Düşmeden Bulutlara Koşan Bir Genç: Barış Akarsu

Düşmeden Bulutlara Koşan Bir Genç: Barış Akarsu
  • 4
    0
    0
    2
  • ''Kalbinizden sevgiyi hiç eksik etmeyin, çünkü sevgi her şeyin anahtarıdır ve paylaştıkça çoğalır.''

    Yüz binlerce insanın hayatına, yüreğine dokunmayı başarmış bir insan Barış Akarsu. Ömrü boyunca içindeki merhamet ve sevgiyle birçok bireyin ve kurumun yardımına koştu. Samimiyeti, mütevaziliği, gülüşü, sesi, bakışlarıyla çok sayıda insanın kendine yakın gördüğü; gidişiyle onunla hiç tanışmamış kişilere dahi sanki çok yakın bir dostunu kaybetmiş gibi hissettiren sanatçı kısa ama dolu dolu bir hayat geçirdi. Müzisyenin hayat hikayesi 29 Haziran 1979'da Zonguldak'ta başladı. Ailesinin ilk çocuğu olan Barış, çok sevdiği dedesi sayesinde küçük yaşlarda deniz aşkına tutuldu. Ondan balıkçılığı da öğrenen sanatçının çocukluğu ve gençliği çok sevdiği denizin yakınında, Amasra'da geçti. Spora ve sanata yetenekli ve meraklı olan Barış lise yıllarında Amasra Yelken Kulübü'ne girerek orada profesyonel olarak yelkencilik yaptı. Hatta yelkenlilerin üzerine yaptığı amblemlerle çizim konusundaki yeteneğini de gösterdi. Çok sevdiği Amasra için yıllar sonra bu cümleleri söyleyecekti: ''Amasra’da tanıdığım kadar samimi insanlar görmedim. Amasra’nın öyle bir yapısı vardır ki ister istemez denize karşı haykırmak gelir içimden.'' Müzik onun içinde hep vardı. Zülfü Livaneli, Pir Sultan Abdal, Ruhi Su, Rahmi Saltuker, Ahmet Kaya ve yıllar sonra veliahdı olarak gösterileceği Cem Karaca'yı dinleyerek büyüyen sanatçı,  dinlemekten öte müzik yapmak istedi. Küçük yaşlarda blok flüt çalarak başladığı bu yola evde bulduğu mızıka ve tarzından uzak gibi görünen saz ile devam etti. Zamanla klavye de çalmaya başlayan müzisyen, gitar ile benliğini buldu. O dönemlerin heavy metal ve hard rock sanatçılarının çok sevdiği müzikleri de onun tarzının oturmasında yardımcı oldu. Ankara'ya giderek hayata erkenden atılan sanatçı burada garsonluk ve barmenlik yaptı. Yazları ise gittiği Antalya'da animatörlük ve müzisyenlik yapan Akarsu, Ankara'da çalıştığı bir barda barmenlik dışında müzik de yapmaya başladı. Karadeniz Ereğli'de ise dört yıl boyunca barlarda çalıştı, yerel televizyonlarda programlar yaptı. Daha sonraları sahne deneyimini, çalıştığı barlarda edindiğini söyleyecekti. Gittiği her yerde hem kişiliği hem de müzik yeteneğiyle çok sevildi. İstanbul'a giderek müzik eğitimi almak istediği sıralarda televizyonlarda Akademi Türkiye yarışmasının reklamları dönüyordu. Ve Barış hayatının dönüm noktası olacak kararı vererek Akademi Türkiye yarışmasına başvurdu. Bu kararındaki en büyük faktör yarışmanın vadettiği eğitimdi. Arkadaşlarının ısrarları da başvurmasında etkiliydi. Yarışmaya katıldığı andan itibaren samimiyeti ve karizmasıyla tüm izleyenlerin sevgisini toplayan müzisyen, Temmuz 2004'te yarışmayı birinci olarak tamamladı. Buna rağmen yarışmayı düzenleyen kuruluşların anlaşmazlıkları yüzünden vadedilen hiçbir ödülü alamayan ilk kişi oldu. Fakat bu olay onun başarısına engel değildi. Sevenlerinin desteği onun için yeterliydi. Yarışma boyunca da ondan desteklerini esirgemeyen Karadeniz Ereğli halkı final gecesi canlı yayına bağlandı ve Barış kendisi için toplanan kalabalığı görünce çok duygulandı. Artık hayatında yeni bir dönem başlayan sanatçı İstanbul'a yerleşti. Albüm çıkarana kadar birçok konser verdi ve canlı performanslarıyla insanların ona olan beğenisi git gide arttı. Katıldığı programlarda dahi playback yapmayan Barış artık yeteneğini tüm Türkiye'ye kanıtlamış genç bir müzisyendi. 14 Ocak 2005'te ise çok istediği, Sedar Öztop'un ise prodüktörlüğünü yaptığı ilk albümü Islak Islak'ı çıkardı. Aynı yıl içinde bu muhteşem cover'a bir klip çekti. Örnek aldığı insanlardan biri olan Cem Karaca'nın efsane şarkısını kendi ismiyle de anılacak kadar başarılı bir şekilde yorumlamıştı. Ayrıca aynı albümdeki Amasra, Mavi ve Kimdir O şarkılarına da klip çekti. Çok sevilen ilk albümünden sonra müzik çalışmalarına hiç ara vermeden devam etti. Ve ikinci albümünü Düşmeden Bulutlara Koşmam Gerek adıyla hazırladı ve 3 Ağustos 2006'da piyasaya sürdü. Vurdum En Dibe Kadar ve Yaz Demedim şarkılarına klip çektiği albümünde kendi yazdığı iki adet şarkısı vardı. Bu albümde tarzını daha çok yansıttığını düşünen sanatçı albümüyle ilgili şunları söylemiş: “Müzik bir şey anlatmalı, benim için müzik sadece aşktan ibaret değil. Toplumsal bir olgu. Ben yalnızca karşı cinse değil, başka şeylere de aşığım. Gözümüzle göremediğimiz güzellikleri de fark etmek ve ettirmek istiyorum. Albümün adını arkadaşlarla beraber koyduk. ‘Düşmeden Bulutlarda Tutunmak İstiyorum’ diyoruz. Bulutlarda tutunmak zordur ve yaşadığımız dünyanın şartları da bulut gibi. Yaşamak da zor, tutunmak da zor. O bulutlarda yürümek için çabalamak gerekiyor. Çalıştığın zaman bulutlarda bile yürüyebiliyorsunuz. Bütün zorlukların altından kalkabiliyorsun. Bu da böyle bir şey. Düşmeden bulutlarda koşmak gerek. Yarışmada birinci olmasının üzerinden iki sene geçtikten sonra ona gelen çok sayıda oyunculuk ve sunuculuk tekliflerinden biri ilgisini çekti. Alfonso Tarık karakteri. Bu karakter ve diziyle zaten sevildiği Türkiye'de her eve girmeyi başardı ve onu yeni tanıyan insanlara da kendini sevdirdi. Dizinin çekimlerine doğum gününde başladı ve tam bir yıl sonra doğum günü olan 29 Haziran 2007'de vahim kaza yaşandı. Dizi çekimleri için bulunduğu Bodrum'daki Torba Kavşağında ağır bir trafik kazası geçirdi. Arabanın içinde üç kişilerdi. Diğer iki arkadaşı olay yerinde hayatını kaybederken hastaneye kalbi durmuş şekilde getirilen Barış'ın kalbi tekrar çalıştırıldı. Beş gün boyunca yoğun bakımda kalan sanatçının sevenleri hastanenin önünde nöbet tuttu, tüm Türkiye onun için o kadar çok dua etti ki... Herkes bir mucize olmasını dilerken maalesef ayrılık zamansız geldi ve genç sanatçıyı hayatının baharında kaybettik. Barış çok sevdiği Amasra'da toprağa verildi. Sanatçının vefatından önce üzerinde çalıştığı albüm ailesinin isteği üzerine tamamlanarak Ayrılık Zamansız Gelir adıyla 4 Ocak 2008'de yayınlandı. Albümün yanında sanatçının hayatından kesitler sunan bir belgesel de DVD formatında sevenlerine sunuldu. Kısa müzik hayatında dokuz adet ödül alan başarılı sanatçı bize çok özel eserler bıraktı. Kendi web sitesi üzerinden ölmeden önce yayınladığı bu son mesaj bile onun tertemiz kalbini bize anlatmaya yetiyor aslında; "Selam dostlarıma, görüşmeyeli neler yapıyorsunuz bakalım? Gerçekten hepiniz mükemmelsiniz çok güzel şeyler yaptık beraber ve daha çok güzel şeyler yapacağız. Şimdi de küçük bir tekne olayımız var onunla da ufak bir katkıyla küçük çocuklarımıza derman olacak. Keşke herkese ulaşabilsek ama o da olacak, bizde bu yürekler oldukça daha çok güzel şeyler yapacağız. Hadi tekneye. Bu arada İstanbul'da tekrar bir doğum günü yapacağım herkesi bekliyorum. Sizleri çoooook seviyorum" İnternet ortamında çokça okunan, Yusuf Sami Atılgan adında birinin paylaştığı Barış Akarsu ile ilgili anısı: ''Üniversiteyi yeni kazanmıştım. Babamın pek durumu yoktu, ben de biraz para biriktirmek için yazın Bodrum'a gittim. Bir arkadaşım bir mekanda çalışıyordu, ben de orada işe başladım. Onu ilk kez orada gördüm. Sahneye çıkıyordu, daha yeni yeni tanınıyordu ama. Sabah oldu, sahnesi bitti, yanımıza geldi. "Dostum gel otur gel" dedi. Ben utana sıkıla "Abi iş var" dedim. "Ya gel sen, sonra yaparız beraber" dedi. Oturdum, "Kimsin bakalım sen, adın ne? dedi. "Yusuf" dedim. "Ekmek kuyunun dibindedir Yusuf" dedi. Gülümsedim. "Okuyorum abi, para lazım" dedim". "Aferin" dedi. İyi geceler bile demeden gitti... Sonra hemen hiç selam bile vermeden 2 ay geçti. Ben babamı kaybettim orada çalışırken. Memlekete gittim Mersin’e. Baktım kalabalıkta biri var; siyah deri mont, gözlüklü. Yaklaştı yanıma, "Olur Yusuf olur. Hayat bu, kuyudan çıkmaya gayret et sen hep" dedi. Gitti... Kardeşime bir zarf bırakmış, içinde biraz para ve bir mektup var, bir de banka hesap cüzdanı. "Bütün eğitim masrafların bana ait, kimseye söz etmek yok." Etmedim abi, kimseye bir şey demedim. O günden sonra abim, babam her şeyim oldu o benim. Evlendim, oğlum var bir tane. Adı Barış.'' Biz Barış Akarsu'yu her zaman yaptığı iyiliklerle, güzel şarkılarıyla anacağız. Müziğiyle eşlik ettiği her hatıramızda aklımıza o da gelecek, yine hüzünleneceğiz. Sonra yine özel sesiyle söylediği şarkıları dinleyeceğiz. Huzur içinde uyu güzel adam. ''Bıraktığın zamanki gibi loştur her yer, hayalin gibi...''   Kaynak: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.