Before üçlemesindeki (Before Sunrise, Before Sunset, Before Midnight) o sade, naif, huzur dolu ve bir o kadar da romantik havayı özlüyorsanız, güzel bir şehrin sokaklarında karakterlerle birlikte dolaşmak istiyorsanız Before We Go aradığınız film olabilir.

2014 yapımı bu bağımsız filmin başrollerinde Chris Evans ve Alice Eve çıkıyor karşımıza. Bir diğer başrolse elbette arka planda filmi devleştiren New York'un. Film aynı zamanda Chris Evans'ın ilk yönetmenlik denemesi olma özelliğini de taşıyor.

Nick, tıp okurken bölümünü bırakıp müziğe olan tutkusunun peşinden gitmeye karar vermiş bir caz trompetçisi. Bir seçmeye katılmak için geldiği New York'ta, Grand Central'da zaman geçirirken, Brooke'la karşılaşıyor. Brooke ise Boston'da yaşayan bir sanat danışmanı. Nick, cüzdanını çaldırmış ve zor bir durumda olan Brooke'a yardım etmeye çalışıyor. Bunu yaparken bir taraftan da kendisinin yüzleşmek istemediği eski bir hikayesinden kaçıyor. Diğer taraftan Brooke da en az Nick kadar kalbi kırık bir karakter. Onun hikayesi filmin büyük bir bölümünde saklı kalıyor ve seyirci için güzel bir gizem unsuru yaratıyor. Film bize, tamamen yabancı olan bu iki yara almış insanın yavaş yavaş birbirine alışma süreçlerini, hayatlarının belki de en zorlu dönemlerinde kısa bir süre içinde kurdukları bağı ve bu süreçte birbirlerinin sorunlarına bir nebze de olsa iyi gelişlerini anlatıyor.

Büyük büyük olaylar yaşanmıyor, akıl almaz tesadüfler görmüyoruz; kalbi kırık iki insanın geçirdikleri bir güne eşlik ediyoruz sadece. Sizi gerçeklikten uzaklaştıran bir öykü değil bu, ayakları yere basan bir romantik hikaye. Bu tarz filmlerin gerçek dünyadan uzaklaşıp absürtlüğe kaçması gayet kolayken Before We Go o çizgiyi hiç aşmıyor. Bazen böyle az olaylı, sade filmler tam ihtiyaç duyduğumuz şey olabiliyor. Duyguyu yoğunlaştıran harika müziklerle, bir süre filmi durdurup üzerine düşünmek isteyeceğiniz içi dolu diyaloglarla dolu bu film. İzleyicisini hiç sıkmadan kendisini izlettiriyor, anlatmak istediği şeyi gayet ince ve sade bir şekilde anlatıyor.

Chris Evans, bu filmde hem oyunculuk hem de yönetmenlik anlamında gayet tatmin edici bir iş çıkarmış. Captain America olarak tanıdığımız Evans'ı böyle sade bir yapımda izlemek ve oyunculuğunun başka boyutlarını da görebilmekse ayrı bir keyif.

Bir his filmi Gece Bitmeden. Bana beklediğimden çok daha fazlasını verdi, birkaç kez daha izleyip kendimi iyi hissedebileceğim filmlerden biri oldu. Net çizgiler çekmemesi, finalini veriş şekli de oldukça özel. İkinci bir film gelir mi bilinmez ama hikaye bir seri haline gelmeye oldukça uygun görünüyor.

Derdi; başı ve sonu olan bir hikayeden çok hayatın içinden birkaç saat sunmak gibi ve bunu gayet iyi kotarıyor. Kafanızı yormadan izleyip keyifli ve huzur dolu bir buçuk saat geçirebileceğiniz sade bir film Before We Go.