Mutlu Olma Sanatı

  • 13 0 1 2
Mutlu Olma Sanatı
  • 13
    0
    1
    2
  • “Mutlu Olma Sanatı” deyince birçok okuyucunun aklına ilk olarak Bertrand Russell’ın "Mutlu Olma Sanatı" kitabı gelir fakat bu yazıda bahsedeceğim eser; Can Yayınlarının ‘Kısa Klasikleri’ basımından Arthur Schopenhauer’ın “Mutlu Olma Sanatı” kitabı.

    *Kitabın arka kapağından alıntı*

    Mutlu olmak, mutlu yaşamak mümkün müdür?
    Schopenhauer’in radikal kötümserliği, onun felsefesini mutluluk düşüncesiyle bağdaştırma girişimlerini daha doğmadan boğar. Schopenhauer’e göre yaratıkların en mutsuzu insandır ve her türlü oluşun kaynağı olan irade, dünyadaki bütün kötülüklerin çıkış noktasıdır. Dünya kötü bir yerdir ve kötülüğünün en belirleyici yönü, acı ve mutsuzluğun her yerde hazır ve nazır oluşudur.

    “Mutlu Olma Sanatı, iyimser dünya görüşüne karşı çıkan ve yaşadığımız dünyayı olası dünyaların en kötüsü sayan Schopenhauer’den umulmadık bir kılavuz. Adını felsefe tarihine kötümser olarak yazdıran filozofun bu küçük kitabı, mutluluğa ulaşma çabası olarak hayata dair pratik bir felsefeyi de olanaklı kılıyor.” 

    “Tüm mutluluk ve zevkler negatif, acıysa pozitif nitelikte olduğundan, hayat zevk alacak bir şey değil atlatılacak, savuşturulacak bir şeydir; ‘bu yüzden hayat geçirilir, hayat tamamlanır, atlatmaya bakmalı.’

    Kitap, bir oturuşta okunabilecek kısa bir eser olmasına karşın Arthur Schopenhauer, eserinin içeriği ve anekdotlarıyla okuyucuyu yoğun düşünce ve anlamla sürecine yönlendiriyor. Yazar, pozitif mutluluğun kuruntu ve acının gerçek olmasından yola çıkan ‘’eudaemonoloji’’ yani mutlu olma sanatı kavramı hakkında ‘hayat kuralı’ başlıkları altında, çeşitli filozofların görüşlerini de ekleyerek kendi felsefesini sunuyor eserinde. Kitap, kadercilik anlayışı, yaşamın en önemli değeri sağlığın ve genel tabirle “şükür kültürü” üzerine insanlara kısa, özlü bir anlatım sunuyor.

    Kitap içeriğinden bahsetmeden önce “eudaemonoloji” kavramına değinmek istiyorum. Eudaemonoloji; erdemli, mutlu ve anlamlı hayat yaşanmasını amaçlayan bir mutluluk öğretisi demektir. Schopenhauer böyle bir hayattın Makyavelizm ile Stoacılık arasında bir yerde kalması gerektiğini söyler. Stoacı zihniyetten bir çeşit feragat ve yoksunluk özelliklerini alır; Makyavelizmci zihniyetten kendi mutluluğu pahasına başkalarının mutluluğundan vazgeçmeme ilkesini alır. Kısaca eudaemonoloji, mutlu yaşamanın yalnızca olabildiğince az mutsuz ya da katlanılabilir bir hayat anlamına gelebileceği önermesi üzerine kuruludur.

    “Başkasının mutlu olması seni rahatsız ediyorsa asla mutlu olamazsın.”

    Schopenhauer mutlu olma yolunu 45 maddede ‘hayatın kuralı’ başlıklarıyla ele alır. Yazar, kitapta bolca yununca terimler ve cümleler kullanır. Radikal kötümserliğin simgesi olan Schopenhauer; Seneca, Platon, Ovidius gibi birçok düşünürden ve filozoflardan alıntılar yapar ve önermelerinden faydalanır. Yazar, en başta pozitif ve kusursuz bir mutluluğun imkansız olduğundan sadece nispeten daha az acı çekilen bir durum beklenmesi gerektiğini söyler.

    Dünya üzerindeki fiziki yolumuzun yüzey değil de her zaman sadece düz bir çizgi olmasından ötürü, bir şeyi tutup ona sahip olmak istediğimizde hayattaki sayısız başka şeyden feragat ederek bunların sağından solundan geçmek zorunda kalırız. Bu nedenle Arthur, memnuniyetsizliğin kaynağının isteklerin katsayısını yukarı çekme çabamız sürekli yenilenirken bunu önleyen diğer katsayının hareketsizliğinde yattığını söyler. Ona göre bize sunulan bu ömürde mutluluğu kovalamak yersizdir. Olması gereken mümkün olduğu kadar acıdan kaçmak ve mutluluk kuruntularına dair çabalara girişmemektir.

    Schopenhauer, hayatın kuralı olarak adlandırdığı maddelerinin her birinde okuyucuya öğütler vererek; mutluluğa, kendinize, etrafınıza, başarmak istediklerinize ve hayata dair var olan bakış açınıza yönelmenize aynı zamanda sorgulamanıza yardımcı oluyor. Son olarak kitabı okurken; altını çizdiğim ve tekrar tekrar okumaktan keyif aldığım sayfalar oldu. Size de keyifli okumalar dilerim.

    Arthur Schopenhauer’ın “Mutlu Olma Sanatı” kitabından alıntılar:

    1. "…dünyaya mutluluk ve zevk beklentisiyle dolu olarak adım atarız ve kader bizi hoyrat bir şekilde yakalayıp hiçbir şeyin bizim olmadığını, her şeyin ona ait olduğunu gösterene kadar bunu gerçekleştirmeye yönelik o aptalca umudu koruruz…" (sf.11)(hayat kuralı no.1)

    2. "Başkalarının niteliklerini ve özelliklerini taklit etmek, başkalarının kıyafetlerini giymekten çok daha onur kırıcıdır. Zira bu, insanın kendi değersizliğine ilişkin yargının kendiliğinden ifade bulmasıdır." (sf.17)(hayat kuralı no.3)

    3. "İyi özelliklerimizi ve güçlü yanlarımızı olduğu gibi hatalarımızı ve zayıf yanlarımızı da açıkça gördüğümüzde hedefimizi buna göre belirleyip ulaşılamaz olanı kabullenerek kendi bireyselliğimize ilişkin bilgisizliğimizin, yanlış kibrin ve bundan kaynaklanan haddini bilmezliğin kaçınılmaz sonucu olan tüm ıstırapların o en acısından, kendimizden duyduğumuz memnuniyetsizlikten kişiliğimizin izin verdiği en güvenli şekilde kurtuluruz" (sf.19 )(hayat kuralı no.3) 

    4. "Memnuniyetsizliğimizin kaynağı, isteklerin katsayısını yukarı çekme çabamız sürekli yenilenirken bunu önleyen diğer katsayıların hareketsizliğinde yatar." (sf.21)(hayat kuralı no.4)

    5. "Hayat bilgeliğinin büyük bir kısmının, biri diğerini mahvetmesin diye, dikkatimizi kısmen âna, kısmen de geleceğe bahşettiğimiz doğru orana dayandığı söylenebilir." (sf.29)(hayat kuralı no.14)

    6. "Kesin olmayan ya da belirsiz sıkıntıların bütün hayatımızın huzurunu kaçırmaması için bunları ya hiç olmayacakmış ya da kesinlikle şimdi olmayacakmış gibi görmeye kendimizi alıştırmamız gerekir." (sf.30)(hayat kuralı no.15)

    7. "İnsan olası mutlu rastlantıları ve bunların sonuçlarını hayalinde canlandırsa gerçekliği daha zevksiz hale getirir, boş hayaller kurar ve sonra da hayal kırıklığı yaşayarak bunları pahalıya öder." (sf.33)(hayat kuralı no.17)

    8. "Gelecek için yaptığımız planlar ve duyduğumuz endişeler ya da geçmişe özlem bizi durmaksızın öyle meşgul eder ki mevcut an neredeyse hiçbir zaman hiçbir şeyiyle dikkat çekmez ve ihmal edilir." (sf.35)(hayat kuralı no.18)

    9. "Hayat planlarımızda en sık, hatta neredeyse zorunlu olarak dikkate almadığımız ve hiç hesaba katmadığımız şey, zamanın bizzat bizde meydana getirdiği değişimlerdir." (sf.45)(hayat kuralı no.33)

    10. "Çok mutsuz olmamanın en güvenli yolu çok mutlu olmayı istememek, yani zevk, mülk, paye, onur vb. taleplerini ölçülü bir düzeye indirmektir." (sf.45)(hayat kuralı no.34)

    via: medium.com/safadmrsy


    Yorumlar (1)
    • Uzun zamandır okuduğum en güzel alıntılar, dönüp tekrar tekrar okumalık seçimleriniz yazınız harika 🌹🌹🌹

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.