Eserleri dünya çapında milyonlarca okura ulaşan ünlü yazarlar nasıl bir mekanda, hangi alışkanlıklarla ve nasıl bir çalışma metodu uygulayarak eserlerini  ortaya çıkardılar? Hadi gelin hep beraber göz gezdirelim...

   Lev Nikolayevic TOLSTOY:       

 

Ünlü Rus edebiyatçı eserlerini yazarken çok tuhaf bir alışkanlık benimsememiş olsa da sabah erken saatlerde uyanmayı ve gündüz saatlerinde kendini yazı işlerine vermeyi tercih etmiştir.

  Fyodor DOSTOYEVSKİ :

Tolstoy'un tam aksine tam bir gece kuşu olan Dostoyevski eserlerini gece yazmayı tercih etmiştir.Birçok önemli eserini borçlarını ödeyebilmek için çabucak yazmış olması ve bu yüzden uykuyla arasının iyi olmaması gece yazmayı alışkanlık haline getirmesinde önemli rol oynamıştır.

   T.S. ELİOT: 

En tuhaf alışkanlıklardan birine sahip olan İngiliz şair ve oyun yazarı T.S Eliot çalışırken veya eserlerini yazarken yüzünü yeşile boyayarak çalışma masasında yerini alırdı.

         Agatha CHRISTIE:

Dünyaca ünlü polisiye romanlarının kadın yazarı Agatha Christie eserlerini banyoda elma yerken yazma gibi tuhaf bir alışkanlığa sahipti.Ayrıca disgrafi (yazım güçlüğü)  hastası olduğu için eserlerini dikte ettirerek yazdırırdı.

 Stephen KING :

Gerilim/korku romanlarının en büyük ustalarından biri olan Stephen King'in yazmaya dair en tuhaf alışkanlığı ise; bir eseri yazarken 13 sayısı ve onun katlarına geldiğinde yazmayı asla durdurmamasıdır.

 Charles DICKENS:

Ünlü yazar Charles Dickens'ın eserlerini yazmaya dair en büyük takıntısı yazdığı şeyleri mavi renk bir kağıdın üzerine yine aynı ton mürekkep ile yazmasıdır.

     Bir eseri yazarken süekli düşünmek zorunda kalan, farklı şeyler arayan yazarların bu kadarcık tuhaf alışkanlıklarını kim yadırgayabilir ki? Unutmayalım ki en güzel eserler en özgün insanlardan çıkar...