Dolu Kadehi Ters Tut dinlemek bana ısrarla düz tutmaya devam ettiğim boş kadehlerin yararsızlığını, gidenlerin ardında bıraktıkları parçaları ve yarım kalan benliğimin tamamlanmak istediği hazları çağrıştırıyor.

Ben de bu yüzden kendilerinin Karanlık adlı albümünde Sedef Sebüktekin ile birlikte yaptıkları Gitme şarkısı hakkında içselleştirmelerimi yazmak istedim. İşte Gitme şarkısı için düşüncelerim:

                                 

Bu şarkı bir ütopya, tam anlamıyla bir ütopya.    

Açılışta "Gitme, kal!" diye başlayan şarkı mı olur, be insafsızlar? Başından spoiler vermişsiniz zaten. Belki şarkıdaki o kadar söze rağmen ilk bu sözleri dinlememizi istediniz, ne pahasına olursa olsun kalabilmesi için diğer diyeceğiniz onca şeye rağmen bu sözleri duymamızı istediniz. Sonra da bunu tekrarladınız, belki bir faydası olur diye. Olmadı.    

Demiştim ya, bu şarkı bir ütopya. Onun gidiyor olduğunu bilmene rağmen hala onla kalma savaşını anlatıyor işte. Cümleleri yormaya gerek yok, değil mi? Hatta ütopik, çünkü seni yanına hiçbir zaman almayacak bir gidiş bu. Ama bu kadar şarkı değerlendirmesi yeter. Duygularıma geçelim.    

                                   

Kokusu belki de hiç yoktu fakat ben var zannetmiştim. Bazı kadınların ve adamları kokuları bir rüya gibidir, istemediğimiz halde hayatlarımıza girerler ve çıkarlar. Bu koku medceziri bizi etkisine aldığı zaman da buna karşı bir çözüm üretmeye girişiriz. Ne pahasına? Yok pahasına.    

Kalbin et parçası olmasından sıyrılması da kapakçıklarının içerisine bir sevgi tohumu dikebilmekte gizlidir. Çünkü her insan bir anatomi uzmanıdır. Göğsümüzün bir bölümü kesilip çıkarılmış gibi hissederiz ve yerine de aynı boyutlarda manevi acı, özlem ve aşk koyarız. Uzmanın ustaca dikişleri ne kadar başarılı olursa olsun, bir insana olan özlem iç organların yerini aldığında, yaşamak zahmetli olmuştur artık; özlem sanki organlardan daha fazla yer kaplar, varlığını sürekli hissederiz; ayrıca, bedenimizin bir bölümünü düşünmek zorunda olmak, müthiş bir ikilem değil midir?    

Yanıyor, yanıyor, yanıyor işte yüreğim yanıyor bu yüzden içeride kalıyor yüreğim sensiz sessiz ve sonrasında nakarat yine hayatın sürekli bir tekrarlar silsilesinden olduğunu yüzüne vuruyor Uğurhan geliyor anılarına karışıyor parfüm şişelerinin boyunlarla karışması bir de parfüm üreticilerinin bu duruma çare bulamaması çünkü ne zaman dolu kadehi ve parfüm şişesini ters tutarsan içindeki her şeyin döküleceğini bilerek ters tutarsın işte kalp de duygularla dolu bir kadehtir biz kalbi bir masanın üstüne koyup ters çevirmişizdir ve sürekli bir kadın ya da bir adam o kalbi alıp içindekileri döker yıkar ve gider gitme kal dersin çünkü kalp bunu sevmiştir artık bir dahaki dozlarda ilk dozu arar ama sürekli daha az tatminle noktalanır    

                                                     

Başlayan sabahlar, biten geceler. Gecenin bittiği yerde sabahın başladığı nokta. Gecenin son yıldızını kaybettiği anda gündüzün hırboluk yapıp bütün sevgililerin, bütün intihar edenlerin, bütün arayıştakilerin ritmini bozması. Rızk arayışı. Modern şehir kahkahaları. Bunların arasında kalbimin açlığını tek doyuran senin kokundu. Huzur bulduğumda kıskanırdı hayat, çünkü huzur demek zaten senin kokunla birlikte adımlarımı atabilmekti. Benim kokumun bir süre sonra önemi kalmamıştı. Bütün hayatım boyunca o kokuyla olacaktım zaten. Ama ne zaman ki girdin hayatıma, işte o zaman farklılaştım, uçtum uçurumlara, çıktım Nirvanalara.    

Senin de üzüldüğünü biliyorum bu bir veda değil üzülme esas vedaya daha çok zaman var belki de mutluluk mutsuzlukla tanıştığı zaman esas mutluluk çıkar ortaya belki de sen dolu kadehi düz çevirmeseydin ters tuttuğumun farkına varamazdım ama ben hayatım boyunca dolu kadehi ters tuttum içimi dökmeyi sevmezdim içimin döküleceğini de bilmezdin fakat sen o tekleyen çiftleşen kanlanan senin adınla atan kalbi düz tuttun sonra olmadı zaten çünkü ben sana ters bir adamdım sen ise düz mantıktın sen dolu kadehi düz tutmaya ve içindeki sarhoşluğu edinmek için çırpınmaya devam edebilirsin fakat ben hayatım boyunca dolu kadehi ters tutacağım ve içindeki sarhoş sevginin milyon yıllar boyunca evrimleşmesiyle pandoranın kutusuna eşdeğer cinste bir icat çıkaracağım hiroşimaları geçeceğim ondan sonra ne olacak biliyor musun gitme kal