Dolmuşta giderken bacağının üstüne kareli matematik defterini koydu. Yeni oturduğundan koltuk epey bir soğuktu. Kendisi ve birkaç kişi daha camı seyre dalmış, kim bilir gittiği yerde ne mutsuzluklar canlanacaktı. Belki de ineceği yere bir an evvel varmak istiyorlardı. Dorukhan bu durumdan kaygılı ve bezgin suratını saklayamıyordu.
Dolmuşa birkaç yolcu bindi derken upuzun araç karınca yuvasına dönüşmüştü. Dorukhan elinde telefon, mosmor elleri, üşümüş bir kız dikkatini çekti. Çizecek bir şey bulmak dert iken bu fırsat onu neşelendirmişti. Beş dakikada durağa geldiğini anlayınca kızın ayaklarını tam çizemediği gördü ama elinden bu gelmişti. Defterini çantasına koyarak fermuarını telaşla çekti. En son inen yolcu Dorukhan oldu.
Usulca ayaklarını çırpa çırpa ilerliyordu. Yağmur atıştırıyordu. Havada soğuk bir nem mevcuttu. Dorukhan'ın aksine kalan öğrenciler koşarak okulun sıcak yuvasına ulaşmayı ve yağmur kargaşasından bir an evvel kurtulmak istiyordu. Okul hemen ilerdeydi ama Dorukhan'ın en ufak acelesi yoktu.
Karşıdan arkadaşının okula bilakis yürüdüğünü gördü. Pek umrunda değildi. Durgun ve yorgun gözleri ileriye bakmaktansa kaldırımlardaki taşları saymayı yeğliyordu. Çantası bile ağır geliyordu ki omuzlarına destek olmak adına ellerini de işin içine katarak hafifletiyordu.
Yorum Bırakın