Müziğin Hassas Meleği Kurt Cobain'in Hikayesi ve Şüpheli İntihar Notu

Müziğin Hassas Meleği Kurt Cobain'in Hikayesi ve Şüpheli İntihar Notu
  • 6
    0
    1
    0
  • “Don Cobain’le neden evlendim? Ben o zamanlar her şeyin bir sebebi olduğuna inanırdım. Kurt, doğmalıydı.” - Wendy Cobain Kurt Donald Cobain, 20 Şubat 1967’de Aberdeen, Washington’da dünyaya geldi. 9 yaşına kadar yalnızca Beatles dinlemişti. Burçlara pek inanmasak da, gerçek bir balık burcuydu. Küçük yaşlardan beri müziğe ve resme meraklı olan Kurt; hiperaktif, meraklı, yaratıcı ve son derece duygusal bir çocuktu. Hiçbir zaman standart ve mutlu bir aile yaşantısına sahip olamamıştı. Anne ve babası o henüz çok küçükken ayrılınca, oradan oraya sürüklenerek sonunda kendine ait bir yaşama sahip olmaya, tutunmaya çalıştı. “Something In The Way” isimli parçada, köprü altlarında yaşadığı günleri anlatır. Bugün, ölümünün 23. yılında bu yazıyı yazarken gözlerimizi dolduran, hayranı olduğumuz bu hayat, gerçek bir trajediydi. Yaptığı hiçbir şeyden sorumlu tutulamayacak biriydi sanki; bütün yanlışları, aslında yüz yüze olduğu kötülüğün altında ezilmesinin etkisiydi. Çok uzun yazmak isterdik, ama böyle gerekiyor. Yine de bunları yazmak, hassaslığının kurbanı bir meleğin hayatını yazmak gibi. Birçok arkadaşı oldu ve birkaçıyla da müzik grubu oluşturdu. Erken yaşta marijuana ve alkolle tanıştı, yaptığı müziğe hayat tarzını olduğu gibi yansıttı. Yaratmak onun için bir hayat amacıydı; kelimenin tam anlamıyla Kurt, yaratmadan duramıyordu. 1987’de arkadaşlarıyla son müzik grubunu kuracaktı. Birçok farklı isim değişikliğinden sonra, bir gün sonuncusuyla stüdyoya gelmişti: Nirvana. Nirvana grubuyla ilk albüm “Bleach”i piyasaya sundular. “About A Girl”, “School” gibi parçaları içeren albümde “Love Buzz” dışındaki tüm şarkılar Kurt tarafından yazılmış ve bestelenmişti. Nirvana’yla yoluna devam eden Kurt, yeni şarkılar yazmayı bırakmamıştı ve o zamanlar sıradaki albümün nasıl bir etki yaratacağının belki kendisi bile farkında değildi. Yeni albümünün tüm şarkıları demo halinde kaydedildikten sonra Kurt, dinlemesi için kaydı annesine verdi. Annesi Wendy, kaydı bitirdikten sonra korkmuş ve ağlamıştı: Ona göre bu albüm mükemmeldi ve yer yerinden oynayacaktı. Kurt artık ünlüydü. Çünkü o kayıt “Nevermind” albümüydü. Sırada şöhret sınavı vardı. Ve Kurt, artık sürekli eroin kullanmaya başlamıştı. “I just wanna reach $3.000.000 then become a full-time junky.” İniş çıkışlı ruh hali, ki kendisi tipik bir manik depresiftir, bütün hayatını etkileyen ve kendisine göre eroine başvurma sebebi olan mide ağrısı, öfkesi, sahnede kırdığı gitarlar… Bir yandan bir neslin karakterini etkileyen, milli marşını (Smells Like Teen Spirit) yazan Cobain, diğer yandan o günden bu güne dek anne babalarının çocuklarını rock star olmaktan uzak tutma sebebi haline gelmişti. Basına yalnızca böyle yansımak onu üzdükçe, onun nefreti daha da büyüyordu. Medyanın iki yüzlülüğüyle, insanların çıkarcılığıyla başa çıkabilmek için fazla hassastı. Ara sıra görüştüğü, Hole grubunun solisti Courtney Love’la bir süre sonra sevgili oldular. Courtney, tıpkı kendisi gibi biriydi. Sesini kirleterek kullanışı, serkeş ve isyankar yaşam tarzıyla dışarıdan çok uyumlu görünüyorlardı. 24 Şubat 1992’de ıssız bir yerde, hiçbir inanca bağlı olmayan bir rahip huzurunda evlendiler. Şahit olarak da bir yolcuyu aldılar. Sonrasında Kurt, eroinden kurtulmak adına hastaneye yattı. 18 Ağustos 1992’de, kızları Frances Bean Cobain dünyaya geldi. Fakat Kurt, dayanılmaz mide ağrılarından hala kurtulabilmiş değildi ve çareyi eroinde arıyordu. Eroini hiçbir zaman tam anlamıyla bırakamamıştı. Kızı Frances Bean Cobain geçtiğimiz yıllarda, babasıyla bu kadar çok gündeme gelmek istemediğini belirtti ve annesinin yanında yer aldı genellikle. 2015’teyse harika bir belgesel fikrini ortaya attı ve yapımcılığını üstlendi, sonucunda gerçekten yararlı bir yapım oldu. “Kurt Cobain: Montage of Hack”. 2 saatlik bu belgeselde Kurt’ün annesi dahil birçok kişinin ağzından onu tanıyabiliyoruz. Ayrıca belgeselde Kurt’ün hiç görülmemiş küçüklük fotoğrafları, video kayıtları ve şarkı kayıtları bulunuyor. Bize göre Montage of Hack belgeseli, Kurt Cobain’i tanıyabileceğiniz en keyifli film oldu. Fakat kendi kızı tarafından yaratılan bu belgesel, biraz da “Kurt kendi isteğiyle öldü, Courtney suçsuzdu” demenin bir başka yolu olmuş. İntiharın Cobain ailesinde yaygın bir durum olduğu gibi bilgiler verilmiş. Uzun sayılabilecek bir belgesel, ve buna rağmen Kurt’ün intiharından kısacık bahsedilmiş. Tüm bunlar, Courtney Love’ın Kurt Cobain’in intiharında etkili olduğu teorilerini yeniden düşünmeye itiyor. Günümüzde birçok hayranı hala Kurt’ün ölümünün peşini bırakmış değil ve siteler kuruyorlar, kampanyalar başlatıyorlar, olayın yeniden gündeme getirilmesini istiyorlar. Nirvana’nın eski davulcusu ve Foo Fighters grubunun kurucusu Dave Grohl, Kurt’ün ölümünden sonra bir röportajında, onun harika bir dinleyici olduğunu ve onunla sohbet etmenin kendisini çok rahatlattığını söyler. Fakat belgesel, genellikle bu tür güzel yanlarından ziyade, uyuşturucu problemi ve dengesizliği üzerinde duruyor. Her ne kadar Kurt, hayatı boyunca eroinle ve diğer birçok zararlı alışkanlığıyla boğuşmuş olsa da birçok yakın arkadaşı, belgeselde ya da pek çok farklı yerde duyduğumuz depresif ve intihara meyilli sözlerinin aksine, Kurt’ün son zamanlarında asla ve asla intihardan bahsetmediğini, aksine hayat dolu olduğunu ve espriler yaptığından bahsetmiştir. Kurt’ün kronik depresyonu herkesçe bilinse de, intihar edeceğini belli eden hiçbir davranışının ya da sözünün olmaması ilginç. Çocukken “Jimi Hendrix gibi öleceğim ve konuşulacağım” gibi söylemleri, ya da bu durumu sezdiren şarkı sözleri olsa bile, bunları çok da önemseyerek yapmadığını görebiliriz; nitekim bir röportajında “Sözlerime aşırı anlam yüklenmesini anlamıyorum. Sandığınız kadar anlamlı değiller, sadece aklıma geliyor ve yazıyorum.” demişti. Nirvana grubu ve özellikle de Kurt, o yıllarda röportaj vermekten nefret etmeleriyle bilinirdi. Kurt Cobain’in cesedi, 8 Nisan 1994’te, yani ölümünden 3 gün sonra, Seattle’daki evinin salonunda bulundu. İddiaya göre kendisini eve kilitlemişti, notunu yazmıştı ve yüzüne doğrulttuğu pompalı tüfeği ateşleyerek kendini öldürmüştü. Fakat intiharı hakkında, üzeri kapatılmış birçok nokta vardı: Otopsisinde Kurt’ün kanında, tüfeği kavrayıp kendine doğrultarak tetiğe basamayacağı dozda eroin olduğu anlaşıldı. Diğer yandan mermi kovanın sağa düşmesi gerekirken solda bulunduğu söyleniyordu. Hemen bir tavsiye; 2015’te çıkan diğer bir belgesel var: Soaked In Bleach. Bu belgesel, bütün delilleri tek tek işliyor ve bittiğinde Kurt’ün intihar etmediğine, öldürüldüğüne emin bile olabilirsiniz. Diğer çelişkili nokta ise intihar notuydu. Notun büyük bir kısmında intihardan bahsediyor gibi görünmüyordu Kurt, daha çok müziği bırakmak ya da ara vermek isteyen bir tavrı vardı. Son bölümde ise el yazısı gözle görülür bir biçimde değişiyordu ve bir anda elveda etmeye başlıyordu sanki. Söylentiye göre, son kısmı yazan kişi Kurt değil, Courtney’di; cüzdanında da Kurt'ün el yazısının taklit edilerek çalışıldığı anlaşılan bir not çıkmıştı. Son olarak intihar notunu ve kendi çevirimizi de paylaşmak istedik. Bu notu Kurt, çocukken yarattığı hayali arkadaşı Boddah’ya ithaf ediyor. “Boddah’ya, Deneyimli bir salağın ağzından konuşmak –Güçsüz ve çocuk gibi şikayetlenen biri olmayı tercih ederdi-. Bu, çok kolay anlaşılabilir bir not olmalı. Yıllar sonra, ilk tanıtımımdan beri, topluluğumuzun iç içeliği ve özgürlüğü ile ilgili ahlak kuralları, punk rock 101 derslerinin bütün o uyarılarının çok doğru olduğunu kanıtladı. Şimdi baktığımda, yıllardır okumak ve yazmakla birlikte; müzik yaratmaktan olduğu gibi dinlemekten de heyecan duyamıyorum. Bunlardan dolayı kelimelerin ötesinde bir suçluluk duyuyorum. Mesela biz sahne arkasındayken, ışıklar kapandığında ve kalabalığın o manik kükreyişi başladığında bu beni, kalabalığın gösterdiği hayranlıktan, sevgiden inanılmaz zevk duyuyor gibi görünen Freddie Mercury kadar etkilemiyor. Bu gerçekten hayran olduğum ve imrendiğim bir şey. Gerçek şu ki, sizi kandıramam. Hiçbirinizi. Bu ne sizin için, ne de benim için adil olur. Düşünebildiğim en kötü suçum şu olabilir: Kalabalığı rol yaparak coşturmak ve sanki yüzde yüz eğleniyormuş gibi davranmak. Bazen sahneye çıkmadan önce iş yerine giriş için kart basmam gerekiyor gibi hissediyorum. Bunu değerli hale getirebilmek için elimden gelen her şeyi yaptım ve yapıyorum, Tanrım inan bana yapıyorum ama yeterli olmuyor. Benim ve bizim birçok insanı etkilediğimiz ve eğlendirdiğimiz gerçeğini kabul ediyorum. Şu narsistlerden biri gibiyim, her şeyin değerini ancak kaybettiğinde anlayan. Ben çok hassasım. Çocukken sahip olduğum o coşkuyu yeniden kazanmam için biraz uyuşmam gerek. Son üç turumuzda kişisel olarak tanıdığım insanlardan ve hayranlarımızdan çok daha yoğun keyif aldım; ama yine de herkese karşı hissettiğim o hayal kırıklığından, suçluluk duygusundan ve empatiden kurtulamadım. Hepimizin içinde iyilik var ve sanırım gerçekten insanları çok seviyorum, öyle ki bu beni çok üzüyor. Küçük, hassas, değer bilmeyen balık burcu. Tanrım, neden sadece tadını çıkarmıyorum? Bilmiyorum. Hırs ve empatiyle dolu tanrıça bir karım ve bana çocukluğumu çok fazla anımsatan bir kızım var, sevgi dolu ve tanıştığı herkesi öpen. Çünkü herkes iyidir ve hiç kimse ona zarar vermez. Ve zar zor geldiğim bu nokta beni korkutuyor. Frances’in benim gibi acınası, kendine zarar vermeye meyilli, ölü bir rockçı olması fikrine dayanamıyorum. İyi yapıyorum, çok iyi yapıyorum ve minnettarım, ama 7 yaşından beri genel olarak bütün insanlara karşı nefretle doldum. İyi geçinmek ya da anlayışlı olmak onlara çok kolay geldiği için. Sevdiğim ve onlar için çok üzüldüğüm için. Sanırım. Hepinize yanan çukurumdan, midemden teşekkür ediyorum. Geçtiğimiz yıllar boyunca yolladığınız mektuplarınız ve endişeleriniz için. Çok dengesizim, çok karamsarım bebeğim. Tutkum yok artık, ve hatırla, Sönüp gitmektense, yanmak iyidir. Barış, sevgi, empati. Kurt Cobain Frances ve Courtney, sunağınızda olacağım. Lütfen devam et Courtney, Frances için. Onun hayatı için. Bensiz daha iyi olacak olan. SİZİ SEVİYORUM, SİZİ SEVİYORUM"

    Yorumlar (1)
    • Kurt, tüm zamanların efsanesiydi. Hâlâ kalbimizde yaşıyor olacak.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.