Timurlu Devleti, Türk-Moğol askeri yapısını barındıran ve Türkistan bölgesinde kurulmuş Türk-İslam devletidir. Babürler ise Timurlu Devleti'nin mirasını bir nevi devam ettiren ve Hindistan çevresinde hüküm sürmüş bir devlettir. Babür Devleti, Babür Şah tarafından 1526 yılında kurulmuştur.
Timurlular ile birlikte Kazan, Kırım ve Semerkant gibi şehirler mimari açıdan en parlak dönemini yaşamıştır. Babürlüler döneminde yapılan en önemli eser ise Taç Mahal olarak bilinmektedir. Babürlüler döneminde yapılan birçok eser UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer almaktadır. Pakistan, Afganistan ve Bangladeş'te Babür mimarisinin izlerini görmek mümkündür. Hem Timurluların Hem de Babürlülerin Çağatay Hanlığı'ndan Barlaslara soylarının dayandığı bilinmektedir (Aka, 2002). Her iki devletinde ana dili Çağatay Türkçesidir. Fakat Babürlü Devleti'nde Babür Şah'tan sonra Türk dili etkisini yavaş yavaş kaybederek yerini Farsçaya ve Urducaya bırakmıştır. Bunun yanı sıra Timurlularda Türk edebiyatı büyük bir gelişme gösterir. Sanat, bilim ve edebiyatta Timur Rönsansı yaşanmıştır.
Timur, Semerkant'ı devletin başkenti yaptıktan sonra, şehri görkemli mimari yapılarla donattırıp seferlerde ele geçirdiği şehirlerdeki alimleri, bilim adamlarını ve öğretmenleri Semerkant'a getirtmiştir. Göçmen hayatı yaşayan Türklerin obalarını iskan etmiş, su kanalları inşası ile milleti tarıma geçirmiş, büyük şehirleri ticaret yollarına bağlamış, pek çok kütüphane ve medrese yaptırmıştır (Şakirov, 2010).
(Emir Timur)
Timurlu Devleti'nde, kadınlar toplumda kesin özgürlüklere sahiptiler ve kendi kendilerinin efendisi oldukları gibi kimi zaman erkeklerin de efendisiydiler. Kocalarının yokluğunda evlerine konuk kabul eder ve şenliklere katılırlardı. Eski Uygur, Hazar, Selçuklu ve Cengiz Han geleneklerine bağlı biri olarak Timur'un bagnazlıkla en küçük ilgisi yoktu (Roux, 1984). Bununla birlikte Babür fiziksel ve manevi olarak her türlü yeteneğe sahipti. Fiziksel gücü efsanedir. Kılıç ustasıdır, okçulukta rakibi yoktur. Son derece engin bir kültüre sahiptir. Bir hukukçu olarak yasaları çok iyi bilir. Bir sanatçı olarak da son derece sert bir eleştirmendir. Eğer yolunun üstünde bir tarihi eser varsa ziyaret etmeden asla yoluna devam etmez ( Roux, 1984).
Bu bilgilerden anlaşıldığı üzere iki büyük devlet adamının bilgi birikimi ve tecrübeleri ile günümüze kadar adından söz ettiren mirasları kalmıştır. Hem Timur Devleti'nin hem de Babür Devleti'nin mimarisinden askeri yapısına kadar Türk ,Fars ve Moğol etkileri görülmektedir. Ayrıca Babürler astronomi ile yakından ilgilenip İslami geleneğe uygun aletler kullanarak gözlem evleri açmışlardır.
Kaynakça
Aka, İsmail, Timurlular, s.517-531, Ankara, 2002
Şakirov, Aslan, Timur'un Günlüğü, İnsan Yayınları, 2010
Roux, Jean Paul, Türklerin Tarihi, s. 311-386, 1984
Yorum Bırakın