Ari Aster, bu ilk uzun metrajlı filminin senaryosunu kendi kaleme almıştır. Hederitary‘nin en güçlü yanlarından biri yönetmenin kurduğu atmosfer ve filmin korku unsurlarının çok iyi işlenmesi.
Filmin oyuncu kadrosunda: Toni Collette(Annie Graham), Milly Shapiro(Charlie), Alex Wolf(Peter), Gabriel Byrne(Steve) ve Ann Dowd(Joan) yer alıyor.
Altıncı His filmindeki performansıyla Oscar adaylığı da bulunan Toni Collette (Annie Graham) harika bir performans çıkarmış ve rolü için biçilmiş kaftan.
Filmde pek çok yaratıcı ve unutulmaz sahne, kusursuz oyunculuklara eşlik eden diyaloglarla birlikte peş peşe akıyor. Duvarda beliren yazılar, yansımalar, sahnelerdeki ufak detaylarla içinize düşen kuşkular anlatım boyunca tüm etkileyiciliği ile sürüyor. Film boyunca kullanılan müzikler Joe Rudge tarafından hazırlanmış. Sahnelere eşlik eden ve nereden geldiğini anlayamadığınız hem doğadan sesler hem de ritimler oldukça ürkütücü.
Film annesini kaybeden, iki çocuk annesi Annie Graham’ın ve ailesinin üzerine kuruluyor. Ailenin düzenlenen cenazesinde Annie bir konuşma yapar, annesine olan duygularını ve acılarını aktarır. Konuşmasında annesinin ketum ve gizli bir hayatı olduğunu ve anlaşılamaz bir kadın olduğunu söyler.
Annie’nin ölen annesinin bir farklı bir durumu var daha önceleri bir çok psikolojik rahatsızlıklara bağlı tramvalar geçirmiş bir kadın ve bu durumu yaşadığı sürece kızı Annie’ye de geçirmiş durumdadır. Ayrıca daha sonraları öğreneceğimiz esrarengiz bağlantıları da mevcut. Ölen büyükanneden sonra aile karanlık bir buhrana girer ve bu ölüm sonrasında başka felaketlerinde ardından getirir.
Annie film boyunca ne kadar endişeli, gergin, takıntılı ve sıkışmış bir hale bürünürse kocası bir o kadar sakin ve bununla birlikte ailesinin birliğini korumaya çalışan, başlarına gelen inanılmaz felaketlere karşı dimdik ayakta durmaya çalışan sakin bir baba portresi çiziyor.
Film daha çok bize minyatür bir evin içinde geçtiği izlenimini veriyor. Dışarıdan birinin bu evin içini sürekli izlediğini gösteren birçok ipucu bulunuyor. Havanın bir anda aydınlanıp kararması bize bırakılan ipuçları içinde yer alıyor. Filmin yapımcıları da bu konuya açıklık getirmişler: "Filmde, bu aileyi izleyen ve hemen dışarıda gezinen insanların bulunduğunu hissetmemiz gerekiyor."
Film genellikle Charlie ile King Paimon'un çevresinden ilerliyor. Filmin başlangıcında Charlie'nin soğuk havaya rağmen ağaç evde uyuması ve filmin sonunda da onun ağaç evde bir ayin gerçekleştirmesi aslında King Paimon olduğunu gösteriyor. Charlie, King Paimon için geçici bir bedendi. Charlie'nin filmin başından beri tuhaf hareketler sergilemesinin asıl sebebi buydu.
Ayrıca Annie, annesinden kalan hatıralara bakarken pek çok albüm ve spirtüelizm ile ilgili kitaplara rastlıyor.
Spirtüelizm/spiritüellik kişinin manevi yaşama odaklanması ve materyalist düşünceden tamamen uzaklaşmasıdır. Kimilerine göre ise negatif düşüncelerden tamamen arınmış, ruhunu iyilik ve güzellikle beslemiş kişiler spiritüel yaşamın sırrını çözmüş olanlardır. Kimileri de ruhani işlerle uğraşmanın spirütüellik anlamına geldiğini savunmaktadır.
Filmin sonlarına doğru aslında Annie'nın da tamamen masum olmadığını görüyoruz. Peter ile tanıştığında kurduğu cümle bize olan biten her şeyi özetliyor:"Seni öldürmeye çalışmıyordum; seni korumaya çalışıyordum."
Her sahnesiyle gerilimi yüksek tutan, bunu yaparken müzik ve görüntü efektleri kullanmak yerine, gerilimi en doğal, dolayısıyla en beklenmedik biçimde hazırlayan film, bu özelliğiyle gerilim türünde 2018 yılının en başarılı yapımları arasında yerini almıştır.
Kaynakça: 1
Yorum Bırakın