Yukio Mişima'nın Kulaklarında: Dalgaların Sesi

Yukio Mişima'nın Kulaklarında: Dalgaların Sesi
  • 2
    0
    0
    0
  • "Dalgaların Sesi"

    Yukio Mişima Dalgaların Sesi adlı kitabında bir ada hikayesi kaleme almıştır. Utajima adasının hikayesini anlatan yazar, kahramanımız Shinji’nin günlük yaşamı ve hayatta kalma çabası üzerinden yola çıkar. Shinji 18 yaşında gencecik bir adam olarak ailesini geçindirmenin yükünü sırtına almıştır. Babasının vefatıyla genç yaşta kocasız kalan annesiyle birlikte, hayatta kalmak için ellerinden geleni yaparlar. Shinji balıkçı teknesinde çalışırken annesi de sünger yakalamak için denizin derinlerine dalar. Shinji’nin görevi okumak olan bir de küçük kardeşi vardır. Bu aile böylece yaşamın içinde yuvarlanıp gitmektedir.

    Shinji’nin monoton yaşamı esas kızımız Hatsue adaya gelene kadar sürer. Shinji ve Hatsue’nin birbirlerini bir kez görmeleri o masum kıvılcımı yakalamaları için yeterlidir.  Bundan sonrası ikilinin birbirine yaklaşmasına kalmıştır. Bu yakınlaşma öyle bir çizgide ilerler ki adalılık ne demek Mişima bize en ince ayrıntısına kadar anlatır. Ada kavramı insan psikolojisi için her zaman garip olmuştur. Ana karadan bağımsız olmaları, insanların bağlantı denen şeyin anlamını kavrayamamasına ve dışarda kalmalarına neden olmuştur. Bu çizgi edebiyata dahil olduğunda ise mükemmel eserler ortaya çıkmıştır. Bütün dünya edebiyatlarında ada hikayeleri en farklı psikolojik çembere sahip olanlardır. Bizim edebiyatımızda da Sait Faik gibi bir adalı vardır ki bu psikolojik farklılığı en harikulade şekilde yansıtır.

    Mişima’nın yarattığı karakterler de bu adalı çizgisine sonuna kadar uyum sağlıyor. Yalınkat karakterler yaratmaktan ziyade ucu acık, gelişim gösteren, yuvarlak karakterler yaratmıştır. Eserin ana hatlarına baktığınız zaman klasik bir zengin kız-fakir oğlan hikayesi gibi görünse de aslında bambaşka içerikler de barındırıyor. Bu kadar hayatın içinden bir konuyu bu böylesine derinlikli işlemek de Mişima’nın ustalığı tabi ki. Yaşanan aşk, karakterleri kilitleyen, hayatlarının ortasına bomba gibi düşen bir aşk değildir. Aşktan gözleri kör olmuyor kısacası. Tüm sorumluluklarını yerine getirmeye devam ediyorlar. Yaşamın günlük akışı içerisindeki hayatlarına, güneşin doğduğu anlar artıyor diyebiliriz.

    Mişima eser içerisinde adalı gençlerin sevda konusunda çekingen olduklarından bahsederken en büyük engelin, aşklarını nasıl yaşayacaklarını bilmemeleri olduğunu söylüyor. Büyük şehirlerde flört etmeyi öğrenmenin ne kadar basit olduğuna dikkat çekiyor. Bir sinema filmi, köşe başında denk gelinen bir çift, kulaktan kulağa yayılan hikayeler gibi yollarla gençler zaten sevmeyi öğrenerek büyüyor diyerek açıklıyor durumu. Ada için işler aynı şekilde yürümüyor. Budacı Japon toplumu kapalı bir ada yaşamında kendi içine daha da çekiliyor. Gençlerin adlarının birlikte anılması, aşıkların beraber görülmeleri toplum içerisinde ailelerinin statü kaybetmesi için yeterli sayılıyor. Hayatları boyunca arkalarından konuşulması için de tabi ki.

    Ana karakterler dışında olay örgüsünde etkili olan yan karakterler de var.  Shinji’nin annesi, Hatsue’nin babası Yaşlı Terukichi, Fener Bekçisi, bekçinin yaşlı karısı, kızları Chiyoko, ve ada gençlerinden, zengin züppe rolünde Yasuo gibi karakterler hikayenin işleyişi için oldukça önem teşkil ediyor.  Shinji ve Hatsue’nin ilişkisine onay vermeyen Terukichi gençlerin aşkına engel olmaya çalışsa da Shinji’nin karakteri onu yumuşatıyor. Terukichi’nin çocuğun ne kadar azimli, çalışkan ve güçlü bir genç olduğunu anlamak için Shinji’nin canını tehlikeye atması gerekse de yaşlı adam yolundan dönmüyor.

    Yasuo karakteri genç çiftin aşkına engel olmak isteyenlerden biri olsa da sorumluluk alıp harekete geçemiyor. Adanın söz sahiplerinden birinin oğlu olan Yasuo bir yeteneği ve azmi bulunmayan, babasının ismiyle yaşıtlarına sözünü geçirmeye çalışan bir gençtir. Hatsue ile evlenmesi gereken kişinin kendisi olduğuna inanmaktadır. Esas karakterler arasında yaşanan aşkı öğrendiğinde ise kıskançlık krizine girerek Hatsue’nin yolunu keser ve tecavüz etmeye çalışır. Ona sahip olmak için başka yol düşünemeyecek kadar sığ bir karakterdir. Alçak girişiminde başarısız olduktan sonra ise her ne kadar bu olay ortaya çıksa da başına bir iş gelmez. Tersine Terukichi’nin kızını kendisine vermek istediğine emindir.

    Fener Bekçisi ve eşi ise gençlerin birbirlerinden hoşlanırken bir araya gelmelerini sağlayan kişilerdirler. Oturdukları deniz fenerinde adanın kızlarına kültür-sanat dersleri veren kadın Hatsue’yi pek sevmiştir. Shinji ise aileye karşı duyduğu, geçmişten gelen minnettarlığından ötürü evlerine sık sık girip çıkmaktadır. İkilinin buluşma noktaları da bu sebeple deniz feneri olmuştur. Ailenin şehirde üniversite okuyan kızları Chiyoko çocukluğundan bu yana Shinji’ye aşıktır. İkiliyi görmek ona da fesatlık verir ve onları yan yana sarılmış gördüğünü Yasuo’ya söyler.  Çiftin adanın diline düşmesinin sebebi Chiyoko olur. Her ne kadar Chiyoko Shinji’ye ettiği kötülüğü fark edip vicdan azabı çekse de onları bu çıkmaza sokmuştur bir kere. Annesine yazdığı mektupta Shinji ve Hatsue’nin birlikte olmasına yardım ederse adaya döneceğini yoksa vicdan azabından kendini cezalandıracağını söyler. Kızının kalp ağrısına dayanamayan kadın diğer adalı kadınlarla birlik olup Terukichi’nin evine gider. Terukichi ise Shinji konusunda çoktan ikna olmuştur.

    Eser çiftin nişanlarını kutsamak için adanın tepesinde bulunan tapınağa gitmeleriyle son bulur. Mutlulardır ve büyümüşlerdir.

    Mişima bu ada hikayesinde oldukça büyük başarı göstermiştir. Mişima’nın ada hikayelerini gördükçe hep adalı olmayan birinin de böyle yazıp yazamayacağını düşünmüşümdür. Yani adada yaşamamış birine denizin tuzu anlattırılır mı? Anlattırılır tabi, neden olmasın. Ortaya şahane bir ada güzellemesi çıkabilir belki de fakat adalılar için deniz sadece güzelleme demek değildir. Deniz adada her şeydir. Tuzu her yerdedir. Yürekler dahil.

    Mişima adanın içindeki tuzlu yüreklerden birinin hikayesini aktarmıştır bize. Shinji’nin hikayesidir dinlediğimiz. Onun aşık oluşunu, yaşamın dertleriyle büyümesini, aşık oluşunu, adadan ayrılışını ve nihayetinde adaya dönüşünü anlatmıştır. Shinji’nin hikayesi aşk üzerine düşündürür. Aşkın ayıplandığı, dışlandığı bir toplumda insan sevgisini nasıl gösterir?

    Bir şans verirseniz şayet, Mişima size üzmeyecektir sevgili okur…


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.