"Run Lola Run" renklerin, sembollerin, tesadüflerin, şansın ve özgür iradenin yansıması. İlk olarak kırmızı saçlı Lolayı, kırmızı bir telefonla konuşurken görüyoruz. Telefonun ucunda ise sarı saçlı sevgilisi Manni sarı bir telefon kulübesinde. Manni teslim etmesi gereken bir poşet parayı metroda unuttuğunu ve bu parayı 20 dakika içerisinde patronuna teslim etmesi gerektiğine söylüyor. Eğer gerekli parayı 20 dakika içerisinde bulamazsa öldürülecektir. Böylece Lola'nın 20 dakikası başlamış oluyor. Koşarak...

 

 

 Film, Lola'nın koşarak ulaştığı yerlerde etkilediği ve etkilendiği birkaç farklı senaryodan oluşuyor. Her senaryonun başlangıcının ve gidişatının nasıl sonuçlandığını izliyoruz. Her senaryoda Lola başta yaptığı ufak tefek değişiklikler ile ilerisini daha da farklı bir konuma getiriyor. Burada da "Kelebek Etkisi" dediğimiz şeyi görebiliyoruz. Peki ya Lola'nın çığlıkları?  Rulet oynamaya girdiği kumarhanede attığı çığlıklar? Şans ile mi kazanmıştı o ruleti yoksa kararlılığı ile mi? Attığı çığlıklara, kazandığı oyun sonrası kumarhanede oluşan sessizliğe ve filmin ilk defa hiçbir şey olmadan durmasına bakacak olursak burada devreye Lola'nın iradesi giriyor.

 

 

 Benim bu filmde en çok dikkatimi çeken olaylardan bir tanesi ise ilk senaryoda Manni, Lolaya silahın emniyetini nasıl kaldıracağını söylüyordu. Peki bir başka zaman çizgisinde Lola güvenliği kaldırıp silahı öyle kullanması gerektiğini nasıl hatırladı? 

 

 

 Bunun gibi daha birçok detay var tabiki bu filmde. Kullanılan renk teması, Lola'nın etkilediği diğer insanların yaşamında olan değişiklikler... En önemlisi de durmayan ve bu filmin enerjisine eşlik eden soundtracklar. Sağlıcakla kalın :)