İngiltere’nin Brighton kentinden iki arkadaş, yanlarına iki müzisyeni daha alarak 2005 yılında Flavour Country adlı bir grup kurarlar. Bu grup ileride çok başarılı iki müzisyene dönüşecek Kerr ve Thatcher için kariyer babında ilk adımdır. Genç müzisyenler 6 yıl boyunca underground piyasada müzik çalışmalarına devam ederler.

2011 yılında Mike Kerr, Avustralyalı davulcu Matt Swan ile tanışır ve ikili Avustralya’ya taşınmaya karar verir. Brisbane şehrine yerleşen müzisyenler burada bir EP kaydetmeye karar verirler. Grubun adı burada Royal Blood olarak resmiyet kazanır. Daha sonra kendi adlarıyla yayınlayacakları albümün ağır toplarından Come on Over’a evrilecek olan “Leaving” adlı şarkıyı kaydedip radyolarda yayınlamaya başlarlar. Grup, Brisbane ve çevresinde ufak çaplı çeşitli etkinliklerde yer alarak konserler verir. Bir yıl kadar bir aradan sonra Mike Kerr İngiltere’ye geri dönme kararı alır. İngiltere’ye döndükten sonra eski arkadaşı Ben Thatcher ile bir araya gelen Mike Kerr projelerine Thatcher ile devam etmek ister ve ikili ortak karar alarak Royal Blood olarak yola devam ederler. Mike Kerr bir röpörtajında bu kararın ardından aylarca sahne alacak imkan bulamadıklarından bahseder.

Brighton Electric stüdyolarında zaman geçirerek şarkılarını olgunlaştırmaya çalışan ekip, 2013 yılında ilk ciddi anlaşmasını imzalar. Kasım ayında kendi adlarını taşıyan “Royal Blood” isimli albümden ilk single olan Out of the Black’i yayınlayan grup, 2014 yılında çeşitli konserlerde Arctic Monkeys’in ön grubu olarak sahne alır.

Ağustos 2014’te yayınlanan ilk albümleri eleştirmenler tarafından oldukça beğenilir. Bas gitar ve davul temelli müzik yapma idealiyle kurulan grupta Kerr’in kendine has bas çalış tekniği ve oluşturduğu set-up ile bas gitardan farklı soundlar elde edebilmesi dinleyicilerin dikkatini çeker. Tam da bu noktada Mike Kerr’in Fender ile yaptığı söyleşide soundu ile alakalı daha detaylı bilgi edinebileceğimiz bir video mevcut.

 

İlk albümde yer alan Figure it Out adlı parça albümün en dikkat çeken parçası olur. Reklam filmleri ve video oyunlarında soundtrack olarak da kullanılan parça grubun oluşturmak istediği soundun adeta kimliği niteliğindedir. 2014 yılında BBC Sound of the Year ödülüne aday gösterilerek popülaritesini artıran grup daha büyük festivallerde çalmaya başlar. Iggy Pop, Foo Fighters gibi isimlerle turneye çıkma fırsatı yakalarlar. Bir yıl sonra Jimmy Page tarafından Brit Ödülleri’nde Yılın Grubu ödülünü alırken aynı yıl içerisinde Coachella Festivali’nde sahne alarak başarı basamaklarını teker teker tırmanırlar.

 

 

2017 yılında yeni albümleri “How Did We Get So Dark?” yayınlanır. Lights Out adlı single oldukça fazla ilgi görmüştür ve bu ilgi albümün yayınlanmasıyla beraber daha da artar. Birleşik Krallık Albümler Listesinde bir numaraya kadar yükselen albüm, grubun ABD ve Kanada’da önemli festivallerde yer almasına öncülük eder.

The Dead Weather, Queens of the Stone Age, Muse, The Raconteurs gibi gruplardan ilham aldıklarını her fırsatta belirten grup üyeleri üçüncü albümleri için çalışmalara başlamış durumda ve çıkacak sonuç müzikseverler tarafından merakla bekleniyor.