İki Erkek, Bir Öpücük: Matthias & Maxime

İki Erkek, Bir Öpücük: Matthias & Maxime
  • 0
    0
    0
    0
  • I Killed My Mother (2009), Tom at the Farm (2013) ve Mommy (2014) filmleriyle büyük çıkış yakalayan Kanadalı (Quebec) oyuncu ve yönetmen Xavier Dolan'ın son filmi Matthias & Maxime, ülkemizdeki prömiyerini Filmekimi kapsamında İstanbul'da gerçekleştirdi. Bu yılki Cannes'da, Altın Palmiye ve Kuir Palmiye adaylıklarıyla isminden söz ettiren film, Montreal'de yaşayan ve kalabalık bir arkadaş grubunda yer alan Matthias ve Maxime'in, bir rica üzerine oynadıkları kısa filmde öpüşmeleri sonrasında derinlerde yatan birtakım hislerin uyanmasıyla karmaşıklaşan ilişkilerini konu alıyor. Montreal'in banliyö mahallesinde, uyuşturucu ve alkol bağımlısı annesi (Anne Dorval) ile yaşayan Maxime (Xavier Dolan), geçimini barmenlik yaparak sağlamaktadır. Annesiyle sürekli çatışma halinde olan Maxime, uzun zamandır hayalini kurduğu oyunculuk dışında Avustralya'ya taşınıp kendine yeni bir yol çizerek hayatına devam etmek istemektedir. Maxime'in çocukluk arkadaşı Matthias (Gabriel D'Almeida Feritas), çalıştığı avukatlık şirketinde kariyer basamaklarını birer birer tırmanan, hırslı bir bireydir. Avangart Maxime'in aksine, oldukça derli toplu bir birey olan Matthias'ın, birlikte yaşadığı bir kız arkadaşı da vardır. İçinde bulundukları gruptan bir arkadaşının, sinema bölümünde okuyan Amerikan özentisi Erika (Camille Felton), kız kardeşinin mezuniyet projesi için deneysel bir kısa film çekmesi gerekmektedir. Bu film için iki erkeğe ihtiyacı vardır ve Matthias ile Maxime bu film için biçilmiş kaftandır. Oyunculuk teklifi ikiliye yapıldığında özellikle Matthias başta kabul etmese de bir iddia üzerine filmde oynamak zorunda kalır. Senaryodan haberi olmayan ikiliden çekim sırasında öpüşmeleri istenince başta afallarlar ve başka seçenekleri de yoktur. Ancak bu isteksiz öpüşme sahnesi, ikilinin arasında uzun yıllardır derinlerde yatan hisleri uyandıracaktır. Yazının bu bölümü, filmi henüz izlemeyenler için sürpriz gelişmeler içermektedir. Kanadalı yönetmen Dolan'ın son filmi Matthias ve Maxime ile, birbirlerine karşı uzun yıllardır platonik duygular beslediğini zanneden iki arkadaşı, 30'lu yaşlarında bir arkadaş grubunu da arka planına alarak konu ediniyor. Filmde öne çıkan ve bu ikilinin arasındaki ilişkinin boyut değiştirmesini hızlandıran öpüşme sahnesi, daha dudaklar buluşmadan bir anda kararıp kesiliyor. Böylelikle öpüşmelerinin o an için bir öneminin olmadığını, ancak daha sonrasında yaşanacakların önemli olduğunu anlıyoruz. Özellikle Matthias'ın, filmin çekildiği günün ertesi sabahı, erken saatlerde kaldıkları evin yakındaki bir gölde yüzerek uzaklara açıldığı sahne, kendi içinde yaşadığı çatışmayı temsil ediyor. Filmin ikinci yarısında derinlerde yatan duyguların açığa çıkması, karakterlerin kendi içlerindeki ve birbirleriyle olan çatışmalar, oldukça özenli bir sinematografi ile izleyenlere görsel şölen sunarken, filmde yer alan parçalar?utm_source=generator" width="100%" height="380" frameBorder="0" allowfullscreen="" allow="autoplay; clipboard-write; encrypted-media; fullscreen; picture-in-picture"> da bu şöleni destekler boyutta bir nitelik kazanıyor. Dolan'ın daha önceki projelerinde de çalıştığı ödüllü görüntü yönetmen André Turpin'in bu konudaki payı büyük.
    Matthias ve Maxime'in uzun yıllara dayanan dostluğu, zamanla içine dahil oldukları kalabalık bir arkadaş grubunun üzerine, ailelerin tanışıklığı da eklenince dallanıp budaklanıyor. Dolayısıyla iklinin arasındaki cinsel çekim; diyaloglarla yer yer sezdirilse de baş başa kaldıkları anların çok az olması nedeniyle, bir sonraki aşamaya geçme konusunda oldukça sorun yaşıyor. Ancak, Maxime'enin veda partisindeki tutkulu sevişme sahnesi ile ikilinin arasındaki ''patlama'' gözler önüne seriliyor.
    Karakterlerin film boyunca sürekli çatışma halinde olması, izleyenler açısından akıcılığı zedeliyor. Ayrıca ikilinin ilişkisinin yüzeysel olarak ele alınması, aralarındaki kimyanın iyi yansıtılamamasına sebep oluyor. Bu yüzden film, Matthias ve Maxime'in aralarındaki ilişkinin tüm boyutlarıyla anlaşılamaması ve birtakım soruların cevapsız bırakılması ile sona eriyor.
    Bu yıl Cannes'da adından söz ettiren Matthias ve Maxime, Xavier Dolan'ın filmografisinde belki de en zayıf halka olarak yerini alan, orta ölçekli bir film olarak karşımıza çıkıyor.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.