Buenos Aires'te bir kenar mahallede yaşayan Juan (Alfonso Baron), kirayı çıkarabilmek için ev arkadaşı arar. Çalıştığı mobilya atölyesindeki iş arkadaşı Gabriel (Gaston Re)'i evine taşınması için ikna eder. Aynı işte çalışan bu ikili, aynı evde kalmaya başlayınca birlikte daha fazla geçirmeye başlarlar. İkilinin arasında oluşan yakınlaşma, zamanla farklı bir boyuta evrilir. Sarışın (The Blonde One), 2014 yılında festivale eklenen ve Brokeback Mountain (2005) filmiyle yükselişe geçen LGBTİ temalı filmleri odağına alan ''Nerdesin Aşkım'' kategorisinde gösteriliyor. Daha önce Ausente (2011), Hawaii (2013) ve Taekwondo (2016) gibi filmleriyle prestijli festivallerden çeşitli adaylıklar ve ödüller ile dönen Arjantinli yönetmen Marco Berger, filmin kamera arkası sürecinin büyük bir bölümünde yer alıyor. Filme adını veren Gabriel, sarışın, oldukça sevimli ve bir o kadar içine kapanık, utangaç bir kişiliğe sahiptir. Kanser yüzünden kaybettiği eşinin üzüntüsünü bir türlü atlatamamış, teselliyi kitaplarda ve çiçeklerde bulmuştur. Eşinin ölümünden sonra baş başa kaldığı küçük kızına tek başına bakabilecek durumda olmayan Gabriel, kızını babaannesine teslim eder ve geçimini sağlayabilmek için evinden çok uzakta bir marangozluk işi bulur. Gabriel, başladığı yeni işte kısa bir süre içinde radarına girdiği Juan'ın ev arkadaşlığı teklifini kabul eder. Aynı evde yaşamaya başlayan ve birlikte daha fazla vakit geçirme fırsatı bulan Juan ile Gabriel, birbirlerini yakından tanımaya başlarlar. İlk günlerde Juan'ın imalı bakışlarına karşılık veremeyecek kadar utangaç olan Gabriel, zamanla ev arkadaşına açılır. Aralarındaki ilişki, başlarda salt sevişmeden ibaret olsa da Gabriel, geçici zevklerin peşinde koşan Juan'ı etkilemeye başlayınca romantizme doğru yön değiştirir. Dünya prömiyerini geçtiğimiz şubat ayında Sydney Film Festivali'nde yapan Sarışın, günümüzde yaşanan bazı olumlu gelişmelere rağmen içinden çıkamadığımız heteronormatif toplum yapısına ağır bir eleştiri olarak karşımıza çıkıyor. Filmde, Gaston Re ile Alfonso Baron'un göz kamaştıran performansları ön plana çıkıyor. Son zamanlarda, amatör oyuncuların yer aldığı Heartstone (2016), Roma (2018) gibi başarılı yapımların olduğunu düşünürsek bu filmde de oyuncuların gerçek hayatlarından izlere rastlıyoruz. Bu durum ister istemez doğallığa katkıda bulunuyor. Öte yandan filmde kullanılan yakın plan çekimler izleyenlerin karakterler ile bütünleşmesini sağlıyor. Özellikle Juan ile Gabriel'in yakın temasta oldukları sırada aralarındaki gergin sessizliği, seyircilerin iliklerine kadar hissetmesine sebep oluyor. İki oyuncunun da gerçek hayatlarında eş cinsel olmalarının, canlandırdıkları rollere kolaylıkla bürünebilmelerine yardımcı olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Ayrıca ikilinin yakaladığı kimya, filmde göze çarpan en büyük detaylardan. Juan ve Gabriel üzerinden içinde yaşadığımız erkek egemen toplumda varoluş mücadelesi veren bireylere bir ayna tutan Sarışın ile Marco Berger, yönetmenlik kariyerinin basamaklarını hızla tırmanıyor.