Modern insanın en büyük dertlerinden biri olan yalnızlık aslında modern çağ gelmeden önce de insanlığın en büyük dertlerinden biriydi. Herkesin mutlaka yaşamış olduğu yalnızlık hissini anlatan 10 eseri sizin için derledik.
1. Yalnızlık – Frederic Leighton (1890)
Leighton’un da açıkladığı üzere resimdeki kadın ressamın kendi düşüncelerinde kaybolmuş kız kardeşidir. Leighton bu tabloyu “ses yok, kulağınıza gelen hiçbir su sesi de yok. Evrendeki her şeyin eşsiz ve sessiz gizemi sizi içine çeker ve sahiplenir.” olarak açıklıyor.
2. Arles’teki Yatak Odası - Vincent Van Gogh (1890)
Bildiğiniz üzere Vincent Van Gogh oldukça trajik bir hayat geçirmiştir. Birçok eserinde bu trajik hayatın izlerini rahatlıkla görebiliriz. Aslında bu ünlü eser sanatçının kendi özel hayatına dair birçok ipucu verir bizlere. Resimdeki boş oda ve eşyaların kendi bozulmamış yatağına dönük olması bizlere sanatçının öz farkındalığına dair bilgiler verir. Sandalyelerin boş olması bu yalnızlığı simgelerken odaya doğru bakan duvarda asılı portreler ise boğucu yalnızlığa sadece sessiz kalıyorlar.
3. Yalnızlık – Giorgio de Chirico (1917)
Metafiziksel sanat akımının ana kurucularından biri olan Chirico, gerçeküstü görüntüleri ile bilinir. Çalışmalarında modern dünyayı işçilik ikonografisi ile karıştırmaya çalışır. Bu resimde bir iskele üzerinde yatan tipik melez karakterlerinden biri gösterilirken karakterin hüzünlü bir ruh halinde olması ve yaratılış itibari ile mekanik bir konumda olması aslında bizlere fordizmi ve teknolojik gelişmelerin insanı nasıl mekanikleştirdiğini anlatır.
4. Yaşlı Gitarist – Pablo Picasso (1903)
Bu tablo Picasso’nun ünlü mavi dönemine aittir. Sanatçı maviyi yoksulluğu, çekilen acıyı ve insan sefaletini anlatmak için kullanır. Resimdeki gitarist muhtemelen Picasso’nun uzun zaman önce yaşadığı Barcelona’daki sokak sanatçılarından bir tanesidir. Picasso’nun anlatmak istediği aslında “büyük bir yalnızlık çekmeden ciddi bir çalışma mümkün değildir” temasıdır.
5. Sislerin Üzerindeki Kaşif – Caspar David Friedrich (1818)
Bu resim yüceliği anlatmak için 19. Yüzyılda kullanılan en ünlü resimlerden biridir. Resimde, kendi düşüncelerinde ve muhtemelen önündeki manzara karşısında boğulmuş bir adam görüyoruz. Bu resimde ana tema “doğa karşısındaki yalnızlık” olabilir.
6. Melankoli – Constance Marie Charpentier (1801)
Sanatçının belki de en ünlü eserlerinden biridir Melankoli. Hatta sanatçı 1801’de bu resim sayesinde ödül almıştır. Melankoli bazen bu yalnızlık anlarına nüfuz edebilir, çünkü kendi başınıza olduğunuzda, geriye dönüp baktığınız ve yaptığınız tüm şeyleri yansıtabilirsiniz. Her hata ve utanç o anda gerçekleşiyormuş gibi hissedilir. Burada bir chitonda bol dökümlü, omuzları sanki ormanın karanlığını yansıtan kasvetli düşünceleri tarafından tartılmış gibi yere sıkıca bakan genç bir kadın görüyoruz.
7. Otomat - Edward Hopper (1927)
Muhtemelen Edward Hopper eserlerinden en ünlüsü olan bu resim, düşünceleri tarafından hipnotize edilmiş bir kadını tasvir eder.
8. Sahra İçindeki Aziz Jerome – Leonardo Da Vinci (1480)
Bu bitmemiş yağlı boya resminde, Suriye çölündeki pişmanlık döneminde emekliyken kilisenin dört doktorundan biri olan Aziz Jerome'u temsil ediyor. Sanatçının karşıtlığında, bir münzevi olduğu zaman ki yaşadığı derin meditatif süreci görebiliriz.
9. Yalnızlık – Antonio Fontanesi (1875)
Yalnızlık eseri, Fontanesi’nin 1860’lı yıllardan beri işlediği doğa içindeki kaybolmuşluk temasını taşır. Resimde görülen bomboş ve muhtemelen sessiz doğa içinde oturmuş ve düşünceler içinde kaybolmuş kadını anlatır.
10. Yalnızlık – Salvador Dali (1931)
Genç Salvador Dali’nin Madrid Sanat Akademisi’ndeki öğrencileri tarafından söylenen dedikoduya göre Dali korkunç derecede utangaç ve çekingen biriydi. Biseksüelliğinden dolayı kendini yetersiz ve farklı hissediyordu. Resimde görülen mavi tonları kendi içinde kaybolmuşluğu simgelerken, muhtemelen Dali’nin kendisi olarak resmettiği arkası dönük ve kişilik özgüvensiz ve içe dönük oluşunu simgeler. Gördüğümüz bu karakterin yaslandığı kayaların farklı renkte olması ise Dali’nin biseksüelliğini temsil ettiğini söyleyebiliriz.
Kaynak: 1, 2, 3
Leighton’un da açıkladığı üzere resimdeki kadın ressamın kendi düşüncelerinde kaybolmuş kız kardeşidir. Leighton bu tabloyu “ses yok, kulağınıza gelen hiçbir su sesi de yok. Evrendeki her şeyin eşsiz ve sessiz gizemi sizi içine çeker ve sahiplenir.” olarak açıklıyor.
2. Arles’teki Yatak Odası - Vincent Van Gogh (1890)
Bildiğiniz üzere Vincent Van Gogh oldukça trajik bir hayat geçirmiştir. Birçok eserinde bu trajik hayatın izlerini rahatlıkla görebiliriz. Aslında bu ünlü eser sanatçının kendi özel hayatına dair birçok ipucu verir bizlere. Resimdeki boş oda ve eşyaların kendi bozulmamış yatağına dönük olması bizlere sanatçının öz farkındalığına dair bilgiler verir. Sandalyelerin boş olması bu yalnızlığı simgelerken odaya doğru bakan duvarda asılı portreler ise boğucu yalnızlığa sadece sessiz kalıyorlar.
3. Yalnızlık – Giorgio de Chirico (1917)
Metafiziksel sanat akımının ana kurucularından biri olan Chirico, gerçeküstü görüntüleri ile bilinir. Çalışmalarında modern dünyayı işçilik ikonografisi ile karıştırmaya çalışır. Bu resimde bir iskele üzerinde yatan tipik melez karakterlerinden biri gösterilirken karakterin hüzünlü bir ruh halinde olması ve yaratılış itibari ile mekanik bir konumda olması aslında bizlere fordizmi ve teknolojik gelişmelerin insanı nasıl mekanikleştirdiğini anlatır.
4. Yaşlı Gitarist – Pablo Picasso (1903)
Bu tablo Picasso’nun ünlü mavi dönemine aittir. Sanatçı maviyi yoksulluğu, çekilen acıyı ve insan sefaletini anlatmak için kullanır. Resimdeki gitarist muhtemelen Picasso’nun uzun zaman önce yaşadığı Barcelona’daki sokak sanatçılarından bir tanesidir. Picasso’nun anlatmak istediği aslında “büyük bir yalnızlık çekmeden ciddi bir çalışma mümkün değildir” temasıdır.
5. Sislerin Üzerindeki Kaşif – Caspar David Friedrich (1818)
Bu resim yüceliği anlatmak için 19. Yüzyılda kullanılan en ünlü resimlerden biridir. Resimde, kendi düşüncelerinde ve muhtemelen önündeki manzara karşısında boğulmuş bir adam görüyoruz. Bu resimde ana tema “doğa karşısındaki yalnızlık” olabilir.
6. Melankoli – Constance Marie Charpentier (1801)
Sanatçının belki de en ünlü eserlerinden biridir Melankoli. Hatta sanatçı 1801’de bu resim sayesinde ödül almıştır. Melankoli bazen bu yalnızlık anlarına nüfuz edebilir, çünkü kendi başınıza olduğunuzda, geriye dönüp baktığınız ve yaptığınız tüm şeyleri yansıtabilirsiniz. Her hata ve utanç o anda gerçekleşiyormuş gibi hissedilir. Burada bir chitonda bol dökümlü, omuzları sanki ormanın karanlığını yansıtan kasvetli düşünceleri tarafından tartılmış gibi yere sıkıca bakan genç bir kadın görüyoruz.
7. Otomat - Edward Hopper (1927)
Muhtemelen Edward Hopper eserlerinden en ünlüsü olan bu resim, düşünceleri tarafından hipnotize edilmiş bir kadını tasvir eder.
8. Sahra İçindeki Aziz Jerome – Leonardo Da Vinci (1480)
Bu bitmemiş yağlı boya resminde, Suriye çölündeki pişmanlık döneminde emekliyken kilisenin dört doktorundan biri olan Aziz Jerome'u temsil ediyor. Sanatçının karşıtlığında, bir münzevi olduğu zaman ki yaşadığı derin meditatif süreci görebiliriz.
9. Yalnızlık – Antonio Fontanesi (1875)
Yalnızlık eseri, Fontanesi’nin 1860’lı yıllardan beri işlediği doğa içindeki kaybolmuşluk temasını taşır. Resimde görülen bomboş ve muhtemelen sessiz doğa içinde oturmuş ve düşünceler içinde kaybolmuş kadını anlatır.
10. Yalnızlık – Salvador Dali (1931)
Genç Salvador Dali’nin Madrid Sanat Akademisi’ndeki öğrencileri tarafından söylenen dedikoduya göre Dali korkunç derecede utangaç ve çekingen biriydi. Biseksüelliğinden dolayı kendini yetersiz ve farklı hissediyordu. Resimde görülen mavi tonları kendi içinde kaybolmuşluğu simgelerken, muhtemelen Dali’nin kendisi olarak resmettiği arkası dönük ve kişilik özgüvensiz ve içe dönük oluşunu simgeler. Gördüğümüz bu karakterin yaslandığı kayaların farklı renkte olması ise Dali’nin biseksüelliğini temsil ettiğini söyleyebiliriz.
Kaynak: 1, 2, 3
Yine yazar tarafından hiç politik doğrucu olmayan bir yazı. Yazınızı okudum ve sanat eseri olarak bahsettiğiniz 10 ürün de görsel içerikler acaba bu yazıyı yazarken görme kusuru olan bireyleri hiç düşündünüz mü? Hiç sanmıyorum... Ben şahsım adına burada bir kaç tane de işitsel eser görmeyi tercih ederdim dilerim bu yazıyı okuduktan sonra kalbinizdeki kapitalizmin henüz taşlaştırmayı başaramadığını umduğum 1mm3lük alan sızlar da bundan sonraki yazılarınızda toplumun her kesimini düşünürsünüz