Titanik Filmi Gerçeği Yansıtabilmiş Miydi?

Titanik Filmi Gerçeği Yansıtabilmiş Miydi?
  • 0
    0
    0
    0
  • Aslında birçoğumuzun Titanik ile tanışma hikayesi 1997 yapımı James Cameron imzalı Titanik filmiyle oldu. Gerçek bir hikayeden alınmış olan Titanik filminde  Rose ve Jack aşkına odaklanıldı. Titanik dönemin en modern gemisi sanılıyordu. Bir kıskançlık uğruna çok kısa bir sürede gemi tasarlandı ve yapıldı. Onun için asla batmaz denildi. Tüm zenginleri hayran bırakan bir dekorasyonla süslenmiş olmasına rağmen fark edilmeyen birçok eksik vardı. Sadece dekor olarak yapılmış bir baca, eksik filika ve daha niceleri. 14 Nisan 1912'de İngiltere'den New York'a ilk yolculuğunu gerçekleştirirken bir ihmal sonucu buz dağına çarptı ve asla batmaz denilen, büyük bir bina yüksekliğindeki gemi 2 saat 40 dakika içinde, 2.200 küsür kişiyle birlikte denizin derinliklerine doğru yol aldı. Cesetler asla bulunamadı. Çünkü bu denli derinlikte kemikler yüksek hızda çözülüyordu. Sadece 706 kişi kurtulabildi. 1960 yılında Amerikan donanması iki nükleer denizaltıyı gizemli bir şekilde kaybetmesinin ardından 1980'li yıllarda okyanus bilimci olan Robert Ballard'ı kayıp füzeleri bulması için görevlendirdi. Ballard, kısa bir araştırmanın ardından bunca zamandır kayıp olan füzeyi kolayca buldu. Ancak Titanik enkazının üzerinde bulunduğunu tahmin ederek kalan zamanını Titanik için harcıyordu. Ve düşündüğü gibi de oldu. Ballard, 1985 yılında resmen batığı keşfeden ilk kişi oldu. 1985 yılından itibaren defalarca keşif gezisi düzenlendi. Teoriler sunuldu ancak hiçbir sonuca varılamadı. 1996 yılında Titanik filmini çekmeye karar veren James Cameron, her ne kadar aşk filmini anlatacak olsa da asıl amacı doğru bir şekilde Titanik'i anlatabilmekti. Bunun için çekimlerden önce ekiple birlikte Titanik hakkında her şeyi öğrenmeye başladılar. Batığa tam 33 kez dalış yaptı. Tarihi anlatacak olan bu filmin tutarlı olabilmesi içi bu araştırma gerekliydi. Karakterlerin aileleri hala yaşadığı için doğruya sadık kalabilmeleri lazımdı. Modeller çıkarıldı. Fotoğraflara bakılarak odaların tasarımları yapıldı.

    James Cameron filmin üstesinden başarıyla gelmişti ancak ilk andan itibaren ise aklında hep tek bir soru vardı: Titanik filminde gerçeği yansıtabilmiş miydi? Filmden 20 yıl sonra kurduğu bir ekiple filmde yaptığı yanlışları görebilmek için var gücüyle çalıştı. Öyle ki filmde yapılanların yüzde ellisine yakını yanlış çıkarsa filmi tekrardan çekecekti. BATIŞ SAHNESİ James Cameron, batma sahnesini şöyle çekti: Önce pruva tarafı batmaya başladı ve kıç tarafını iyice hava kaldırdı. Ve kıç tarafı devasa ağırlığı kaldıramadı ve kırılarak gemi ikiye bölündü. Ancak bu kanıtlanmış bir şey değildi sadece bir tahmindi. Gemi için en önemli gizemlerinden biri nasıl batmaya başladığı yönündeydi. Geminin nereden kırıldığı ve battığı yönünde herhangi bir kalıntı bulunamadı sadece bazı teoriler ortaya atıldı. Cameron'un ekibi öncelikle bir simülasyon tasarladı. Bu simülasyonda geminin su almasına orantılı olarak geminin battığı ve sadece 23 derece gibi bir açıda ikiye bölünerek kırıldığı açıklandı. Ancak Cameron için bu bilgi yeterli olmadı. Filmden 20 yıl sonra kurduğu ekiple bir deney gerçekleştirmeye karar verdi. Gerçeği ile orantılı bir ağırlıkta olan maket kullanılarak havuzun içinde deney yaptılar. Onlarca denemenin ardından geminin, 25 derecelik bir açıyla battıktan sonra kırıldığı, altında kalan parça sayesinden kıç kısmını aşağı doğru çektiği ve 90 derecelik bir açıyla battığı gözlemleniyordu. Şimdi iki teori daha vardı kıç kısmı 90 derecelik bir açıyla mı batmıştı yoksa direkt su yüzeyine ters bir şekilde düşerek mi? KARAKTERLER Karakterler torunlardan ve hayatta kalanlardan öğrenilerek yerleştirilmeye çalışıldı. Ancak James Cameron bazı karakterlere kurgusal olaylar yüklediği için hala hayatta olan torunlardan bazı eleştiriler aldı. Margaret Brown Filmde bilinen ismi ile Molly geminin en zengin müşterilerinden biriydi. Cameron'ın hayalinde neşeli bir kadın vardı. Gemi batmaya başladıktan kısa bir süre sonra filikalarla kaçmaya başarabilen ilk kişilerden biriydi. Filikadaki konuşma sırasında Molly kaçmaya çalışan diğer insanlara bakarak filikaya yöneten kişiye geri dönüp daha fazla kişi olabileceklerini söylüyordu. Gerçek hayatta ise bu konuşmadan sonrası Molly tarafından torunlarına şöyle anlatıldı: Geri dönebileceğimizi söylediğimde biraz daha konuşmaya devam edersem beni filikadan atacağını söyledi. Ancak uzun bir çabanın ardından filikaya yöneten ben oldum ve geri dönüp suyun üstünde donmaya başlayan birçok kişiyi alabildim.'' William Murdoch Titanik filminde kaptan William Murdoch batma sahnesinde önce birini daha sonra kendini öldürüyordu. James, bu durumu kurgusal olarak yazmıştı ve o psikolojide olan birinin bunu yapabileceği imajını yaratmaya çalışmıştı. Ancak filmden sonra William'ın yaşayan torunları bu sahneye tepki göstermişti. John Jacob Astor John gerçekte geminin en zenginlerinden biriydi. Üstelik yeni bir hayat kuruyordu. Meraklı bir adamdı. Hatta bu özelliğinden yola çıkarak Cameron ona bir sahne yazmıştı. John'un, can yeleklerinden birinin içini açarak sisteminin nasıl olduğunu çözdüğü bir sahneydi ancak filmden çıkarılan sahnelerden biriydi. Ida and Isidor Straus Isidor Straus sonradan milyoner olmuş biriydi ve kongre üyesiydi. Tıpkı filmde olduğu gibi Ida can kurtaran filikasına önden binmeyi reddetti ve burada kalıp eşiyle ölmeyi tercih etti. Isidor'un cansız bedeni bulunduğunda içinde çocuklarının fotoğrafı olan bir madalyon bulundu. Madeleine Force John Jacob Astor'un yeni eşiydi. Yeni bir hayat kurmaya çalışıyorlardı ve beş aylık hamileydi. Gemiden sağ kurtulanlardan biriydi. Hamile oluşu, Rose ile Jack'in konuşması sırasında anlaşılıyordu. Müzisyenler Filmde de aynı gerçekte olduğu gibi müzisyenler son ana kadar çalmışlardı. Görevleri kaosu engellemek ve sorun yok imajını yaratmaktı ancak ne kadar etkili olduğu tartışılır. Batık sonrasında hayatta kalan mürettebatın, müzisyenlerin ailelerinden kostümlerini teslim etmedikleri için para istedikleri iddia edilmişti. ODALAR TELGRAF ODASI Telgraf odası için çoklu pozlama tekniği ile çekilmiş gerçek bir fotoğraf kullanılarak filmdeki telgraf odası dekore edildi. Ancak sadece tek bir duvar alanı fotoğraflanmıştı. Harici kısımdaki yerler RMS Olimpiyc gemisi fotoğraflarına bakılarak dekora edildi. Ancak James Cameron filmden sonraki araştırmalarında sonradan dekore edilen kısmın gerçeği yansıtmadığı fark etti. ANA MERDİVEN Batık ilk bulunduğunda meşeden yapılmış olan ana merdivenin hiçbir kalıntısı bulunamadı. Deniz canlılarının yemiş olabileceği düşünülmüştü ancak öyle olsaydı aynı malzemeden yapılan diğer kolonlar neden yerindeydi? Üstelik fotoğraflarda dikkat çeken merdivenin demir süslemeleri de ortada yoktu. Cameron ise set sırasında gerçeğine birebir benzeyen çelikten yapılmış bir merdiven kullandı. Ancak su basma sahnesinde çelik parça koptuğu ve tehlike saçtığı için yapı malzemesi değiştirildi. DİĞER ODALAR BİRİNCİ SINIF BİR ODA ÜÇÜNCÜ SINIF BİR ODA   KAYNAKÇA: 1, 2 3, 4,">5,6      

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.