12 Nisan 2010 tarihinde zamanında Call of Duty ve Medal of Honor gibi sağlam FPS oyunlarında çalışmış birkaç isim bir araya gelerek yeni bir şirket kurdular; Respawn Entertainment. Kuruluşundan tam dört yıl sonra 11 Mart 2014’te ise ilk oyunları olan Titanfall; Xbox One, Xbox 360 ve Windows için çıkışını yaptı.
Aslında eleştirmenler ve oyuncular tarafından belirli bir düzeyin üstünde yorum almış olsa bile ya gerekli reklam kampanyası yapamadığından ya da şansızlıktan çok fazla gündemde kalmayı başaramadı. (Metacritic notu: 86) Oynayan herkesin beğendiği ama kimsenin de oynamadığı bir oyun olarak kaldı ilk Titanfall oyunu. Güzel mekanikleri olduğu tartışmasız olsa da bazı oyuncular için “İçinde büyük robotların olduğu Call of Duty” olarak kaldı. Çünkü ilk Titanfall oyununda bir hikaye modu yoktu. Singleplayer oyuncuları zaten bu hamlesiyle kaybetmiş olan oyun yukarıda bahsettiğim muhtemel sorunlardan ötürü de unutulmayı beklemekten başka çare bulamadı.
İlk oyunun üzerinden çok geçmeden 28 Ekim 2016 tarihinde Titanfall 2, bu sefer Xbox One ve Windows'un yanı sıra PS4 için de çıkışını yaptı. Normalde bu kadar hızlı üretimleri “Demek ki iyi para kazandı da hemen devamını yaptılar.” şeklinde yorumlardık ki bu yanlış bir söylem de olmazdı bence. Fakat bu oyun ne çok para kazanmıştı ne de çok popüler bir oyundu. İkincisi duyurulana kadar böyle bir oyunun varlığından bile haberdar değil gibiydik resmen oyuncu kitlesi olarak. İkinci oyunda bu sefer hikaye modu da olacağı açıklanınca ben de “Kaybettikleri hikayeli oyun sevenlerin de dikkatini çekmeye çalışıyorlar bu sefer.” diye düşünmeden edemedim. Oyun kesin “Bölgedeki düşmanları Titan’ınla beraber katlet ve diğer bölüme geç.”ten ibaret olacaktı. Kesindi bu benim için. Fakat en başta söylediğim gibi bu adamlar öyle sıradan oyun geliştiricileri değillerdi, deneyimliydiler. Her aklı başında oyun geliştiricisi gibi onlar da hatalarından ders çıkarmışlardı. İlk oyunda oyun dünyasının “Bu oyunun şurası olmamış.” denilen her kısmına el atmışlar ve gayet güzel bir oyunla çıkagelmişlerdi. Senaryoyu oynamaya başlarken hiçbir beklentim olmamasına rağmen oyun sonlarına doğru kendimi oyundaki yan karakterimiz olan Titan için endişe duyarken buldum. Duygusal bir bağ oluşturmuştu oyun bende. Bu sadece hikaye anlatım kısmı, senaryodaki bazı bölümlerin tasarımlarının mükemmelliğinden bahsetmiyorum bile. Resmen uğraşılmıştı, belli oluyordu içine girdiğiniz her bölümde. Çok oyunculu kısmında da geri kalır bir durumu yoktu. Zaten belli bir kalitenin üstünde olan ilk oyunun da üstüne katmışlardı multiplayer mekanikleri konusunda.
Gel gelelim Titanfall 2’nin de kaderi ilk oyundan çok da farklı olamadı. Yine oynayan herkesin beğendiği ama etrafıma sorduğumda ise kimsenin oynamamış olduğu bir oyun haline geldi. Kimsenin oynamamış olmasının yanı sıra yine varlığını unutturan bir oyun oldu.
Oyun firmaları bu oyunları tabi ki de maddi bir kazanç için yapmakta ve Titanfall serisinin bu kötü gidişatı üzerine EA şimdilik serinin 3.sü için pek de hevesli değil diye biliyorum. Onun yerine bu güzel oyun mekaniklerini bir battle-royale ile birleştirip Apex Legends ile karşımıza çıktılar ki Apex’in ne kadar çabuk başarıya ulaştığı konusunda bahsetmeme gerek yok diye düşünüyorum.
Şu an Apex’in hızlı oyun yapısını, diğer oyunlardan kendisini ayıran mekaniklerini ve grafiklerini seviyorsanız bu Titanfall sayesindedir. Eğer oynamadıysanız, bir denemenizi tavsiye ederim. İlki için biraz geçmiş olsa da ikinci oyun hala dönemin FPS oyunlarına taş çıkartır nitelikte.
Yorum Bırakın