Koruyucu Meleklerimiz Gerçekten Bizimle Mi?

Koruyucu Meleklerimiz Gerçekten Bizimle Mi?
  • 1
    0
    0
    0
  •    

    Kişileşmiş "ruhsal varlıklar" kavramı en eski çağlara, düşünen insan varlıkları olarak en erken kökenlerimize kadar uzanır. Bu ruhsal varlıklar içerisinde "koruyucu melekler" de kendine bir yer edinmiş, birçok farklı kültürde ve günlük yaşam dahilinde koruyucu meleklerin varlığından sıkça söz edilmiştir. Peki gerçekten koruyucu melekler söz konusuysa, böyle bir varlık neden insanı gözetmektedir? Alana dair yapılan çeşitli deney ve çalışmalardan hareketle derlediğim bu yazıda konuyu detaylı bir şekilde ele aldım. 

       Pre­historik yerleşimlerde yürütülen antropolojik çalışmalar, ki­şilerin totemik sembollerinin bireysel korunmayı davet etmeye yönelik olduğunu önermektedir. Daha sonraki zamanlarda, 5000 yıl kadar önce şehir devletlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte, resmi tanrılar eyalet dinleriyle özdeşleştirildi. Bu tanrılar daha uzaktı ve hatta korku üretiyorlardı. Böylece kişiye özel tanrılar ve aile tanrıları kişilerin gündelik hayatlarında koruyucu olarak büyük bir önem kazandılar. "Kişisel ruh tanrısı", her birey veya aile için bir koru­yucu melek görevi görüyordu ve bir kriz esnasında ilahi yardım yeri olarak başvurulabiliyordu. Bu gelenek bazı kültürlerde gü­nümüze kadar taşınmıştır. 

      Birleşik Devletler'in iki uç sınırında bu örneklere rastlıyoruz: Aumakua, Hawaiililer için bireysel tanrıdır. Polinezyalılar bir ki­şinin ölmüş atalarının, hayattaki aile üyeleri için kişiye özel tanrı görevini üstlendiklerine inanırlar (insan, hayvan ve balık olarak). Vizyonlarla ve rüyalarla Aumakua bir bireye yardım edebilir veya onu azarlayabilir. Amerika'nın kuzeydoğusunda yaşayan Iroquoiler bir insanın Orenda isimli içsel ruhsal kuvvetine ve bu­nun da daha yüksek bir Orenda ruhuna bağlı olduğuna inanırlar. Bu koruyucu, bireye yönelen zarar verici ve kötü kuvvetlere karşı direnmeye muktedirdir. Rehber olarak işlev yapan "ruh gözeticiler" kavramı Amerika Yerli kültürlerinin pek çoğunun inanç sistem­lerinin bir parçasını oluşturur. Güneybatı' da yaşayan Zuni kabi­lelerinin mitolojilerinde ise bireysel mevcudiyet sahibi tanrı benzeri varlıklarla ilgili sözlü gelenekler vardır. Bunlara "hayat yollarının yapıcıları ve taşıyıcıları" denir ve ruhların esenliğini üstlendikle­ri kabul edilir. Ayrıca dünyanın her tarafında Tanrı'nın dışında, kendi lehlerine araya girip bireysel olarak onları kollayan birile­rine inanan başka kültürler de vardır. 

     

      Kimi zaman koruyucu melekler olarak adlandırdığımız varlıklar aslında "ruh rehberlerimiz"dir. Rehberler, kaderimizi tamamlamamızın bir parçası olarak varoluşumuzdaki en verici figürler olarak anlaşılmıştır. Bu rehberler hayatımızın belki de en yorucu dönemlerinde, özellikle çocukluğumuzda teselliye ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda bizi rahatlatırlar. 

      Rehberler, özellikle de 'üstat rehberler' kompleks varlıklardır. Ruhun farkındalık seviyesi ruh rehberinin de ilerlemişlik derecesini belirler. Her ruh grubunun yetişmesini sağlayan bir ya da birden fazla rehberleri olduğu gözlemlenmiştir. Kıdemli ve daha üst derecedeki rehberler genellikle ruh dünyasında ve yeryüzünde bütün bir ruhlar grubuyla çalışırlar. Bu rehberlerin yanında onlara asistanlık yapan varlıklar olduğu da anlaşılmıştır.

     

     

    Denekler Ne Diyor?

      Meditasyona çok zaman ayıran kişiler, ipnoz anında doğal olarak hiçbir zaman rehberini davet etmeyen bir kişiye göre ruhsal rehberlerinin viz­yonlarına daha aşinadırlar. Bu ruhsal öğretmenlerin hatırlanması, kişilere sıcak ve seve­cen bir yaratıcı kuvvetin yoldaşlığını getirir. Hatta konuya ilişkin M. Newton, gerçekleştirdiği seansların genelinde; kişilerin, ruhsal rehberleri ile yalnızca bir vizyon olarak karşılaşmadığını, aynı zamanda sembolik birer isim ile hatırlanabildiklerinden de bahsetmektedir:

    "Deneklerimin rehberlerine taktığı isimler sıradan ve komikten tuhaf ve kulağa yabancı gelen kelimelere kadar değişmektedir. Sık sık bu isimlerin bir öğretmenin bir öğrenciyle birlikte geçirdi­ği özgün bir geçmiş hayata uzandığı bulgulanabilir. Bazı denek­ler rehberlerinin isimlerini sözlü olarak söyleyemezler çünkü o sesi çıkaramazlar, hatta ipnoz sırasında onları net bir şekilde gör­dükleri zaman bile. Bu kişilere, kendilerine belli rehberler atan­masının amacım anlamanın, onların ismine sahip olmaktan çok daha önemli olduğunu söylerim. Bir denek, rehberi için sadece yönetici, danışman, amir ya da "dostum" gibi genel bir ismi de kullanabilir..."

    ...

     

    "Rehberlerimiz sa­yesinde hayatın sürekliliğini ve bir ruh olarak kimliğimizi çok daha güçlü bir şekilde fark ederiz." 
     
     Sevgiyle,

    ...

    daha fazlası için instagram adresimden beni takip edebilirsin @themagicsgambit

    ...

    Kaynak: Newton M. Ph. D. (2000), Journey Of Souls. (Çev. Ekiz R.), İstanbul.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.