Yönetmenliğini Daniel Espinosa'nın yaptığı Life (Hayat) filmi 24 Mart'ta vizyona girdi. Üzerine birçok teori üretilen bu bilim kurgu filmini sizler için inceledik.

Life bir Alien klonu mu; yoksa farklı temellere mi dayanıyor?

Alien filmi ile karşılaştırma yapmadan önce filmin konusundan kısaca bahsedelim. Filmde bir grup astronot Mars'tan alınan örneği inceleme görevinde. Daha sonra Calvin adı verilen bu örnek, yaşam belirtileri göstermeye başlıyor. Yapılan bazı hatalardan ötürü Calvin gelişiyor ve kendini koruma içgüdüsüyle saldırgan hale geliyor. Tamamen kastan ya da beyinden oluştuğu söylenen bu zeki varlık hayatta kalmak için astronotlarımızı öldürmeye başlıyor. Astronotlarımız ise Calvin'in dünyaya ulaşmaması için her şeyi yapmaya hazırlar. Filmin konusu incelendiğinde Alien ile benzerliği aşikar hale geliyor. Ancak bu filmin konuya Alien'dan farklı bir açıyla yaklaştığını düşünüyoruz. Alien bilim kurgu/korku türünün en temel taşlarından biri. Life filminde ise bu türün kurgu tarafından öte bilim kısmı ağır basıyor. Bunu yaparken ise izleyicinin kafasını bilimsel verilerle karıştırmıyor. Daha çok bir bilim insanının düşünce tarzını gözler önüne seriyor. Tehlikelerin farkında olsalar da merakları ağır basıyor. Önayak olabileceği gelişmeleri düşünerek ileri adım atmaktan korkmuyorlar. Hatta bu varlığa karşı aynı anda hem bir hayranlık hem de bir nefret besliyorlar. Filmi izlerken ister istemez "bu durumda ben ne yapardım?" diye düşünürken buluyorsunuz kendinizi.

Filmin görsel yapısı, hikaye anlatımı ve karakterler

Filmi izlerken bir uzay istasyonunda, saldırgan bir varlıkla kısılı kalmanın hissiyatını alabiliyorsunuz. Çaresizlik hissi tüm filme yayılmış durumda. Daha ilk saniyeden bile bunun bir kurtuluş hikayesi olmadığını biliyorsunuz. Film bu çaresizlik duygusunun yanında gerilimi de çok tadında veriyor. Film, özel efekt ve ışık kullanımında oldukça başarılı. Set dizaynı ise bahsettiğimiz kapana kısılmışlık hissiyatını başarılı bir şekilde yansıtıyor. Ancak filmden bir "2001: A Space Odyssey" görselliği beklememek gerekiyor. Anlatımda görsellikten öte gerilim faktörüne önem veriliyor. Şu ana kadar filmin hep olumlu yanlarından bahsetmiş olsak da filmin zayıf kaldığı birçok nokta da mevcut. Hikayede anlatımında bazı noktalarda çok açık olunurken bazı noktalarda soruların üzeri çok kapanılmış. İzleyiciyi bilimle boğmama fikrini takdir etsek de bazen açıklama bekledik filmi izlerken. Filmin en zayıf noktalarından biri ise karakterleri. Oyuncu tercihleri yapılırken gösterilen başarı karakter derinliğine yansıtılamamış. Filmde Jake Gyllenhall, Rebecca Ferguson, Ryan Reynolds gibi ünlü oyuncular oynamakta. Karakterlerinin yüzeyselliğine rağmen çok da iyi oyunculuk çıkarmış durumdalar. Ancak filmde resmedilen karakterler, klişelerin ötesine geçemiyor. Karakterlere derinlik katmak için eklenmiş cümleler ise durumu çok daha kötü hale getiriyor. Filmin tek ilgi çekici karakteri ise Calvin, yani uzaylımız. Çok zeki bir varlık olan Calvin, doğası gereği kötü ya da iyi değil. Sadece hayatta kalma güdülerine göre hareket ediyor. Son olarak filmin sonundan bahsetmek istiyoruz. Filmin sonunu söyleyerek tabii ki tüm heyecanı kaçırmayacağız. Ancak sonun bizi hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyiz. Sürpriz bir son gibi gözüken sahne, aslında seyirciyi şaşırtmıyor. Seyircinin ihtimalini filmin başından beri göz önünde bulundurduğu son bir sürpriz gibi yansıtılıyor.

Bonus: Life, Marvel'ın Venom'ı ile bağlantılı mı?

Bildiğiniz üzere yakın zamanda Spider Man'in ünlü düşmanı Venom'ın kendi filmine kavuşacağı duyuruldu. Bunu duyan hayranlar ise Life'ın Venom'ın öncesini anlatan bir hikaye olabileceğini söyleyen teoriler üretmeye başladılar. Filmi izledikten sonra bu teorinin çok gerçekçi olmadığı kanısına vardır. Yakın zamanlarda gerçekleşen bu duyuru ve gösterim bizce sadece bir tesadüf ya da iyi bir pazarlama stratejisinden başka bir şey değil.