Kitap vs. Film: Harry Potter ve Melez Prens (2009)

Kitap vs. Film: Harry Potter ve Melez Prens (2009)
  • 2
    0
    0
    0
  • Yazıya başlamadan önce Nicolas Hooper'ın, serinin altıncı film için bestelediği soundtrack albümünü dinlemek isterseniz: Bundan tam 10 yıl önce vizyona giren ve serinin altıncı kitabından beyaz perdeye uyarlanan Harry Potter ve Melez Prens (2009)'te, yönetmenlik bayrağını beşinci filmden itibaren devralan David Yates ile senarist Steve Kloves, Harry'nin hikâyesine kaldıkları yerden devam ediyor. Sihir Bakanlığı'nda yaşananlardan sonra tüm büyücülük dünyası, Voldemort'un döndüğünü kabul etmiş ve sihir bakanı Cornelius Fudge açığa alınmıştır. Eski ölüm yiyenlerin tekrardan faaliyete geçtiği ve aralarına yeni ölüm yiyenlerin katıldığı bu karanlık dönemde, hem büyücü hem de muggle dünyasına saldırılar artmış, ölüm haberleri peş peşe gelmeye başlamıştır. Bu sırada Dumbledore, Voldemort'un büyük sırrı olan hortkulukları araştırmaya başlamıştır. Zamanının büyük bir kısmını birtakım işler çevirdiğinden şüphelendiği Malfoy'u takip etmekle geçiren Harry ise aynı zamanda yoğunlaşan ders programıyla ve Quidditch takım kaptanlığının başına yıktığı sorumluluklarla boğuşmaktadır. Serinin en uzun kitabı olan Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın zayıf uyarlaması ile izleyenlerde büyük hayal kırıklığı yaratan Yates'in, Melez Prens ile bu durumu telafi etmeye kafa yorduğu açıkça belli oluyor. Bu uğurda dilerseniz filmde ön plana çıkan güçlü noktalara değinelim.

    MILLENIUM KÖPRÜSÜ'NÜN YIKILIŞI

    Film, Harry'nin olayın gerçekleştiği gece Sihir Bakanlığı'ndan Dumbledore ile birlikte çıkışıyla başlıyor. Ardından, Londra'da bir gökdelenin içinde toplantı yapan muggleları izliyoruz. Diagon Yolu'ndaki ünlü asa yapımcısı Ollivander'ı kaçıran ölüm yiyenler,  Londra'daki Millenium Köprüsü'ne saldırıyor. Tüm bu olanları, birtakım şeylerin ters gittiğini farkeden muggleların gözünden görme şansı buluyoruz. Dolayısıyla bu sekans, önceki filmlerde Hogwarts'ın sihirli habitatı dışına çıkamayan bizler için bir ilk olma özelliği taşıyor.

    KOVUK'A SALDIRI

    Noel tatilini Weasleyler'in evinde geçiren Harry'nin, ölüm yiyen Bellatrix ile kurtadam Fenrir Greyback'in saldırısına uğradıklarında onların peşinden koştuğu ve Ginny'nin de desteğiyle onlarla çarpıştıkları kısım, filmde görülmeye değer sahnelerdendi. Özellikle ''I killed Sirius Black!'' diye bağırarak koşan Bellatrix'in sahnesi, izleyenlerin tüylerinin diken diken olmasına neden olacak derecede ürkütücüydü.

    QUIDDITCH SAHNELERİ

    Yates'in, Zümrüdüanka Yoldaşlığı uyarlamasında Quidditch'i göz ardı etmesine rağmen bu filmde oldukça yer verdiğini görüyoruz. Tabi burada, birlikte çalışılan senaristlerin payı da büyük. Beşinci filmde ilk defa farklı bir senarist (Michael Goldenberg) ile çalışılıyor, bu nedenle seriye bütünüyle hakim olan senarist Steve Kloves altıncı filmle birlikte geri döndüğünde işler rayına oturuyor.

    GÖRÜNTÜ YÖNETMENLİĞİ

    Harry Potter ve Melez Prens'in beyaz perde uyarlaması, birçoğumuzun favori filmi olmayabilir ancak serinin en başarılı sinematografisine sahip filmi olduğu su götürmez bir gerçek. Amelie (2001) filmiyle tanınan Fransız görüntü yönetmeni Bruno Dellbonnel'e teslim edilen Melez Prens, 2010 yılındaki Akademi Ödülleri'nde ''En İyi Görüntü Yönetmeni'' adaylığına layık görülüyor. Ateş Kadehi (2005)'ne kadar filmlere olan ''çocuk filmi'' yaklaşımı, Harry büyüdükçe farklı bir boyut kazanıyor. Dellbonnel, hiçbir şeyin eskisi gibi ve kolay olmayacağını görmemizi sağlıyor. Özellikle diğer filmlere kıyasla kamera açılarındaki farklılık (geniş plan çekimleri, dönemin karanlığını yansıtan ışık kullanımı) ile seriye bambaşka bir soluk getiriyor. [caption id="attachment_169709" align="alignnone" width="670"] Harry Potter ve Felsefe Taşı (2001)[/caption] [caption id="attachment_169710" align="alignnone" width="670"] Harry Potter ve Melez Prens (2009)[/caption] [caption id="attachment_169711" align="alignnone" width="670"] Harry Potter ve Sırlar Odası (2002)[/caption] [caption id="attachment_169712" align="alignnone" width="670"] Harry Potter ve Melez Prens (2009)[/caption] Her edebiyat uyarlamasında olduğu gibi kitap ile film arasında ön plana çıkan farklılara değinmek gerekirse:

    ÖTEKİ BAKAN

    Kitap, Sihir Bakanı Cornelius Fudge'ın açığa alınmasından sonra göreve gelen eski Seherbaz Ofisi Başkanı Rufus Scrimgeour'un, İngiltere Başbakanı ile tanışmak için ofisini ziyaret ettiği akşam ile başlıyor. Yeni göreve başlayan İngiltere Başkanı, ofisindeki tablonun hareket etmesiyle birlikte açılan portaldan içeri giren Scrimgeour ile Fudge karşısında şaşkınlığa uğruyor. Yeni seçilen muggle başbakanlarına kendilerini tanıtmayı geleneksel bir görev olarak görüyor İngiliz büyücüler. O akşam ise tanışmanın yanı sıra, Voldemort'un dönüşü ile birlikte artan cinayetlerin ve kayıp vakalarının muggle dünyasını da ilgilendirmesinden dolayı başbakanı uyarmak ve onun güvenliğini sağlamak için ofis ziyareti gerçekleştiriliyor. Yukarıda da belirttiğim üzere, Hogwarts habitatından çıkıp muggle dünyasına da dahil olduğumuz bu filmde, başbakan ziyaretinin yer almaması, bütünlüğü zedeleyen bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.

    KARANLIK SANATLARA KARŞI SAVUNMA ÖĞRETMENİ SNAPE

    Uzun zamandır Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni pozisyonuna büyük ilgi duyan Snape'in dileği, eski İksir öğretmeni Horace Slughorn'un eski işine dönmesiyle birlikte gerçek oluyor. Ancak filmde, ne yazık ki Snape'i K.S.K.S öğretmeni olarak ders verirken izlemek mümkün olmuyor.

    MARVOLO GAUNT VE MEROPE GAUNT

    Salazar Slytherin'in neslinin son üyeleri olma özelliğini taşıyan Gauntlar, ''safkan'' büyücü takıntıları yüzünden akraba evliliği yapmaları ve Çataldili konuşabilmeleri ile tanınıyordu. Son zamanlarda iyice yoksullaşan ve saygınlığını kaybeden bu ailenin son temsilcisi Marvolo Gaunt, kızı Merope ve oğlu Morfin ile derme çatma bir kulübede yaşamaktadır. Marvolo'nun, verdiği fiziksel ve psikolojik zarar yüzünden travma yaşattığı kızı Merope, büyü gücü zayıf olan (kofti) bir cadıdır. Ancak yaşadıkları kulübenin önünden sürekli geçen muggle Tom Riddle'dan hoşlanan Merope, evden kaçtıktan sonra yaptığı güçlü bir aşk iksiri sayesinde onunla evlenir. Küçük Tom Riddle (Voldemort), bu sayede dünyaya gelir. Evliliklerinin ardından kısa bir süre sonra (büyük ihtimalle Merope aşk iksirini kestiği için) Tom, karısını ve çocuğunu terk eder. Ardından Merope, bilinmeyen bir şekilde hayatını kaybeder ve bu sayede küçük Tom Riddle, Dumdledore onu alıncaya kadar yetimhanede yaşar. Kitapta tüm bu bilgileri, Dumbledore'un uzun bir süredir topladığı anıları Düşünseli aracılığıyla izleyen Harry'nin gözünden öğreniyoruz. Öte yandan filmde, Dumbledore'un Tom Riddle'ı yetimhanede ziyaret edip Hogwarts'a davet etmesini izliyoruz. Yates, filmin dokusuna zarar vereceğini düşündüğünden Voldemort'un küçüklüğüne ve ailesine yer vermeyi tercih etmemiş. Fakat seride çok büyük yeri olan Tom Riddle'ın bugünkü Karanlık Lord/Lord Voldemort unvanını almasına neden olan süreci izleyerek derinlere inmek fazlasıyla önem taşıyordu.

    SİHİR BAKANI'NIN PR HAMLESİ

    Yeni Sihir Bakanı Scrimgeour, kayıp bakanlık çalışanlarının ve cinayetlerin olduğu dönemde Gelecek Postası'ndaki dehşet verici manşetlere karşılık Harry'nin ara sıra Sihir Bakanlığı'nda görüntülenip ''her şey yolunda'' izlenimi vermesi için noel gecesi Harry'yi ikna etmeye çalışıyor. Bununla da kalmayıp Dumbledore'un bazı zamanlar Hogwarts'ın dışında olmasının sebebini öğrenmeye çalışıyor. Bir önceki yıl, bakanlıkta olanlara kadar Harry ve Dumbledore'a büyük cephe alan ve bu ikilinin izole edilmesi için elinden geleni yapan bakanlığın, şimdi Harry'ye muhtaç olmasını ve Harry'nin Sihir Bakanlığı'na olan öfkesinin Scrimgeour'a karşı tavrını yansıttığı konuşmasını maalesef filmde görme fırsatı bulamıyoruz.

    DUMBLEDORE'A VEDA

    Hogwarts Treni'nin gelmesinden bir önceki gün Dumbledore için düzenlenen cenaze töreninde, Rita Skeeter'dan Madame Maxime'e kadar birçok önde gelen cadı ve büyücünün katılımının yanı sıra Deniz Halkı'nın bir tür ilahi söylemesi gibi detaylar hiçbir şekilde filmde yer almıyor. Modern büyücülük dünyasının en önemli şahsiyetlerinden biri olma özelliği taşıyan, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu Müdürü Albus Dumbledore'un cenaze törenini filmde göremiyor olmak büyük hayal kırılığı yaratan bir detay ve kelimenin tam anlamıyla seriye yapılmış en büyük ihanetlerden biri olma özelliği taşıyor. Harry Potter ve Melez Prens, öte yandan sinematografisi ve ince işlenmiş mizanseni ile bu konuda serinin en başarılı filmi olma unvanını hak etmesinin yanında Cuarón'un Azkaban Tutsağı (2004) uyarlamasından sonra en akılda kalan film olma özelliğini de taşıyor. Kaynak: Rowling, J.K. (2016). Harry Potter ve Melez Prens, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.