Önümüzdeki 1 Mayıs'da 51.yaşını kutlayacak olan Wes Anderson; Amerikalı yönetmen, yazar ve kısa film, sinema ve reklam yapımcısı. Anderson’ın kariyeri üniversite yıllarında Owen Wilson ile tanışıp birlikte yazdıkları Bottle Rocket ile başlıyor. Bütçe sebebiyle kısa film olarak çekmek zorunda kaldıkları Bottle Rocket, yapımcıların dikkatini çekince uzun metrajlı haliyle Sundance Film Festivalinde gösteriliyor ve Anderson, ilk hayran kitlesini kazanıyor. Ardından 1998’de Rushmore ile Hollywood’a giriş yapıyor. Sonrasında zaten bildiğimiz ve tanıdığımız Wes Anderson, birbirinden dikkat çekici filmleriyle sinema perdelerinin estetik ve pastel yönetmeni oluyor. 2020’de vizyona girecek olan son filmi The French Dispatch ise film kadrosuyla oldukça dikkat çekiyor ve filmin konusunun da Amerikan-Alman komedi-dram filmi olacak. Anderson, genel olarak filmlerinde pastel renkleri kullanan ve sahnelerin tüm detaylarını en ince ayrıntısına kadar düzenleyen bir yönetmen olarak öne çıkıyor. Kendi renk paletlerinin etrafında şekillendirdiği filmlerin müzikleri de yine onun renkleri kadar sıcak ve eğlenceli olarak karşımıza çıkıyor.

İZLENİLMESİ GEREKEN 5 ANDERSON FİLMİ

1-Moonrise Kingdom (2012)

“Çünkü hayat, güzel rüyaların dışında kalan zaman dilimi.” 1960’da geçen film, iki gencin naif ve gülümseten aşk hikayesini, sıcak renk paletinin hakim olduğu benzersiz bir estetik deneyimle anlatıyor. Wes Anderson’ın daimi ekürisi, sinemanın ikonik isimlerinden Roman Coppola ile buluştuğu bir başka filmse Moonrise Kingdom. Film, başarısını 2013 Akademi Ödülleri'nde aldığı En İyi Özgün Senaryo Oscar'ıyla da kanıtladı.

2-The Royal Tenenbaums (2001)

Wes Anderson’ın en meşhur aile hikayesi The Royal Tenanbaums. İkonikleşen moda hikayesiyle, sinema tarihinin en stil sahibi filmleri arasında. Aile olmaya çalışan, her biri birinden özgün karakterlerin komedisini eşsiz bir sinema deneyimiyle anlatıyor. Komedi ve aile sıcaklığına sımsıkı sarılabileceğiniz bir film.

3-The Grand Budapest Hotel (2014)

Film, bir anıtın önünde genç kadının kitap okumasıyla başlayan film, Zubwowka adlı hayali bir ülkede yer alan Grand Budapest Hotel’de konsiyerj olarak görev yapan Gustave H. ve onun yanında lobby boy olarak işe başlayan Zero Mustafa’nın keyifli, tarihi ve aksiyon dolu macerası anlatılıyor. Film En İyi Sinema Filminde Altın Küre Ödül’ü; Oscar’da ise En İyi Kostüm Tasarımı, En İyi Makyaj ve Saç Şekillendirme, En İyi Üretim Tasarımı ve En İyi Orijinal Skor dalında dört ödül almış. Filmi izlerken renklerine, her sahnenin son derece simetrik olmasına, diyaloglarına, sahne geçişlerine ve tabii Anderson’a hayran kalmamak mümkün değil.

4-The Darjeeling Limited (2007)

The Pianist filminden de tanıdığımız Andrien Brody başrol oyuncusu. Filmin konusu ise babalarının ölümü ardından üç kardeşin ”Darjeeling Limited” adlı trenle Hindistan’a doğru spritüel bir yolculuğa çıkmaları. The Darjeeling Limited, Anderson’un 2007’de çektiği kısa film Hotel Chevalier’ın devamı niteliğinde.

5-Hotel Chevalier (2007)

Anderson, Natalie Portman ve Jason Schwartzman’lı bir tükenmiş modern aşkın eleştirisini bize izletiyor. 13dakikalık kısa film olan Hotel Chevalier, The Darjeeling Limited filminin önden gösterimi gibi karşımıza çıkıyor. Peter Sarstedt’in Where Do You Go To My Lovely şarkısı bize bu filmde eşlik ediyor.