Sinema dünyasının büyük bir bölümü var olduğu günden beri toplumu derinden etkileyen, ilgisini çeken ya da duygularına hitap eden eserlerle izleyiciyi kendisine çekmeyi amaçlamıştır. Her toplumun sahip olduğu karakteristik özellikler kendi sinema sektörünün de çekirdek konularını belirlemiş, bu işle uğraşan insanların yönelimlerinde büyük pay sahibi olmuştur. Örnek vermek gerekirse sıcak ve büyük kargaşaların yaşanmadığı ülkelerde genelde günlük yaşantıya ve insan ilişkilerine yönelen sinema kültürü, soğuk ve toplumsal sorunların sık yaşandığı toplumlarda şiddet ve gurur gibi kavramlara ağırlık vermiştir. Rus yapımı filmleri düşündüğümüzde ilk aklımıza gelen filmlerden birinin Stalingrad olması aynı sebeple ilişkilidir.

Başlıkla alakalı olarak kendi ülkemize dönecek olursak eğer, özellikle son on yıldır arka arkaya yaşadığımız trajedik olaylar da yine aynı şekilde yerli sinema sektörünün rotasında büyük pay sahibi oldu. Son beş yılda çekilen askeri filmleri düşündüğümüzde durumun ne kadar açık olduğunu daha rahat anlayabiliyoruz.  filmleri bunlardan sadece birkaçı. Peki, bu filmlerin tamamının ortak özelliği neydi? Aslında cevabı çok açık ve net: milliyetçilik duygularının arşa çıkarıldığı sahneler ve gerçek hayattan uzak abartılı sahneler ya da senaryolar. Bu çok normal çünkü eğer izlenmek istiyorsanız ya insanları şaşırtmak için senaryoyu zenginleştirirsiniz ya da görsellikle ön plana çıkarsınız (bu tür filmlerin genelinde bu görülür). Ama başlıkta adı geçen Bölük filmi yukarıda açıklamaya çalıştığım her şeyden uzak bir gerçekliği ortaya koyuyor.

Yönetmen koltuğunda İncir Reçeli filmiyle adından söz ettiren Aytaç Ağırlar’ın olduğu filmin oyuncu kadrosunda ise Kaan Yıldırım, Hakan Kurtaş, Alina Boz, Aykut Akdere, Selim Akgül, M. Uğur Civaner, Salih Usta, Olgu Baran Kubilay, Süleyman Kabaali ve Avni Yalçın yer alıyor. 2017 yılında gösterime giren 95 dakikalık film, elbette beklenilen hasılatı yapamadan tarihin tozlu raflarında yerini aldı. Bunun sebebi ise yukarıda bahsettiğim belirli kodlara uymaması. Bölük filmi her şeyin ötesinde merkezine gerçekliği ve yalınlığı alan bir film. Süslü savaş sahnelerinin, abartılı tepkilerin ve diyalogların geçmediği film, tam olarak bu yüzden ve arka arkaya gösterime giren yerli savaş filmleri sebebiyle hak ettiği ilgiyi göremedi. Ülkemizde milliyetçilik duygularının kabardığı, kahramanlık merakının tavan yaptığı dönemlerde izleyiciye istenileni değil de yaşananları verdi. Bu da kendi iplerini çekmelerine sebep oldu. Verdiği sosyal mesajlar ile de döneminin askeri filmlerinden ayrışan film, sinematografik açıdan da geçer notu aldı.

Oyuncuların diyalog sayılarına baktığımızda senaristin kimseye iltimas geçmediğini görmek mümkün. Hatta filmin son sahnesi olmasa, bu filmin başrolü kimdi ya, sorusuyla bile karşı karşıya kalabilirdik ama kalmadık. Başından sonuna kadar karakterlerin hiçbirini dışarıda bırakmadan ele alan bu sinema filminde kimse fazlalık olarak göze çarpmıyor. Yönetmenliğinin yanı sıra senaristliği de üstlenen Aytaç Ağırlar, her karaktere belli bir rol biçmiş ve hiçbiri göze batmamış. Oyunculuklar da tam kıvamında ve yerinde. Abartılan hiçbir karakter ya da diyalog yok.

Filmin içeriğine bakacak olursak eğer, askerlik görevine yeni başlayan insanların teskereyi alana kadarki geçen sürede yaşadıklarını görüyoruz. Her karakterin farklı bir görevinin, farklı bir geçmişinin ve tutumlarının olması, hepsinin farklı gerçeklerle yüzleşmesine sebep oluyor. Kimisi özlemle yanıp tutuşurken kimisi korkularından kaçıyor. Kısacası Bölük, yolları kışlada kesişen bir grup gencin yaşadıklarını anlatıyor ama hikâye sadece onların değil, hepimizin hikâyesi. Rutin haline getirdiğim filmin sonunda alıntı ya da replik paylaşma ısrarımı devam ettiriyorum, izleyecek olan herkese şimdiden iyi seyirler!

"Güçlü olacak o kolların! Say asker, bakma suratıma say! Her zaman adam vurmak için değil! Adam kurtarmak için say! Ranza arkadaşını kurtarmak için Güçlü olacak o kolların say asker! Kan fışkıran yaraya bastıracak kadar güçlü olacak kolların Kan sızdırmayacaksın silah arkadaşının canından! O kanın hesabını sana soracak anası karısı bana değil sana! Hesap vermek istemiyorsan güçlü olacak kolların say!"