Evren Gerçekten Sonsuz Olabilir Mi?

 

    "Doğduğumuz günden bu yana, zihnimiz ve bilinçaltımız, bize 'gerçek' adı altında dayatılmış birçok duygu, düşünce ve bilgi yığınından oluşmakta. Aslında rutin yaşamlarımız evreni ve kendimizi tanımamıza engel olurken teknolojinin bilinçsiz kullanımı da gün geçtikçe her türlü konuda sorgulama yetimizi ve hayal gücümüzü tembelleştirmiş durumda. Tanımak ve farkında olmak üzerine bir daha düşünün: Kendinizi tanıdıkça evreni anlayacak, evreni tanıdıkça da kendi varoluşunuzda birçok anlam bulacaksınız. Ve nihayetinde bu döngünün farkında olmak, ruhun ve bedenin bilgeliğine katkı sunacaktır."

 

 

         Evrenin neresindeyiz?

  Bilimsel araştırmalar, yeni keşifler ve insanlığın gelişimi ile birlikte değişse de bugün, bilgilerimiz doğrultusunda evrende bir adresimiz var. Ülkemizden hareketle tarif edecek olursak: Türkiye, Dünya, Güneş Sistemi, Samanyolu, Yerel Küme, Laniakea Süper Kümesi, EVREN. Evrenimiz akıl almaz büyüklüktedir ve insanlık tarih boyunca evrenin oluşumunu anlamlandırmaya çalışmış, bilim insanları da konu hakkında çeşitli teoriler ile evreni anlama yolunda insanlığa ışık olmuştur.

  Evrenin anlaşılması yolunda ortaya atılan devrim niteliğinde üç fikir vardır. İlki, Claudius Ptolemy’nin ikinci yüzyılda ortaya attığı “Dünya-merkezli evren modeli”dir. İkincisi, on altıncı yüzyılda Nicolaus Copernicus tarafından ortaya atılmış “Güneş-merkezli evren modeli”dir. Üçüncü ve en kapsamlı fikir ilk kez yirminci yüzyılın başlarında Friedmann ve Lemaître tarafından ortaya atılmış olan Büyük Patlama Kuramı’dır. 

 

        Evrenin Boyutu: Bildiklerimiz Hakkında

   Modern evren, karanlık enerjinin hakimiyetinde olduğu için (%68,3 karanlık enerji) kozmik ufkumuz sınırlıdır.

  Astronomların evrende gözlemleyebildikleri en uzak mesafe, evren yaklaşık 380.000 yaşındayken salınan ve hala evrende yol almaya devam eden 'kozmik mikrodalga arka plan ışıması'dır (cosmic microwave background - CMB). Görebildiğimiz en uzak galaksiler de CMB kadar, 13,8 milyar ışık yılı uzaktalar. Onlardan yayılan ışık Dünya'ya doğru gelirken evrenin genişlemesiyle daha da uzağa gitti ve bu noktalardan hesaplandığı kadarıyla günümüzde gözlemlenebilir evrenin boyutu uçtan uca 90 milyar ışık yılı olarak bilinmektedir.

 

 

     Evrenin bir sınırı olabilir mi? 

          "EVRENİN BİR SINIRI OLDUĞUNA DAİR BİR KANIT YOK, ANCAK GÖREBİLECEĞİMİZ ŞEYLERİN SINIRI VAR."  (Andrew Pontzen)
 
  Konu hakkında University College London'dan kozmolog Andrew Pontzen, elimizde evrenin bir sınırı olduğuna dair bir kanıtın olmadığından ancak görebileceğimiz mesafenin sınırlılığından bahsetmekte. Evrenin sınırı aslında evrenin görebildiğimiz kadarı. Dünya'nın eğimi dolayısıyla baktığımızda ufkun arkasını göremiyoruz ama evrenin bizim görebildiğimiz kozmik ufukta sona erdiğini düşündürecek bir neden de bulunmadığından bahsediliyor. Görülebilir ufkun ilerisinde ne olduğu ise günümüzde yalnızca bilim insanlarının teorilerinden ibaret. Bazı astronomlar teorilerini çeşitli evren modellerine dayandırarak evrenin sonsuz olduğunu ileri sürmekte. Fakat net olarak evrenin, görülebilir kozmik ufukta sona ermediğini düşündürecek bir neden de henüz bulunmuyor.

 

...

-ttp://www.physics.metu.edu.tr/uploads/Admission.ADM-146/6-BB-EvrenGenisl-BilUt195-ey10.pdf

-Stuart C. (2020), Evrenin kıyısını bulduk mu?, All About Space, 07(09), 26-32. https://www.allaboutspace.com.tr/