyi sonlandırmak isteyen öğretmen Wenger’in, finalde yaşanan olaylar üzerine hissettiği çaresizlik ve acı, Jürgen Wogel ve öğrencileri canlandıran gençlerin gözlerindeki korku dolu bakışlarla birleşince filmi oyunculuk açısından unutulmaz bir seviyeye taşıyor.
Görsel ya da işitsel anlamda fevkalade bir film olduğunu söyleyemeyiz fakat gerçek bir olayı konu aldığı için izleyiciyi oldukça etkilen bir film. Aynı zamanda İstanbul Film Festivali’nde "jüri özel ödülü"nü alması ve birçok festivalden eli boş dönmemiş olması filmin kalitesini gösteriyor.
Filmin senaryosu, deneyi yapan öğretmenin yazdığı hikâyelerden yola çıkarak oluşturulsa da filmin Almanya'da geçmesi, anlatılanların daha vurgulu olması için sert bir dille aktarılması gibi bir takım değişiklikler söz konusu.
Yönetmenliğini Dennis Gansel’in yaptığı filmde öğretmen rolünü, Almanya’nın en başarılı oyuncularından Jürgen Vogel üstlenmiş.
Filmde, okuldaki her sınıf farklı bir yönetim şeklini temsil ederken en dikkat çekici ve deneyin konusu olan sınıf Rainer Wenger'in sınıfı oluyor. Başlarda kontrolü tamamen elinde tuttuğu sanan Wenger, öğrencilerin duygusal dünyalarını, aile ve arkadaş ilişkilerini göz ardı ettiği için zaman içerisinde öğrencilerin gruba fazlasıyla bağlanacağını ön göremiyor.
Bay Wenger ilk başta bir takım kurallar koyuyor ve öğrenciler kuralları önce hoş karşılamasa da daha sonra benimsemeye başlıyorlar. Bay Wenger'in "Okyanustaki en güçlü dalga üçüncü dalgadır" sözü üzerine kendilerini "Dalga" olarak isimlendiriyorlar ve gün geçtikçe gruba bağlılıkları artan gençler kendilerine amblem, slogan ve üniforma belirliyorlar.
Zamanla diğer gruplarla kavgalar ortaya çıkmasıyla ve bazı öğrencilerin bu deneyi fazla ciddiye alıp şiddet unsurunun giderek artmasıyla Bay Wenger, kontrolü kaybettiğini anlayıp deneyi bitirmeye karar veriyor. Fakat aynı deneyde olduğu gibi deney bitirilene kadar dört gün içerisinde yaşananlar gerçekten insanı hayrete ve dehşete düşürüyor.
Deneyi sonlandırmak isteyen öğretmen Wenger’in, finalde yaşanan olaylar üzerine hissettiği çaresizlik ve acı, Jürgen Wogel ve öğrencileri canlandıran gençlerin gözlerindeki korku dolu bakışlarla birleşince filmi oyunculuk açısından unutulmaz bir seviyeye taşıyor.
Görsel ya da işitsel anlamda fevkalade bir film olduğunu söyleyemeyiz fakat gerçek bir olayı konu aldığı için izleyiciyi oldukça etkilen bir film. Aynı zamanda İstanbul Film Festivali’nde "jüri özel ödülü"nü alması ve birçok festivalden eli boş dönmemiş olması filmin kalitesini gösteriyor.
Yorum Bırakın