Son zamanlarda izlediğim etkileyici festival filmlerinden biriydi İris. Özellikle biyografi alanında belki de en iyilerdendi. Festival filmlerinde gördüğümüz dram eleştirisi havasını görmüyoruz bu filmde. Aksine gerçek hayatta gördüğümüz sorunları birer birer yüzümüze çarpıyor. Şimdiden uyaralım bu yazı birçok spoiler içerebilir. Homofobiniz, transfobiniz, bifobiniz ya da genel olarak bir fobiniz varsa kenara bırakın ve arkanıza yaslanın.
[caption id="attachment_251486" align="aligncenter" width="400"] İris film posteri[/caption]
Öncelikle biyografi kategorisinde gördüğümüz bu filmde kimse oyunculuk yapmakla kasılmıyor. Herkes doğal, herkes kendisi. Son zamanlarda özellikle karşımıza çıkan LGBTQ+ bireylere karşı artan şiddet, taciz olaylarına bu filmde de rastlıyoruz. Zira biyografi tarzında gördüğümüz bu kısa filmin baş kahramanı İris Mozalar, bize bir trans kadın olarak hayata nasıl tutunduğunu anlatıyor. 20 dakika boyunca hiç sıkılmadan akan bir hikayenin içinde buluyorsunuz kendinizi. Bu bağlamda filmin, İris’in hayat hikayesini ve anlatım biçimini beğenmiş bulunuyorum. Her ne kadar filmin kurgusunu çok zayıf bulsam da yönetmenin yer yer tercih ettiği dramatik açılar kurguyu az da olsa kurtarmışa benziyor. Tabii bu filmin bir festival kısa filmi olduğunu unutmamak gerekiyor.
Filmde bir de sürpriz bir isimle karşılaşıyoruz, Gaye Su Akyol. Gaye Su Akyol hikayede İris’in belki de en büyük destekçisi olarak göze çarpıyor. Zira İris, Gaye Su Akyol ile tanıştıktan sonra kariyerinde büyük bir ilerleme kaydediyor. Gaye Su Akyol, İris'i anlatırken gerek sesi gerek duruşu ile hikayeyi güçlendiriyor. Yine yönetmenin burada tercih ettiği dramatik açılar kurguyu destekliyor. Ancak tüm bunlara rağmen yukarıda da bahsettiğim gibi kurguyu kurtarmaya yetmemiş. Türkiye gibi fobilerin ülkesinde, fobi dolu bir iş ortamında trans ve LGBTQ+ birey olarak çeşitli yerlerde modellik yaptığını görüntülüyoruz. Bu da hikayeyi bambaşka bir noktaya taşıyor elbette. Bu kısa 20 dakikalık film aslında tüm dünyanın ne kadar da ön yargılı olduğunu gösteriyor bizlere.
Yönetmenliğini Volkan Güleryüz’ün yaptığı film, 12. Rotary Uluslararası Kısa Film Festivali, Belgesel Dalı, 2020 Mansiyon Ödülü’nü kazanıyor. Bence bu ödülü sonuna kadar hak ediyor. Ayrıca bu epik olarak adlandırabileceğim biyografi filmi:
1. Les Mains Gauches - Queer Shorts Festival, Gösterim Seçkisi 2020
2. Queer qandī Journeys and Destinations film fest, Gösterim Seçkisi 2020
4. LGBTİ+ Gençlik Festivali, Türkiye’den Kuir Kısalar, Gösterim Seçkisi 2020
4. The QTPOC Pride Arts and Film Fest, 2020
9. Pembe Hayat Kuirfest, Türkiye’den Kuir Kısalar, Gösterim Seçkisi 2020
9. Transition International Queer & Minorities Film Festival, Gösterim Seçkisi 2020
42. Clermont-Ferrand Uluslararası Kısa Film Festivali, Hezarfen Film Galeri, Türkiye'den Kısalar Seçkisi 2020
gibi film festivallerinde gösterime girmiş ve ödüllendirilmiş.
Başrolde İris Mozalar, anlatıcılarda Gaye Su Akyol, Salih Topçuoğlu ve Cengiz Yıldırım’ı gördüğümüz filmin yönetmenliğini Volkan Güleryüz yapıyor. Filmin IMDB profiline ve izlemek isterseniz Instagram adresine aşağıda vereceğim linklerden ulaşabilirsiniz.
Instagram adresi: @irisdocumentary
IMDB profili: İris
İyice netflixe çevirdiniz burayı