Dünyada müzebilimi ve müzecilik geliştikçe, müzelerin kapsamakta olduğu konseptler de aynı oranda gelişiyor ve genişliyor. Neredeyse geçen yıllar içerisinde aklınıza gelen her şeyin bir müzesinin açılmış oya da açılmakta olduğu ihtimaller dahilinde. Bu listede sizler için alışılmışın dışında olan beş müzeyi anlatacağız. Sıkı durun, okuduklarınıza inanamayacaksınız. 1. Kötü Sanat Müzesi, Massachusetts, Birleşik Devletler. Evet, doğru duydunuz. Orijinal adıyla "Museum of Bad Art", "Güzel Sanatlar" kalıbına meydan okuyan bir müzeyle karşı karşıyayız. İsmi ile direkt olarak dikkatleri üzerine çeken müze aslında çok güzel bir amaca hizmet ediyor. Öyle ki, başka hiçbir platformda eserlerini sergileme imkanı bulamayan sanatçıların eserlerini sergileyerek onlarla binlerce seyirciyi buluşturmuş oluyorlar. Web sitesi 2. Kırık Kalpler Müzesi, Zagreb, Hırvatistan. Özgün adıyla "Museum of Broken Relationships", oldukça ilginç bir koleksiyona sahip bir müze. Ayrılık hikayeleri topluyorlar, insanların nasıl kalplerinin kırıldığını dinliyorlar ve izleyicilere dinletiyorlar. Aynı zamanda bu bitmiş ilişkilere dair hatıralar da müzede sergilenmekte. Haliyle büyük bir zenginliğe sahip, birinci elden insanlardan beslenen bir müze. Web sitesi 3. Ramen Müzesi, Yokohoma, Japonya. Ramen Müzesi, sitesindeki tanımlamaya göre müze olmanın yanı sıra aynı zamanda bir yemek temelli eğlence parkı. Temel olarak ramen çeşitleri, tarihi üzerine eğilen müzede aynı zamanda ünlü markaların ramenlerini tatmak da mümkün. Web sitesi 4. Uluslararası Tuvalet Müzesi, Yeni Delhi, Hindistan. Muhtemelen bir müzesinin olacağını düşünmeyeceğiniz bir konu üzerine eğilmiş Tuvalet Müzesi ciddi anlamda isminin hakkını veriyor. Temel olarak tuvaletin gelişimini M.Ö. 2500'lerden günümüze doğru getiren müzede; tuvalet teknolojileri, tuvalete dair gelenekler ve tuvalet etiketleri gibi çoğumuzun üzerinde çok düşünmeyeceği tuvaletler üzerine anlatılabilecek tüm alt başlıklara değinen keyifli bir müze olarak karşımıza çıkıyor. Web sitesi 5. Tiksindirici Yemekler Müzesi, Malmö, İsveç. Özgün adıyla "Disgusting Food Museum", yemek yeme ve tüketim kültürü üzerine "iğrenme" duygusuna değinen ve hatta buna meydan okuyan bir müze. Dünyanın çeşit çeşit bölgesinden çok sayıda, diğer coğrafyalarda "iğrenç" olarak nitelendirilebilecek yemekleri sergiliyorlar. Yarasalar, fareler, Türkiye'de alışık olduğumuz bir lezzet olan kelle paça da listede. Hatta bununla kalmayıp bir de gezinin sonunda bunları tatmanız için bir tadım merkezi de oluşturmuşlar. Eğer diğer ülkelerin alışılmamış yemeklerini tatmanın sizin midenizde kötü etkiler bırakacağını düşünüyorsanız korkmayın, zira gişede aldığınız biletler aslında birer kusma torbası şeklinde. Web sitesi