Kuzeyde Bırakılan Birkaç Milyon: Triple Frontier

Kuzeyde Bırakılan Birkaç Milyon: Triple Frontier
  • 0
    0
    0
    0
  • J.C. Chandor'un 2019 yapımı filmi Triple Frontier, ilk bakışta tipik bir aksiyon-macera filmi gibi görünse de, derinlemesine incelendiğinde insan psikolojisi, açgözlülük, ahlaki çatışmalar ve dostluk gibi temaları işleyen bir yapıya sahiptir. Film, Güney Amerika'da bir uyuşturucu baronunun servetini çalmak üzere bir araya gelen eski özel kuvvetler mensuplarının hikâyesini anlatır. Ancak hikâye ilerledikçe mesele sadece paranın peşinde koşmak değil, bu uğurda kaybedilen değerler ve bozulan insan ilişkileri haline gelir.

    Film, açılışında bir miktar askeri yoğunluk barındırsa da kısa sürede karakter odaklı bir yapıya evrilir. Grup üyeleri, sistem tarafından unutulmuş, sivil hayatta tutunamamış ve geçmiş başarılarının gölgesinde yaşayan adamlardır. Bu hırsızlık operasyonu, onlar için bir nevi adaletin sağlanmasıdır. Ancak ne ironiktir ki, çaldıkları paranın ağırlığı sadece fiziksel değil, aynı zamanda vicdani bir yüktür. Film boyunca bu yükle başa çıkmaya çalışırlar, fakat çoğu zaman başarısız olurlar.

    Tom Davis karakteri, grubun en öne çıkan figürlerinden biridir. Açgözlülüğü en yoğun şekilde yaşayan kişi gibi görünse de, aslında bu özelliğini en dürüstçe sergileyen karakterdir. Parayı daha çok almak ister, evet, ama bunu saklamaz. Diğerleri ise daha temkinli, daha vicdanlı bir tavır takınsa da fırsat geldiğinde Tom’dan geri kalmazlar. Bu noktada Tom’un ölümüyle birlikte diğer karakterler için bir dönüm noktası başlar. Ama öz eleştiri yapamayacak kadar dış etmenler tarafından uyarılmışlardır. Paranın hepsini taşıyamayacaklarını fark ettiklerinde, helikopter sahnesinde alınan kararlar karakterlerin iç dünyasını da ele verir.

    Helikopterin düşmesi, sadece bir aksiyon sahnesi değil, aynı zamanda bir kırılma anıdır. Fiziksel olarak düşerler, ama asıl düşüş karakterlerinin içinde başlar. Köy halkıyla yaşadıkları gerilimde ise insan ilişkileri, kültürel farklılıklar ve para hırsının nasıl daha büyük tehlikeler doğurabileceği görülür. Film, bu noktada daha fazla dramatik yoğunluk kazanabilecekken, bu çatışma görece yüzeysel geçilir. Oysa karakterlerin hayatta kalabilmek için halkla mücadele ettiği bu anlar, paranın sadece bir araç değil, bir bela olduğunu daha güçlü biçimde gösterebilirdi.

    "Tom bu para için öldü. -Hayır Tom bu para yüzünden öldü!"

    Filmde karakterler arasında yeterince açığa çıkmamış bazı çatışmaların izleri hissedilse de, daha önce yaşanmış kırgınlıklar, geçmişten gelen duygusal yükler gibi detaylar işlenmediği için karakterlerin derinliği zaman zaman eksik kalır. Yine de diyalogların çoğu ölçülü, sade ve gerçekçidir. Filmin sonunda kuzeyde bırakılan birkaç milyon dolar, yalnızca maddi bir kaybı değil, aynı zamanda bir tür arınmayı, bırakmayı, geride bırakılan yükleri temsil eder.

    Filmin başındaki askeri aksiyon sahneleri daha kısa tutulabilir, bu sayede karakterlerin geçmişine dair daha fazla ipucu verilebilirdi. Loreo'nun evinde gerçekleşen soygun sahnesi, karakterler arasında daha önce yaşanmış kırgınlıkları veya gerginlikleri yansıtarak dramatik gerilimi artırabilecek bir tohumu ekebilirdi. Helikopter sahnesinde paranın bırakılması anı, karakterlerin açgözlülükleriyle vicdanları arasındaki çatışmayı daha net gösterecek şekilde, kararsızlıklarla dolu bir yapıya kavuşturulabilirdi. Köy halkıyla karşılaşma ise daha gergin ve inandırıcı biçimde ele alınarak karakterlerin savaş dışı gerçeklerle yüzleşmesi daha güçlü şekilde işlenebilirdi. Bu tür detaylar, karakterlerin sadece aksiyon yönüyle değil, aynı zamanda psikolojik derinlikleriyle de öne çıkmasını sağlayabilirdi.

    Triple Frontier, sahip olduğu potansiyele rağmen yer yer sığ kalmış bir anlatım sunsa da, izleyiciye "Ne kadar yük taşıyabilirsin?" sorusunu sordurmayı başarır. Ve o yük, sadece para değildir.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.