Aynada Yansıyan Evren: Kuantum, Mevlânâ ve Vahdet-i Vücûd

Aynada Yansıyan Evren: Kuantum, Mevlânâ ve Vahdet-i Vücûd
  • 0
    0
    0
    0
  • Her çağ, hakikate ulaşmak için kendi dilini üretir. Kadim zamanlarda bu dil şiirdi, sezgiydi, vecddi. Modern çağda ise bu dilin adı: bilim. Lâkin her iki dil de, farklı yollardan aynı sırra varmaya çalışır: Varlığın hakikati nedir? Ayrı görünen şeyler aslında bir mi? Biz kimiz ve neyle bağlıyız? Bu soruların tasavvufun derin sularında da, kuantum fiziğinin dalgalı denklemlerinde de yankılandığını görmek şaşırtıcı değil, belki kaçınılmazdır.


    Amerikalı teorik fizikçi Dr. Fred Alan Wolf, kuantum fiziğiyle Mevlânâ’nın vahdet-i vücûd anlayışı arasında dikkat çekici benzerlikler kuran isimlerden biridir. Ona göre, Mevlânâ’nın bazı beyitleri yalnızca mistik bir vecdi değil, aynı zamanda bilincin doğasına dair kuantumcu bir sezgiyi de ihtiva etmektedir. Özellikle aşağıdaki beyitler, Dr. Wolf’un dikkatini çekmiştir:

    “Seher vakti gökyüzünde bir ay göründü, gökten indi de gözünü bize dikti, bakmaya başladı.
    Ay zamanında bir kuş vurmuş doğan gibi. Ay beni kaptı, gökyüzüne uçuruverdi.
    Kendime baktım, göremedim. Çünkü o ayın lütfuyla bedenim can kesildi.
    Can âlemine gittim. Orada da o aydan başka bir şey göremedim.
    *Hâsılı ezelî tecellî sırları tamamıyla anlaşıldı.”


    (Divân-ı Kebîr, c. 7, gazel 3312, beyit 1566-1570)

     

    Varlığın Çözülüşü ve Ayın Çağrısı
     

    Bu beyitlerde Mevlânâ, aşkın ve hakikatin timsali olan “ay”ın bir gece vakti zuhurunu tasvir eder. Fakat bu ay, gökyüzünde duran soğuk bir cisim değil; göksel bir bilinç, bir cezbe merkezi, bir hakikat aynasıdır. “Ayın gözünü dikmesi”, mutasavvıfın iç dünyasına vuku bulan ilâhî bir nazardır. Gözlemci, burada sadece bir nesneye bakan değil, onun tarafından da bakılandır artık.


    Dr. Wolf, bu imgeyi kuantum fiziğindeki gözlemci etkisi ile ilişkilendirir. Kuantum düzeyde, bir parçacığın hâli gözlemlenene dek “süperpozisyon” hâlindedir; yani aynı anda birçok ihtimali barındırır. Gözlem anı, bu ihtimallerin “çöküş”üdür. Mevlânâ’nın “ay beni kaptı, göğe uçurdu” deyişi, işte bu dalgalı bilinç hâlinden tekilliğe, benlikten birlik hâline bir geçiştir.

     

    Kendine Bakıp Görememek
     


    “Kendime baktım, göremedim” beyti, tasavvufta benliğin fenâ hâlinde silinmesini anlatır. Bu noktada, kişi kendi varlığından arınır, hakikatin nurunda yok olur. “Bedenim can kesildi” ifadesi, maddenin şekil olmaktan çıkıp nur ve bilinç haline dönüşmesini ifade eder.

    Kuantum alan teorisinde, madde olarak gördüğümüz her şey aslında bir enerji alanının tezahürüdür. Form, geçicidir; öz, dalga hâlidir. Mevlânâ’nın, can âlemine vardığında yalnızca “o ayı” görmesi, yani başka hiçbir şeyin orada mevcut olmayışı, birlik idrakinin tam tecellîsidir.

     

    Vahdet-i Vücûd’un Kuantum Yansımaları

     


    İbnü’l-Arabî’nin “vahdet-i vücûd” anlayışına göre, varlık çokluk gibi görünse de hakikatte tek bir vücûttur. Ayrılık, sadece gölgelerin oyunudur. Gerçeklik ise tektir, birdir ve bölünmezdir. Kuantum fiziği de bu fikirle çarpıcı şekilde örtüşür: Her şeyin temeli, görünmeyen bir birlik alanıdır; parçacıklar birbirine dolanık, zaman ve mekân ise izafi kavramlardır.


    Dr. Wolf’un dikkat çektiği gibi, Mevlânâ’nın şiiri bir sezgiyle, modern fiziğin söylemek istediği şeyi önceden söyler gibidir: Evren, parçalı değil; bir bütündür. Gözlemciyle gözlenen, bilinçle varlık birdir.

     

    Sonuç: Sır Tek, Diller Farklı
     


    Mevlânâ’nın beyitlerinde sezilen hakikat, sadece dervişlerin semasında değil; aynı zamanda laboratuvarlarda titreşen atomların içindedir. Kozmos, içeriden ve dışarıdan aynı hakikati haykırır. Bu hakikat bazen bir formül olur Schrödinger’in elinde, bazen de bir gazel olur Konya semalarında yankılanır. Ayın gözünü diktiği o seher vaktinde, belki biz de o nazara denk geliriz.

    Zira gözlemlediğimiz şey ile olduğumuz şey, belki de birbirinden hiç farklı değildir.

     

     

    Kaynakça
     

    Mevlânâ Celâleddîn Rûmî, Divân-ı Kebîr, c. 7, Gazel 3312, Beyit 1566–1570, çev. Abdülbâki Gölpınarlı, İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları, 2018.
    Wolf, Fred Alan. The Spiritual Universe: How Quantum Physics Proves the Existence of the Soul. Simon & Schuster, 1996.
    Wolf, Fred Alan. Taking the Quantum Leap: The New Physics for Nonscientists. Harper & Row, 1981.
    Capra, Fritjof. The Tao of Physics. Shambhala Publications, 1975.
    Chittick, William C. The Sufi Path of Knowledge: Ibn al-‘Arabi’s Metaphysics of Imagination. SUNY Press, 1989.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.