İkinci Yeni Akımı, 1950'li yılların ortasında Garipçiler ve Toplumsal Gerçekçi akıma tepki olarak doğmuştur. Şiirde kapalı anlatımı ve imgeleri yoğun olarak kullanmayı benimseyen akımın başlıca temsilcileri Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever, İlhan Berk ve Sezai Karakoç'tur.
1940'lı yıllarda ortaya çıkmış olan Garipçiler akımı, o yıllarda edebiyat dünyasına hakim olmuştu. Şiirde basitliği ve sadeliği benimseyen ve yüzünü halka çevirip toplumsal sorunları konu edinen bu akım, bir süre sonra tıkanma noktasına geldi. Bu yıllarda İlhan Berk'in başını çektiği şairler, biçime önem verip şiirin özünü ihmal ettikleri gerekçesiyle Garipçiler'e tepki göstermeye başladı ve Muzaffer Erdost'un bu şairler için kullandığı "İkinci Yeniciler" ifadesiyle isimleri kalıcı hale geldi.
Dili bir iletişim aracı yerine şiirde estetiği yaratan öge olarak gören İkinci Yeniciler, şiirlerinde kapalı ve sembollerle dolu bir dil kullanmıştır. Bu akım için dil, ressamın renklerle, müzisyenin notalarla, heykeltıraşın mermerle olan ilişkisine benzer bir öneme sahiptir. Şiir için şiir anlayışıyla hareket etmişler ve ahlak, toplum, gerçek gibi konuların yerine sıkıntı, yalnızlık, içe kapanma, bunalım gibi konuların kullanılması gerektiğini düşünmüşlerdir.
Aklın mantıksal işleyişi yerine gerçeküstücülüğü benimsediler ve şiirde anlamlı olmak yerine biçimin önemli olduğunu savundular. Sözcüklerin çağrışımlarından yararlandılar ve üvercinka, gözistan, cehennette, aparthanlarda gibi yeni kelimeler türettiler.
Akımın önemli temsilcilerine biraz yakından bakalım;
Cemal Süreya
İkinci Yeni şiirinin en önemli isimlerinden biri olan Cemal Süreya, kendine özgü söyleyiş tarzı, türettiği yeni kelimeler ve kullandığı yoğun imgelerle akımın en güzel örneklerini vermiştir.
"Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun"
Turgut Uyar
"Biz mısra döktürmeye özenmedik. Bir durumu en iyi anlatmak, kimi zaman şiirden vazgeçmek pahasına en iyi anlatmak nasıl mümkünse onu denedik." diyen Turgut uyar, şiiri hep içerikte arayan bir şair oldu. Yalnızca İkinci Yeni şairi olarak tanınmasına ve değerlendirilmesine karşı çıktı ve hep yeni arayışlar içinde bulundu.
"Bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım"
Edip Cansever
Diğer İkinci Yeni şairleri gibi anlamsızlığı savunmadı ve akımın özgün örneklerini verdi. Eserlerinde zamanla umutsuzluk, bunalım gibi temalara yöneldi.
"Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce."
İlhan Berk
Ses ve müzik yerine daha çok anlamca kapalı şiirler yazdı. Doğu şiirinin kalıplarını çokça kullandı. Kendine özgü imgelerle İkinci Yeni akımında çığır açtı.
"Biliyor musun sen bir şiirde ilk satırsın ilk sözcük
Beyaz bir gül
Beyaz bir gül ne kadar beyaz olursa o kadar
Ne kadar suysa bir su
O kadar"
Sezai Karakoç
İkinci Yeni'nin biçim ve olanaklarından yararlanarak İslami temalarla şiirler yazdı. Bunun yanında devlet, millet gibi konularını da işledi. Şiirlerinin arka planı yoğun imgeler ve çağrışımlarla yüklüdür.
"Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek..."






Yorum Bırakın