Teşhirle Bütünleşik

Teşhirle Bütünleşik
  • 1
    0
    0
    0
  • Teşhirle Bütünleşik

    Kayıtsız kalınan ezgilerin seviyesini belirlemek adına çıktığınız bu yolculukta, karmaşık bir sonu masada bulduğunuzu hayal edin. Karşılıklı hasbihal etme dürtünüzün olmadığına her birimiz az biraz ihtimal veriyor olsak da, defalarca zehirli sarmaşık diye belirlediğimiz bir belirlenimi ne diye hayatımızın en ince yerine tekrar iliştirme ihtiyacı duyuyoruz? Bu ilişik hayatı biz seçmediysek, ne oldu da kaçtığımız her yangına tekrar yakalandık? Hayali kurulan bu karşılaşmada tarafların kimler olduğunu seçmek zor. Her halükarda burayı sırf bir şeyler karalamak için kullanmak saçmalık olacaktır. Bu haliyle kaçıngan davranışlarımızın kentin varoşlarında gizlenmesi lazım gelecek.

    Sırf anlaşılma telaşıyla düştüğümüz bu yollarda iyi bir hikâye anlatıcısı olmadığımız aşikâr. Belli ki bir şeylerin yanlış gittiğini düşünecek fazla bir zamanımız yok. Vakit ayırmak için ise belirli bir sebebimiz yok. Yoksa kendimizi dahil ettiğimiz tüm dost mecralarında kasıt, sanki sonsuzluğa imiş gibi korkakça atılımlar neden yapılsın? Bu adımların hepsinin önceden hesaplandığını söylemek güç ama yazılan her şeyin bir anlam bütünselliğinde olması öğütlenmişti. Biz bir şeylere inanmayı, sarmalamayı, anlamlandırmayı, anlatmayı ve tahminlerin bütünden kopmuş parçalar olduğunu bilmeyi ne zaman bıraktık?

    Sonsuzluk defalarca kez örselenmiş; öyküler bağlamdan kopuk, özlemek sahici bir duygu olmaktan ziyadesiyle uzak. Böyle bir zamanda duyguları teşhir etmek için girişilen savaşlarla Don Kişot kıyasıya savaşırdı. Teşhir etme hastalığı, yaşamın pek çok anında kendisini delik çorap gibi hissettirse de yabana atılacak bir mesele değil. Kendimizi ifade edemeyişimizin arasındaki gizli sır her defasında bizden kaynaklı olmayacağı için teşhir etmek kullanışlı bir alet. Söz gelimi, ağlamak teşhirin önemli bir parçası.

    Bağdaşık ruhların çözümü için giriştiğimiz çoğu savaşı kazanamayacağız. Ruh istencini katıksız biçimde ayırt edemeyeceğiz. Sırf iletişim için bile araya koyduğumuz aletleri nereye koyduğumuzu saptayamayacağız. Yontmaya çalıştığımız demirin, şarapnel parçası olarak kalbimizi yok edeceği günü asla tahmin edemeyeceğiz. Beklenen günün geldiğini ise anlayamayacağız. Çoktan seçmeli bu olumsuz öbeklerin sonunun nereye bağlanacağını düşündükçe geçen zamanı ise asla hesaplayamayacağız.

    Nereye varacağına emin olduğumuz ama yapmaktan korktuğumuz her şeyi burada biriktirmeye kalkışsak, nasıl bir izlenim uyandırırım bilmiyorum. Fakat hiçbirimizin iyi bir niyet okuyucusu olmadığı ortada. Bunca sonuçsuz girişim başka nasıl açıklanabilir? Telaş barındırmadan çıkılan bir yolda bile uçuruma yuvarlanan aracın lastiklerinin çok önceden eridiğini bir gazete haberinde okumuştum. Buna rağmen atılacak hiçbir adım korkakça olmayacaktı.

    Bu kadar fazla itiraftan sonra kalp bir ferahlığa kavuşup, ruh tatminkâr bir moda bürünür. Mod geçişlerinde ise uzun zamandır katlanılmaz bir suskunluğun geri dönüş izleri aranmalıdır. Belli ki en derinde sakladığımız her ne ise, onun sadece görünür olması yetmiyor. Bulduğu ilk fırsatı değerlendiren arzular, ses ile oluşturduğu harmoniyle koca bir ezgiye dönüşüyor. Mesele çılgınlıktan ziyade burada var olmak ve varlığını tasdiklemek.

    Fırsat reyonunda sözlerinizi unutmayın.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.