Kralların Ressamı ve Ressamların Kralı: Peter Paul Rubens

Kralların Ressamı ve Ressamların Kralı: Peter Paul Rubens
  • 1
    0
    1
    0
  • 16.yy sonlarında dünyaya gelen ressam küçük yaşlarında bir yandan din eğitimi alıyor, bir yandan da sanat eğitimine devam ediyordu. 1600 yılında Venedik'te Dük Vincenzo Gonzaga'nın yanında saray ressamı olarak iş bulması ve Dük'ün sanatını oldukça beğenmesiyle kendisini Roma'ya göndermesi Rubens için dönüm noktası oldu. 17.yy'da Avrupa'da büyük bir değişim dönemi yaşanıyor ve bu değişimin merkezi Roma'da gerçekleşiyordu diyebiliriz. Siyasi ve bilimsel alanda yaşanan değişimlerin din üzerinde reformal bir etkisi oldu. Dolayısıyla papalığın Roma'da bulunması aynı zamanda sanatsal üretim ve müzakere merkezi olması sebebiyle dönemin sanat anlayışı Barok ile de en çok ilişkilendirilen şehir oldu. Rubens'in özellikle de sanat eserleri üzerinden biyografisini inceleyelim.

     1. Rubens ve Isabella

    1609 yılında Antwerp'de Isabella Brant ile evlendi ve evlendiği yıl birlikteliklerinin resmini yaptı. Bu tablo Rubens'in yaşamında 3000 kadar yaptığı tablodan biri olarak tarihe geçti elbette. İtalya'dan döndükten sonra özellikle dini ve mitolojik konulara yoğunlaşan ressam, aynı yıl içerisinde atölyesini kurdu.

    2. The Elevation of The Cross

    1610-11 yılları arasında, atölyeyi açtığı zamanlarda, ilk çalışmaları arasında gösterebileceğimiz bu tablo pek çok açıdan etkileyici ünlü bir triptiktir. Anıtsal boyutu, ihtişamlı renk ve tarzıyla St.Walburga Kilisesi için hazırlanmış, özellikle orta panelden başlayarak pek çok temsil içeriyor. Hz.İsa'yı taşıyan, oldukça güçlü görünen çok sayıda erkek figürün zorlanması, köpek imgesi, yas tutan halk gibi sembolik görüntülerin alt metinleri dini bağlamda incelenebilir.

    3. The Descent from The Cross

    Bu triptik ise bir üstte bahsettiğimizin aksine her bir panelde farklı konulardan bahseder. Sağ panelde peygamber İsa'nın doğduktan 40 gün sonrası resmedilirken, soldaki panel Meryem'in hamile kuzenini ziyaretini konu alıyor. 1612-14 yılları arasında yapılmış eser şu an Meryem Ana Katedrali'nde bulunuyor.

    4. Daniel in The Lions'Den 

    Eski Ahit'te geçen bir hikayeden esinlenerek yapıtı oluşturan Rubens, ışık ve gölgenin başarılı kullanımıyla hikayenin kahramanını vurguluyor.

    5. Rape of The Daughters of Leucippus

    1615-18 yıllarında, dinamizmin ve dengenin uyumunu, devasa kompozisyonda rengin dağılımındaki sistematiği etkileyici bir biçimde sunuyor Rubens. Kızları çevreleyen birbirlerinin tersi istikametteki atlar, alaycı melekler ve erkek figürler tarafından sarıldığını görüyoruz; kızlar için kaçmak imkanı kalmamış gibi görünüyor.

    6. Portrait of Susanna Lunden

    Susanne Lunden'in Portresi, 1622 tarihli, figürün tenindeki yumuşaklık, giysisindeki renklerin canlı ve dikkat çekici etkisi, resmin fonundaki tamamlayıcı unsur göze çarpıyor. Rubens'in karısının ölümünden sonra Susanne'in kardeşiyle evlendiği biliniyor.

    7. The Landing of Marie de Médicis at Marseilles

    Rubens çok sayıda sipariş alan bir ressamdı. 1622 yılında Luxembourg Sarayı'na Marie de Medici'nin arzusuyla resim yapması için çağrıldığında yardımcılarıyla birlikte kendini Fransa'da buldu. 21 farklı tuvalden oluşan bir seriye imza atan sanatçının eserlerinden en çarpıcı etkiyi barındıran resmin The Landing of Marie de Médicis at Marseilles olduğunu söyleyebiliriz. Bugün Louvre Müzesi'nde görebileceğiniz çok sayıda kompozisyondan oluşan bu resimler kompozisyon tekniği, renk kullanımıyla üslupsal anlamda da başyapıt niteliğindedir.

    8. Portrait of Albert and Nicolaas Rubens

    Fransa'dan döndükten sonra özlemle çocuklarının resmini yapan sanatçının bu resimleri yapmasında 1625 yılında on bir yaşındaki kızının ölmesi sanatçı için duygusal anlamda itici bir güç olmuştur.

    9. Venus and Adonis

    1635 yılında yapılan bu resimde figürler resmin merkezine yerleştirilmiş ressam iki figürün arasına bir de tombul bir aşk meleği yerleştirmiştir. Ovid'in masalından esinlenen Rubens, Venüs'ü ve sevgilisi Adonis'i resmetmiştir. 1640 yılında hayata gözlerini yuman sanatçı, yaşadığı dönemde de zamanın ötesinde bir üne sahip olmuş, bugünler içinde oldukça değerli başyapıtlar bırakmıştır.

    Yorumlar (1)
    • iki kavram vardır inancimizda manaı ismi-eşyaya yuzeysel bakmak bu insanda olabilir ,birde mana i harfi herseyin icini özünü gorebimek nar ve kabugu gıbı kabukta kalmıs cirkinlestirmisler,insanı yuksek makamdan asagıların asagısına indirgemiş elbisesini yırtmışlar oysa bu hayvana mahsus ki rabbim onlarada fıtri bir elbise giydirmş busbutun cıplak bırakmamıstır.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.