Grace Kelly'nin hayatını hızlı yaşamıştı. 12 yaşındayken o tiyatro oyununa aniden seçilmiş, 22 yaşındayken aniden keşfedilmiş, Rainer ile aniden tanışmış, aniden prenses olmuş ve aniden ölmüştü...
Grace Kelly, olimpiyat atleti John B. Kelly, Jr. ve Pensilvanya'nın ilk kadın atletizm koçu olan Margaret Katherine Majer Kelly'in üçüncü çocuğu olarak 1929 yılında Amerika'da dünyaya geldi. (Doğumundan 4 yıl sonra ailenin son ve dördüncü çocuğu olan Elizabeth A. Kelly dünyaya geldi)
[caption id="attachment_131176" align="alignnone" width="469"] Kelly ailesi[/caption]
Katolik olan babası onu diğer kardeşlerini de gönderdiği gibi bir Katolik okuluna gönderdi. Ayrıca ailesi onun sporcu olarak yetişmesini ve ileride olimpiyatlara katılmasını istiyordu. Aile bunları düşlerken Kelly'nin aklından geçen tek bir şey vardı o da oyunculuktu. Oyunculuğa olan ilgisi günden güne artarken, 12 yaşındayken okul tiyatrosunda ilk sahne deneyimini yaşadığında bu hayale daha sıkı sarıldı. Ailesinin şiddetle karşı çıkmasına rağmen Hollywood için pek çok ünlü yetiştiren meşhur Amerika Dramatik Sanatlar Akademisi'ne kaydoldu. Aynı zamanda modellik yapan Kelly, 22 yaşındayken yapımcılar tarafından keşfedildi. Sarışın, güzel ve kibar Kelly, Amerikan filmleri için henüz keşfedilmemiş bir cevherdi. 1951 yılında “Fourteen Hours” filminde Louise Ann Fuller karakteriyle ilk kez beyaz perdede rol aldı. Hemen ardından 1952 yılında “High Noon” filminde oynadı. 1953 yılında “Mogambo” filminde Linda Nordley rolüyle beyaz perdede henüz üçüncü yılı olmasına rağmen Akademi Ödülü'ne aday gösterildi ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Altın Küre Ödülü'nü kazandı.
Bu başarılarının ardından Hollywood dünyasında adından sıkça söz edilen Kelly, sarışınlara olan takıntısıyla bilinen Alfred Hitchcock'un da dikkatini çekmeyi başardı. Hitchcock onu keşfettiğinde tüm magazin haberlerine rağmen Kelly hala Hollywood'un uslu ve kibar kızıydı. Hitchcock onu kendi tabiriyle “kar kaplı bir volkana” dönüştürdü. Hitchcock yapımı Dial M for Murder, Rear Window ve To Catch a Thief filmlerinin ardından, 1954'te George Seaton imzalı The Country Girl filminde oynadı ve bu film sayesinde En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar'ı kazandı.
Bu sırada ise Monaco'da tahta yeni çıkan Prens Rainier III, ülkesinin düşüşe geçen popülaritesini artırmanın yollarını arıyordu. Monaco giderek düşüşe geçmişti ve yeni bir varis çıkartmazsa Fransa'nın bir parçası olacaktı. Bu yüzden Monaco'nun popüler olması için herkesin bildiği ve konuştuğu bir prenses aranmaya başlandı. Danışmanların aklına gelen ilk isim Marilyn Monroe idi ancak Marilyn Monroe prenseslik için fazla seksi ve fazla sarışındı. Bu yüzden gözler Prens Rainer'in Cannes Film Festivali sırasında tanıştığı Grace Kelly'e çevrildi.
Bu tanışmadan sonra Prens Rainer III ve Grace Kelly sık sık mektuplaştı. Birbirlerine aşık olan Prens Rainer III ve Grace Kelly için sarayda hemen bir buluşma ayarlandı. Bu buluşmanın ardından Prens Rainer III, Amerika'ya gelerek Grace Kelly'nin ailesiyle tanıştı. Basında büyük ilgi gören ikili, Grace Kelly'nin “High Society filminin çekimlerinin ardından evlenme kararı aldı. Ayrıca bu film Grace Kelly'nin oynadığı son film olacaktı. Kelly bu filmden sonra oyunculuğu tamamen bıraktı. 11 film ve 60'ın üzerinde televizyon prodüksiyonuyla kariyerini sonlandırdı.19 Nisan 1956'da Grace Kelly ve Prens Rainer III büyük bir törenle evlendi. Düğünü ekran başında 30 milyon kişi izledi. Gelinliğini MGM'in Oscar ödüllü kostüm tasarımcısı Helen Rose tasarladı. 7 milyon değerinde olduğu düşünülen gelinlik uzun süre konuşuldu.
Amerika vatandaşlığından ve oyunculuktan vazgeçen Prenses Grace Kelly, Monoca'ya yerleşti. Evlendikten bir yıl sonra 1957 yılında ilk çocukları Prenses Caroline dünyaya geldi. Çocuklara düşkünlüğüyle bilinen Prenses Grace Kelly, 1958'de Prens II. Albert'i ve 1965'te Prenses Stéphanie'yı kucağına aldı.
O oyunculuğu bırakmasına rağmen Alfred Hitchcock onu bırakmak istemiyordu. 1962 yılına kadar sürekli film teklif götüren Hitchcock, son olarak “Marnie” isimli bir film teklifinde bulundu ancak düzenini bozmak istemeyen Prenses Grace Kelly bu teklifi de reddetti. Oyunculuğu çok özlemiş olmasına rağmen o artık Monaco Prensesi ve bir anneydi. Hayata karşı sorumlulukları vardı.
Prens Rainer III ve Prenses Grace Kelly mutlu bir evlilik sürdürdü. Çocukları hızla büyüyordu. Bir yandan da Monaco aşırı ilgi görüyordu. Her yıl binlerce turisti ağırlıyordu. Adeta Grace Kelly, Monaco'ya yeni bir can katmıştı.
13 Eylül 1982'de kızı Prenses Stéphanie ile çıktıkları yolculukta aracın hakimiyetini kaybetti ve araç 45 metrelik yükseklikten sarp kayalıklardan yuvarlandı. Kaza sonunda Prenses Stéphanie kazayı ufak yaralarla atlatmasına rağmen Kelly, 24 saat komada kaldı ve daha fazla dayanamayarak henüz 52 yaşındayken hayatını kaybetti. Ölümünün ardından sevenleri ve ailesi derin bir kedere boğulmuştu. Hayatımın aşkı dediği Prens Rainer III, o öldükten sonra başka biriyle hiç evlenmedi. 2005 yılında hayatını kaybedene dek.
Ölümünden kısa bir süre sonra, Grace Kelly Story, Cheryl Ladd'ın oynadığı bir TV filmi olarak gösterildi.
KAYNAKÇA: 1, 2, 3, 4, 5, 6
Yorum Bırakın