Sadakatsizlik Sanrısı: Othello

  • 17 0 1 0
Sadakatsizlik Sanrısı: Othello
  • 17
    0
    1
    0
  • Dünyaca ünlü İngiliz yazar William Shakespeare’in 1604’te yazdığı ve ilk kez yine aynı yıl içerisinde sarayda oynanan ama ilk baskısının ancak 1621’de yapılabildiği Othello adlı tragedya eseri o kadar çok beğenilerek izlenmiş ve okunmuştur ki zamanla adını kitabın ana karakterinden alan ve patolojik kıskançlık olarak tanımlanan Othello Sendromu edebiyattan Psikoloji Literatürüne  bu eserle birlikte geçmiştir. Othello Sendromu genel olarak kıskançlık duygusunun aşırıya kaçması olarak tanımlanabilir.

    Sendromu anlayabilmek için öncelikle  genel hatlarıyla esere bakmamız gerekir. Venedik devletine hizmet eden bir soylu olan Othello’nun Venedik Dukası Brabantio’nun kızı Desdemona’ya aşık olmasıyla başlayan tiyatro oyunu daha sonra Othello’nun Desdemona’ya duyduğu aşkının şüpheye düşmesiyle beraber bambaşka bir girdaba sürüklenir. Othello’yu şüpheye düşüren her ne kadar Iago olsa da ilk kıvılcıma sebep olan Brabantio’nun Othello’ya söylediği şu sözler olmuştur: ‘‘Aklın varsa, gözünü dört aç Mağripli. Babasını aldattı o, seni de aldatabilir.’’ karısının kendisini aldatmış olma ihtimaline inanmayı tercih eden ve kafasındaki kuruntuların gerçek olduğuna inanan Othello bu saplantılı fikirlere ve dehşet verici bir kıskançlığa kapılırken olayların gidişatını hep ihanete uğradığını destekler bir şekilde yorumlamıştır. Sadece kendi düşündükleriyle ve tüm ruhunu saran kıskançlık duygusuyla hareket eden Othello asla karısının söylediklerine itimat etmemiş ve daha fazla tahammül edemeyip çözümü önce biricik aşkı Desdemona’yı ve hemen sonrasında da hiçbir şeyin düşündüğü gibi olmadığı fark ederek kendini öldürmekte bulmuştur. Bu yüzden Othello Sendromunun adını kıskançlık üzerine yazılmış bir eserden almasına şaşmamak gerekir.

    ‘’Yara izi bırakmayacağım onun o kardan beyaz cildinde,

    O ak mermerden yapılmış heykeller kadar pürüzsüz teninde.

    Ama ölmeli, yoksa baştan çıkarır daha başka erkekleri. ‘’

    Shakespeare Othello eserinde kıskançlık duygusunun aşırıya kaçtığında insanı gerçeklikten uzaklaştırarak kuruntu ve takıntı haline gelen aslı olmayan şüphelerin nelere sebep olabileceğini okuyucuya ve izleyiciye o kadar güzel aktarmıştır ki kıskançlık denince akla  gelen ilk eser Othello olmuştur ve Othello Sendromu zamanla sadece psikolojide kullanılan bir terim olmaktan çıkıp insanların gündelik hayatlarında da kıskançlıklarını ifade ederken kullanmaya başladıkları bir tanımlama biçimine dönüşmüştür.

     


    Yorumlar (1)
    • Dostoyevski Suç ve Ceza adlı eserinde “ ”Yüz tavşandan bir at oluşturulamayacağı gibi, yüz kuşkudan da hiç bir zaman bir delil oluşturulamaz..” der ve gerçeğin ancak gerçekle ispatının mümkün olduğunu gerçeğin şüphe karşısındaki tanrısal doğruluğunu anlatmaya çalışır ve yine Ahmet Altan ise “othello” temalı “kıskanmak ve içimizdeki bıçak” adlı yazısında “bir zaman sonra tümüyle kurtulur ve özgürleşirsin ama bir vakitler köle olduğunu gösteren o damga vurulmuştur ruhuna. Sapı kırık bir bıçak, ölü bir kuş iskeleti kalır içinde.” diyerek kıskançlığın insanlığın kalbindeki çorak bir toprağın bağrında sadece sulanmayı beklediğini anlatmaya çalışır. 🙏🏻

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.