1)"Dünyanın büyük kısmı kafayı yemişti. Geri kalanlar da öfke içinde yaşıyorlardı.
Ha bir de ne kaçık ne de öfkeli olmayıp, sadece salak olanlar vardı. Hiç şansım yoktu yani. Hem de hiç.
Sadece oturup sonumun gelmesini bekliyordum..."-Pulp adlı eserinden
2)"Hep yanlış şeylere meyletmiştim:
İçmeyi seviyordum, tembeldim, tanrım yoktu, siyasetim yoktu, fikirlerim yoktu, ideallerim yoktu.
Hiçliğe razıydım; yoktum aslında, ve bunu kabullenmiştim.Bu ilginç kılmıyordu beni tabii ki.İlginç olmak da istemiyordum zaten, fazlasıyla zahmetliydi.
Tek istediğim yumuşak ve puslu bir yerde bir başıma, rahatsız edilmeden yaşamaktı.
Diğer taraftan, içince nara atıyor, sapıtıyor, kontrolden çıkıyordum.
Genel halimle sarhoş halim çelişiyordu.
Umursamıyordum."-Kadınlar adlı eserinden
3)"İskemlemde oturdum, bayan Fretag orda durmuş bana bakıyordu.
Sonra, ‘’Orada değildin değil mi Henry?’’ dedi.
Nasıl bir şey uydursam diye düşündüm ama hiçbir şey bulamadım. ‘Hayır, orda değildim.’
Gülümsedi. ‘Bu, yazını daha da olağanüstü kılıyor.’
‘’Evet efendim…’’
‘’Gidebilirsin Henry.’’
Kalkıp dışarı çıktım. Eve yürümeye başladım. İstedikleri buydu demek: yalanlar. Harikulade yalanlar.
Buna ihtiyaçları vardı. İnsanlar ahmaktılar. Kolay olacaktı benim için."-Ekmek Arası adlı eserinden
4)"Aslına bakarsan bütün insanların hayatı beklemekle geçiyordu.
İstedikleri bir şeyin gerçekleşmesini ya da birgün geberip gitmeyi bekleyip duruyorlardı.
Markette tuvalet kağıdı satın almak için kuyrukta bekliyorlardı.
Bankadan para çekmek için kuyrukta bekliyorlardı. Ve eğer paraları yoksa, daha uzun kuyruklarda beklemeleri gerekiyordu.Önce uykunun gelmesi için, sonra da uyanmak için bekliyordun.Önce evlenmek için, sonra da boşanabilmek için bekliyordun.Önce yağmur yağması için, sonra da yağmurun durması için bekliyordun.Yemek yemek için bekliyordun, sonra tekrar yemek için yeniden bekliyordun.Bazen de bir sürü delinin arasında "acaba bende mi onlardan biriyim?" diye merak ederek bir psikoloğun muayenehanesinde bekliyordun."-Ölüler Böyle Sever adlı eserinden
5)"Kedilerin arasında olmak çok iyidir.
Kendini kötü hissediyorsan kedilere bakar ve kendini çok daha iyi hissedersin, çünkü onlar her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu bilirler; öyle fazla heyecanlanmak ya da üzülmek için bir neden yok.
Onlar bunu bilirler. Kurtarıcıdır kediler. Ne kadar çok kedin varsa o kadar uzun yaşarsın.
Yüz kedin varsa on kedin olduğunda yaşayacağının on katı daha uzun yaşarsın.
Bu gerçek bir gün keşfedilecek ve herkesin binlerce kedisi olacak ve kimse ölmeyecek."-1987 yılındaki bir röportajından
6)"Önümde uzanan yolu görebiliyordum. Yoksuldum ve yoksul kalacaktım.
Para değildi özellikle istediğim. Bilmiyordum ne istediğimi. Hayır, biliyordum.
Saklanabileceğim, saklanıp hiçbir şey yapmak zorunda kalmayacağım bir yer istiyordum.
Bir şey olma düşüncesi beni korkutmakla kalmıyor, hasta ediyordu.
Avukat, danışman, mühendis veya benzer bir şey olmayı düşünmek bile olanaksızdı benim için.
Evlenmek, çocuk sahibi olmak, aile kurumunun kafesine girmek. Her sabah aynı işe gidip akşam dönmek. Olanaksızdı.
Aile pikniklerine katılmak, Noel, 4 Temmuz, İşçi Bayramı, anneler günü. Bu tür şeylere katlanmak için mi dünyaya geliyorduk?
Bulaşıkçılık yapmayı, akşamları küçük odamda içki içip sızmayı yeğlerdim."-Ekmek Arası adlı eseriden
7)"İnsan ilişkileri tuhaftı.Demek istedigim;
bir süre biriyle birlikte oluyor,
onunla yiyor, yatıyor, sevişiyor, konuşuyor, geziyor, hayatını paylaşıyordun.
Sonra bitiyordu.
Bir süre kimseyle birlikte olmuyordun,
sonra bir başka kadın çıkıyordu karşına,
bu sefer onunla yiyor,onunla düzüşüyordun
ve her şey doğal görünüyordu,
siz hep onu,o da hep sizi beklemiş gibi.
Hep eksik hissettim kendimi yalnızken;
iyi hissettiğim de oldu,
ama hep eksik."-Kadınlar adlı eserinden
8)"Cevaplamam gereken o kadar çok soru var ki. Her sabah yataktan kalkınca bilinmezlerle dolu bütün evrenin ağırlığını üzerimde hissediyordum.Belki bir striptiz barına gidip kadınların küloduna para sıkıştırarak her şeyi unutmaya çalışmalıydım.
Belki de bir boks maçına gidip birbirini ölesiye döven iki geri zekalıyı seyrederek rahatlamaya çalışmalıydım.
Fakat sıkıntı ve acı insanı hayatta tutan şeylerdi aslında.Daha doğrusu sıkıntı ve acıdan uzak durma çabamız bizi hayatta tutuyordu.
24 saat çabalamayı gerektiren zor bir işti bu.Hatta uyurken bile sizi rahat bırakmayan bir uğraş..."-Pulp adlı eserinden
9)"Bu çok önemli: ‘’kendine boş zaman yaratmak’’. İşin özü tempoda.
Tamamen durmadan ve uzun dönemler boyunca hiçbir şey yapmaksızın her şeyi gevşeteceksin.
İster aktör olun ister ev kadını ya da başka bir şey, inişler ve çıkışların arasında büyük duraklamalar olmalı ve bu sırada siz hiçbir şey yapmamalısınız.
Yatağa uzanıp öylece tavana bakarsınız. Bu çok, ama çok önemli.
Peki modern toplumda bunu yapan kaç kişi var? Pek az.
Tamamen aklını kaçırmış, öfkeli, sinirli ve nefret dolu olmalarının sebebi bu."
10)"Yaşamımız boyunca beş kuruşsuz sürünüp, birgün yine beş kuruşsuz geberip gidiyorduk. Hayat, insanı yıpratan bir oyundu. Sabah uyanıp ayağa kalkabilmek bile bir tür başarı sayılmalıydı bu hayat koşullarında."-Pulp adlı eserinden
BONUS:
hayat senin hayatın
izin verme onun
izbe bir teslimiyete dönüşmesine
tetikte ol.
vardır elbet çıkış yolları.
ışık vardır bir yerde.
çok güçlü değil belki ama
yine de yener karanlığı.
tetikte ol.
tanrılar fırsatlar sunacak sana.
fark et onları ve sahip çık.
önüne geçemezsin ölümün ancak
kimi zaman yenebilirsin onu yaşamın içinde
ve öğrendikçe bunu daha sık yapmayı
aydınlık da artacak.
hayat senin hayatın
yaşamaya bak hala hayattayken.
sen harikasın
tanrılar bekliyor sevindirmek için seni
-Gülen Kalp adlı şiirinden
Neredeyse tüm alıntılar beni gerçekten etkiledi. Ne kadar da anlamlı yerleri seçmişsiniz.