İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin kazanma olasılığını gören Romanya saf değiştirerek Rusların tarafına geçti. Alman askerlerini Romanya topraklarında tutuklayıp Ruslara teslim ettikten sonra Rus askerleri Romanya'ya asker yollamaya başladı. Ruslar kısa zaman içerisinde burada komünizmi yaydı. (Öncesinde de Romanya'da komünizm vardı ancak Ruslardan sonra daha da fazlalaştı.)
NİKOLAY ÇAVUŞESKU'NUN HAYATI
Nikolay Çavuşesku (Nicolae Ceaușescu) 1918 yılında Romanya'nın Scorniceşte kasabasında doğdu. Çiftçi bir ailenin çocuğu olan Çavuşesku ilkokulu yarıda bırakarak ailesine destek olabilmek için Bükreş'e fabrikalarda çalışmak üzere gitti. Henüz 11 yaşındayken yetişkin hayatına başlayan Çavuşesku, 14 yaşındayken Komünist Partisi'nin üyesi oldu ve kısa zaman içinde kendini göstererek en aktif üyelerinden biri oldu. 15 yaşındayken komünist propaganda yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. 1936 yılına kadar üç kez tutuklandı. En sonuncusunda ise ilk defa uzun süreli olarak (2 yıl) Doftana Hapishanesi'nde mahkûm edildi. 1939 yılında kendi gibi komünist olan Elena Petresku ile evlendi. Bu birliktelikten Nicu, Valentin, Zoia adında üç çocuğu oldu. 1944 yılında bir yıl boyunca Komünist Gençlik Birliği Sekreterliği görevinde bulundu. 1947 yılında, 1943 yılında hapishanedeki oda arkadaşı aynı zamanda Komünist Parti'nin lideri olan Gheorghiu-Dei’nin yardımcısı oldu ve onun emri ile Tarım Bakanlığı ve Silahlı Kuvvetler Bakanlığı'nda görevini devam ettirdi. 1952‘de “Moskova Kanadı” merkez komitesi lideri oldu. Kısa zaman içinde partinin ikinci adamı konumuna geldi ve Gheorghiu-Dei’nin 1965 yılında vefatının ardından Romanya'nın lideri oldu. Başa geçmesinin ardından partinin adını Romanya Komünist Parti olarak değiştirip Romanya'ya ise ''Romanya Sosyalist Cumhuriyeti'' adını verdi. Çavuşesku liderliğinin ilk yıllarında halk tarafından sevilen biriydi. Özellikle batıya dönük politikası sadece halkını değil Avrupa ve Amerika'yı da memnun ediyordu. Ancak bir süre sonra ülkeyi daha iyi konuma getirmek fikriyle yola çıktığı politikaları yüzünden halkında korku sarmaya başladı.DOĞAN HER ÇOCUK HALKIN MALIDIR
İlk politikası nüfusu yaklaşıp 2 katına çıkarmaktı. “Fetüs tüm halkın ortak mülküdür” diyerek, insanları üremek zorunda bırakan politikalar uyguladı:- Bekarın gelirinin %10’una el koyan bir bekar vergisi koydu. Kişi evlenip çocuk sahibi oluncaya kadar bu vergiyi ödemek zorundaydı.
- 1966 yılında resmi olarak kürtajı yasakladı. Dünya'ya gelecek her çocuk devlet korumasında olacaktır diyerek evlilik dışı çocukları da meşrulaştırdı.
- İş yerlerinde, 45 yaş altındaki kadınların doğurganlıklarını takip eden polisler görevlendirdi. Ve sistem kadın çocuğu dünyaya getirinceye kadar devam ediyordu. Neticede, yüzbinlerce kadın Macaristan'a kaçmak zorunda kaldı.
İşte bu gibi insanlar yüzünden, millet komünizmden korkar oldu. Bu insanlar, kendi çıkarları uğruna revizyonistlik ve kötü yönetme içgüdüsüne sahip oldukları için, hala da düşman olmaya devam edicekler.