David Lynch: "Mulholland Drive" ve Postmodernizm Üzerine

David Lynch: "Mulholland Drive" ve Postmodernizm Üzerine
  • 0
    0
    0
    0
  • Postmodern anlatı, ortaya yeni teknikler çıkartma amacında değildir; modern ve geleneksel anlatının kimi özelliklerini kullanarak bu özellikleri dönüştürmeyi ve değiştirmeyi amaç edinir. Postmodernizm sinema bağlamında, filmlerin ifade anlamlarının özel efektler ya da teknik animasyonlar kullanılarak daha az kabul edilebilir mantık şekilleriyle ortaya konulmasıdır. David Lynch'ın Mulholland Çıkmazı filminde gördüğümüz çoğu sahnede buna rastlamak mümkün; hatta filmin ilk sahnesinde dahi bizi efektler ile şaşırtıyor yönetmen. Postmodernist film türünün önemli isimleri, David Lynch , Quentin Tarantino gibi usta isimlerdir. Lynch, korku sinemasının duayeni Alfred Hitchcock'tan oldukça etkilenmiştir. Mulholland Çıkmazı filminin hikayesi, birbirinden ilgisiz gibi görünen fakat birbirleriyle bağlı görüntüler, çeşitli sahne ve imgeler içerir. Lynch, filmdeki anlamı izleyicinin yorumuna açık bırakmış ve herhangi bir açıklama yapmamıştır, bu da postmodern etkiyle arasındaki bağlantıyı kanıtlar nitelikte olmuştur. Analizler, genellikle filmin ilk kısmının rüya, ikinci kısmının ise gerçek olduğu yönündedir. İlk teoriye göre, filmin ilk kısmında gerçek Diane Selwyn'in rüyası anlatılır ve gerçekte yer alan bazı karakter ve nesneler, bu rüyada birtakım değişikliklere uğramış olarak gözükmektedir. Selwyn; rüyasında kendisini masum ve gelecekten umutlu olan “Betty Elms” karakteri olarak görmektedir. Rüyada Betty; başarılı, çekici ve ileride ünlü bir oyuncu olmanın hayaliyle yaşayan bir kadındır. İyi bir oyuncu olma umuduyla Los Angeles'a gelir ve Ruth teyzesinin boşalttığı eve yerleşir. Yaşadığı kaza sonrasında hafızasını kaybetmiş olan Rita ise oldukça masum ve Betty'e bağlıdır. Rita'nın gerçekte kim olduğunu bulmakla uğraşırken, ikili arasında bir aşk başlar. Diğer yandan katıldığı oyuncu seçmelerinde de olağanüstü bir performans gösteren Betty'nin hayatı, gerek meslekî gerekse Rita ile olan ilişkileri bakımından tam istediği gibi ilerlemektedir. Filmin son beşte birlik kısmı ise, Diane'in hem özel hem de meslekî anlamda başarısızlıklarla dolu olan gerçek hayatını konu alır. Ruth teyze, gerçek hayatta da Diane'in teyzesidir; rüyadakinin aksine yakınlarda vefat etmiş ve Diane'e yalnızca bir miktar para bırakmıştır. Rüyasında sevgilisi olarak gördüğü Rita, gerçek hayatta, kısa bir süreliğine ilişki yaşadığı ve aşık olduğu Camilla Rhodes'tur. Filmdeki olaylar da karakterler arası ilişkiler de birbirinden bağımsız gibi görünseler de subjektif duygularla birbirine bağlanmıştır. Örneğin, Betty ve Rita'nın ön planda olduğu filmin ilk kısmında sürreal ögeler yoğun olarak kullanılırken,Diane ile Camilla'nın ön planda olduğu ikinci kısmında bu ögelerde büyük bir düşüş gözlenmektedir. Diane'in gözüktüğü sahnelerde kullanılan ışığın zayıf olması, karakterin fiziksel ve ruhsal zayıflığını sembolize etmektedir. Filmin ilk kısmında Lynch, sahneler arası geçiş yaparken Los Angeles'taki dağlar, palmiye ağaçları ve binaların panoramik çekimlerini göstermektedir. Buna karşın ikinci kısımda ise iki sahne arasındaki görsel geçişten önce, ses geçişi gerçekleşmektedir. Mulholland Çıkmazı Cannes'da ve Oscar'larda yönetmenine ödül kazandırırken tüm dünyada da hem eleştiriler hem de övgüler almıştır. Örneğin yazar Valtteri Kokko, filmde aynı oyuncular tarafından canlandırılan fiziksel olarak aynı görünüşe sahip farklı karakterler, rüyalar ve Rita'nın kaybolup Diane'in hayatını başlatan mavi kutu gibi sıradan bir nesne olmak üzere filmde üç farklı “esrarengiz metafor” olduğunu belirtmektedir. Lynch, izleyicisinin daha özgür olmasını isteyen bir yönetmendir. Bu nedenle karakterlerinin savunmasını yapmaz, onları sempatik kişiler olarak yansıtmaz. Onun yaptığı, özdeşleşmeyi kırmak ve izleyiciye etkin bir şekilde filmi, dışarıdan izleme fırsatı tanımaktır; yani yoruma açık bırakır ve izleyen kişinin kafasını bir hayli karıştırır. Zaten bu da postmodernizm ile uyuşan en önemli taraflarından biridir. Kurgu ile izleyiciye yol göstermez, serbest bırakır ve izleyen kendi yolunu kendisi bulur. Filmlerinde klişe ve sürreal yani gerçek üstü ögeler, kâbus ve hayaller, doğrusal olmayan hikaye akışlarını sıkça kullanan Lynch, bunları kendine özgü kamera açıları, sesler ve ışıklandırmayla birleştirerek izleyicilerin inandığı şeyden şüphe etmesini sağlayan filmler ortaya koymuştur. Bunlardan biri olan Mulholland Çıkmazı'nda, bazı sahnelerde kullanılan kırmızı ve mavi ışıklar da dikkat çeker. Mavi rengi rüya ve hayal kavramını vurgularken , kırmızı ise gerçekliğin mesajını verir. Image result for mulholland drive

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.