Bugünkü yazımızda, sizleri Psikedelik müziğin yeni nesil temsilcilerinden olan Amerikalı grup Allah-Las'la tanıştıracağız.
Grubun müzikal yönüne geçmeden önce isminden bahsetmek istiyoruz: öyle ki grubun üyeleri verdikleri bir röportajda bu ismin 1960'ların ünlü kadın pop gruplarından olan The Shangri-Las'tan geldiğini ve dine -özellikle de İslam dinine- karşı hiçbir atıfta bulunmadıklarını söylemiş. Tabii ki bu açıklamayı yapmış olmaları tepki almalarını engellememiş olacak ki bu haberde okuyabileceğiniz üzere Müslüman kesimden çok fazla tepki aldıklarını, hatta Türkiye'ye gelmek istedikleri halde "rahat hissedemediklerinden" dolayı gelemediklerini de belirtmişler. Üstelik bu tepkiler sırf eleştiri seviyesinde kalmayıp zamanla tehdite dönüşmüş. Umuyoruz ki bu yazımız bu önyargıyı taşıyan kesimlere ulaşır ve bu önyargı ortadan kalkar, böylelikle biz de Allah-Las'ı Türkiye'de dinleme fırsatı elde ederiz.
Diyelim ki bu fırsat elimize geçti, acaba bizleri nasıl bir müzik şöleni bekliyor?
Allah-Las, en başta da bahsettiğimiz gibi psikedelik müziğin yeni nesil temsilcilerinden. "Psikedelik müzik nedir?" diyenler içinde şöyle bir özet geçelim: 1960'lı yıllarda kullanımı yaygın olan LSD ve marijuana gibi uyuşturucu maddelerin dönemin müzisyenlerinde yarattığı etkiyle ortaya çıkan ve dinleyicileri de sanki o maddeleri kullanmışçasına zamandan/mekandan soyutlayıp farklı boyutlara ulaştıran bir müzik türü. Bu türün en önemli temsilcileri olarak Pink Floyd, Led Zeppelin, Jimi Hendrix ve Jefferson Airplane'i örnek gösterebiliriz.
2008 senesinde Matthew Correia, Spencer Dunham, Miles Michaud ve Pedrum Siadatian'ın birleşmesi ile kurulan grubumuz -ilk albümlerinin 2012 senesinde çıktığını düşünürsek- geçtiğimiz sekiz senelik müzik kariyerlerine dört stüdyo albümü sığdırmış ve bu albümlerin en az sayıda parça bulunduranı bile tam tamına on iki parça içeriyor. Bu dönemde, özellikle de eskisi kadar revaçta olmayan bir janr'da, bu kadar üretken olan müzisyenleri görmek gerçekten ilham verici diyebiliriz.
Kendi isimlerini taşıyan ve 12 parçadan oluşan ilk stüdyo albümleri Allah-Las, şu anda da Spotify sayfalarında görebileceğiniz üzere en çok dinlenen birinci şarkıları unvanına sahip olan, garage rock tınılarını hissedebileceğiniz 'Catamaran' ve yine tanınırlıklarını arttıran 'Busman's Holiday' parçalarını içeriyor. Dinlediğinizde aslında üzerinde aşırı durulmamış bir albümmüş hissi verse de grubun basçısı Spencer Dunham verdiği bir röportajda sırf istedikleri sound'u yakalayabilmeleri için 1953'ten kalma mikrofonlarla stüdyoyu oluşturduklarını belirtmiş. Gruba ısınmanızı biraz daha kolaylaştırmak için "I wanna whisper to your ear / Wanna hold your hand / I wanna be your man" sözleriyle akıllarda yer eden Catamaran'ı buraya bırakıyoruz:
"Ferus Gallery" ve "Yemeni Jade" şarkıları arasındaki geçişte kaybolacağınız, kısa parçalar olsa da "Buffalo Nickel" ve "501-415" gibi parçalarda sizi rahatlatacak müzikal hazlar yaşayacağınız ve grubun biraz daha kendi sesini bulduğunu fark edebileceğiniz bir albüm olan "Worship The Sun" ise Allah-Las'ın 2014 yılında çıkarmış olduğu ikinci stüdyo albümü oluyor.
2016 yılında çıkardıkları üçüncü stüdyo albümleri Calico Review grubun ortak oluşturduğu bir "yapboz" gibi değerlendirilebilir; zira önceki iki albümün aksine, bu albümdeki şarkıların yazımında tüm grup üyeleri dişini tırnağına takmış. Ayrıca albüm 1964 yılında üretilmiş bir soundboard üzerinden yapıldığı için de o yılların saf rock n' roll havasını tam anlamıyla hissedebiliyorsunuz. Albümün en öne çıkan parçası olan ve "Did you have to ask yourself while sitting in that bar / If you thought the world was gonna take you very far? / Without you ever knowing where to stand / Left reaching in the dark for someone’s hand?" sözleriyle bizi içine alan "Could Be You" parçasını aşağıya bırakıyor ve iyi dinlemeler diliyoruz:
Son olarak, geçtiğimiz sene çıkarmış oldukları LAHS isimli albüm ise grubumuz artık müzik dünyasında deneyimli olduğu için, "ayakları yere daha sağlam basan" bir albüm olarak karşımıza çıkıyor dersek yanlış olmaz. Artık grupla özdeşleşmiş olan 60'lar havası bu albümde de tabii ki mevcut ve üstüne bir de sanki tamamen güneşli bir 60'lar havası var. Exclaim sitesindeki eleştirisinde ise "yetişkinlerin ve sarhoş edici içkilerin bulunduğu bir arka bahçe partisi için harika bir atmosfer sağlayıcı" olarak nitelendirilmiş. Shoe-gaze ve psych-rock tınılarıyla yolculuklarınıza en iyi eşlik edecek albümlerden biri olduğuna inandığımız LAHS albümünden "In The Air" parçasını buraya bırakarak yazımızı bitiyor ve okuduğunuz için teşekkür ediyoruz:
Diyelim ki bu fırsat elimize geçti, acaba bizleri nasıl bir müzik şöleni bekliyor?
Allah-Las, en başta da bahsettiğimiz gibi psikedelik müziğin yeni nesil temsilcilerinden. "Psikedelik müzik nedir?" diyenler içinde şöyle bir özet geçelim: 1960'lı yıllarda kullanımı yaygın olan LSD ve marijuana gibi uyuşturucu maddelerin dönemin müzisyenlerinde yarattığı etkiyle ortaya çıkan ve dinleyicileri de sanki o maddeleri kullanmışçasına zamandan/mekandan soyutlayıp farklı boyutlara ulaştıran bir müzik türü. Bu türün en önemli temsilcileri olarak Pink Floyd, Led Zeppelin, Jimi Hendrix ve Jefferson Airplane'i örnek gösterebiliriz.
2008 senesinde Matthew Correia, Spencer Dunham, Miles Michaud ve Pedrum Siadatian'ın birleşmesi ile kurulan grubumuz -ilk albümlerinin 2012 senesinde çıktığını düşünürsek- geçtiğimiz sekiz senelik müzik kariyerlerine dört stüdyo albümü sığdırmış ve bu albümlerin en az sayıda parça bulunduranı bile tam tamına on iki parça içeriyor. Bu dönemde, özellikle de eskisi kadar revaçta olmayan bir janr'da, bu kadar üretken olan müzisyenleri görmek gerçekten ilham verici diyebiliriz.
Kendi isimlerini taşıyan ve 12 parçadan oluşan ilk stüdyo albümleri Allah-Las, şu anda da Spotify sayfalarında görebileceğiniz üzere en çok dinlenen birinci şarkıları unvanına sahip olan, garage rock tınılarını hissedebileceğiniz 'Catamaran' ve yine tanınırlıklarını arttıran 'Busman's Holiday' parçalarını içeriyor. Dinlediğinizde aslında üzerinde aşırı durulmamış bir albümmüş hissi verse de grubun basçısı Spencer Dunham verdiği bir röportajda sırf istedikleri sound'u yakalayabilmeleri için 1953'ten kalma mikrofonlarla stüdyoyu oluşturduklarını belirtmiş. Gruba ısınmanızı biraz daha kolaylaştırmak için "I wanna whisper to your ear / Wanna hold your hand / I wanna be your man" sözleriyle akıllarda yer eden Catamaran'ı buraya bırakıyoruz:
"Ferus Gallery" ve "Yemeni Jade" şarkıları arasındaki geçişte kaybolacağınız, kısa parçalar olsa da "Buffalo Nickel" ve "501-415" gibi parçalarda sizi rahatlatacak müzikal hazlar yaşayacağınız ve grubun biraz daha kendi sesini bulduğunu fark edebileceğiniz bir albüm olan "Worship The Sun" ise Allah-Las'ın 2014 yılında çıkarmış olduğu ikinci stüdyo albümü oluyor.
2016 yılında çıkardıkları üçüncü stüdyo albümleri Calico Review grubun ortak oluşturduğu bir "yapboz" gibi değerlendirilebilir; zira önceki iki albümün aksine, bu albümdeki şarkıların yazımında tüm grup üyeleri dişini tırnağına takmış. Ayrıca albüm 1964 yılında üretilmiş bir soundboard üzerinden yapıldığı için de o yılların saf rock n' roll havasını tam anlamıyla hissedebiliyorsunuz. Albümün en öne çıkan parçası olan ve "Did you have to ask yourself while sitting in that bar / If you thought the world was gonna take you very far? / Without you ever knowing where to stand / Left reaching in the dark for someone’s hand?" sözleriyle bizi içine alan "Could Be You" parçasını aşağıya bırakıyor ve iyi dinlemeler diliyoruz:
Son olarak, geçtiğimiz sene çıkarmış oldukları LAHS isimli albüm ise grubumuz artık müzik dünyasında deneyimli olduğu için, "ayakları yere daha sağlam basan" bir albüm olarak karşımıza çıkıyor dersek yanlış olmaz. Artık grupla özdeşleşmiş olan 60'lar havası bu albümde de tabii ki mevcut ve üstüne bir de sanki tamamen güneşli bir 60'lar havası var. Exclaim sitesindeki eleştirisinde ise "yetişkinlerin ve sarhoş edici içkilerin bulunduğu bir arka bahçe partisi için harika bir atmosfer sağlayıcı" olarak nitelendirilmiş. Shoe-gaze ve psych-rock tınılarıyla yolculuklarınıza en iyi eşlik edecek albümlerden biri olduğuna inandığımız LAHS albümünden "In The Air" parçasını buraya bırakarak yazımızı bitiyor ve okuduğunuz için teşekkür ediyoruz:
Yorum Bırakın