Pandora, Yunan mitolojisinde ilk kadın olmakla birlikte Zeus’un Prometheus’u ve onun her bir ayrıntısına kadar özenerek biçimlendirdiği, diğer tüm canlılardan farklı ve faik olan insanoğlunu cezalandırmak için yarattığı kadın olarak bilinir. Üstün varlık olan insanı yaratma görevi Gaia'nın (Toprak Ana) torunlarından biri olan Titan Prometheus'a ve kardeşi Epimetheus’a verildi. Epimetheus, daha çok hayvanları koruma ve onları niteliklendirme görevini üstlenirken, Prometheus ise insanoğlunu yaratmayla bizzat kendisi ilgilendi. İnsanı yaratırken toprak, kil ve kendi gözyaşıyla oluşturduğu balçığı kullanan Prometheus, insan figürlerinin tanrılara benzemesine büyük özen göstererek onları biçimlendirdi. Bu yüzden ilk insanın, günümüzde bildiğimiz insan şekline bürünebilmesi için çeşitli evrelerden geçmesi gerekti.
Prometheus’un yanı sıra hayvanların kendilerini korumaları için bir nevi yetenek dağıtımı yapan Epimetheus, tek bir sorun dışında en az kardeşi kadar başarılı oldu. Sorun ne miydi? Epimetheus’un elinde insanlara kendilerini korumaları için verebileceği bir armağanın kalmamasıydı. Prometheus, bunun farkına varır varmaz eksikliğin bir şekilde temin edilmesine çünkü üstün varlık olan insanın kendini diğer tüm canlılardan daha çok koruma ihtiyacı olduğuna inandığı için onlara büyük bir armağan vermeye karar verdi ve Zeus’tan ateşi istedi ama insanlara çok kızgın olan Zeus bu isteği reddetti. Pes etmeyi aklından bile geçirmeyen Prometheus, tanrıların oluşturduğu düzene karşı çıkarak göklerden ateşi çaldı ve bu armağanı insanoğluna, kendilerini çevrelerinde oluşabilecek tehlikelerden korumaları için takdim etti. Dünya’da yanan ateşi görünce deliye dönen Zeus, Prometheus’u tutuklatarak onu bir kayaya zincirlerle sıkı sıkı bağladı ve başına da her gün karaciğerini yemesi için bir kartal bıraktı. Eğer karaciğeri her gece yenilenmeyecek olsaydı belki de Prometheus’un azabı o gece biterdi.
Benim kadrajımdan Prometheus Heykeli, Berlin 2019
Zeus her ne kadar Prometheus’u cezalandırmış olsa da ateşe sahip olan insanoğlunun elde ettiği gücü görmezden gelemedi. Ateşi insanlardan geri alamayan Zeus, sahip oldukları güce zarar vermek için kadını yarattı. Tanrıçalardan esinlenerek toprak, kil ve suyu karıştırıp kadın şeklini veren Hephaistos (Ateş Tanrısı) ve intikam ateşiyle yanan Zeus, o güne kadar yaratılmış en mükemmel varlık karşısında büyülenmekten kendilerini alamadılar.
Yaratılan muazzam kadın heykeline, Tanrıların Armağanı anlamına gelen Pandora adıyla birlikte büyüleyici bir güzellik, hoş zarafet, beceri ve çekicilik de verildi. Kadının yaratılma amacı bir erkeğin karşı koyamayacağı kadar baştan çıkarıcılığa sahip olmasıydı çünkü ilk kadın Pandora tam da bu amaçla Epimetheus’a gönderilecekti. Pandora’nın güzelliği karşısında kendinden geçen Epimetheus’un onu eş olarak yanına alması, Zeus’un insanlıktan alacağı öcün de ilk adımını atmasına sebep oldu.
Pandora’nın Kutusu hakkında çeşitli söylenceler olsa da günümüze kadar gelen ve yaygın olarak bilinenlerden bazıları şöyledir:
Hemen hemen her mitoloji kitabında anlatılan söylencelerden birine göre tanrılar içinde ne olduğunu söylemedikleri bir kutuyu insanlara armağan etmesi için Pandora’ya verdiler ama merakına yenik düşen kadının, kutuyu açmasıyla birlikte içindeki tüm kötülükler (hastalık, acı, kıskançlık, ölüm) etrafa dağıldı ve kutunun içinde sadece umut kaldı.
Başka bir söylencede ise aslında kutuda sadece iyiliklerin olduğu ama Pandora’nın kutunun kapağını açarken ki dikkatsizliği yüzünden kutudaki tüm iyi hediyelerin cennete uçup gittiği ve kutunun içinde sadece umut kaldığı anlatıldı.
Buna benzer birçok söylence olmakla beraber hepsinin tek ortak noktası Pandora’nın önünü alamadığı merakıyla açtığı kutudan çıkan tüm kötü şeylerin insanları zorluklara karşı neredeyse savunmasız hale getirdiği ve böylelikle Zeus’un insanoğlundan intikamını aldığıydı.
Mitolojinin diğer öykülerinde olduğu gibi bu da insanların günlük yaşamına etki etti ve Pandora’nın Kutusu insanların sonucunun sıkıntıya, kedere ve karışıklığa sebep olacağını düşündükleri olaylar için kullandıkları deyimlerden biri haline geldi.
Pandora mücevher markasının bu mantaliteyle kurulduğunu söyleyenlere göre seçtiğiniz bileklik sizin kutunuz, aldığınız charmlar ise kutunuzda bulunmasını istedikleriniz.
Yorum Bırakın