Bülbül Dağın'da Bir Ev: Meryem Ana Evi

Bülbül Dağın'da Bir Ev: Meryem Ana Evi
  • 3
    0
    0
    0
  • Anadolu toprakları geçmişten günümüze birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, birçok efsanesi ve insanı içinde barındırmıştır. Arkeologlar için zengin kaynaklara sahip bu topraklarda günyüzüne çıkan eserler ve binaların yanısıra gizliğini koruyan ya da ne yazık ki definecilerin tahribine uğramıştır. Bugün bu binalardan farklı efsanelere ev sahipliği yapmış ve 19. yüzyılda Katolik rahibesi olan Anne Catherine Emmerich'in rapor edilmiş rüyalarını takiben keşfedilen Meryem Ana Evi hakkında bilgi sahibi olacağız.

    Görsel Kaynak

    Bildiğiniz üzere Hz. Meryem'in ölüm yeri ile ilgili farklı görüşler vardır ve bunların başında Kudüs gelirken diğer sırada Efes yer alır. Ele alacağımız bölge tabii ki Efes'ten başkası değil. Efsaneye bakacak olursak: Hz. İsa, yakalanıp çarmıha gerilmeden kısa bir süre önce annesini, arkadaşı ve havarisi olan Yahya’ya teslim etmiş, Yahya da Hz. İsa’nın çarmıha gerilişinden sonra Hz. Meryem’in Kudüs’te kalmasının sakıncalı olacağını düşünerek, onu yanına alarak Efes’e getirmiştir. Anlatılanlara göre Yahya, Meryem’i putperestlerin yaşadığı Efes’te bırakmak yerine, Bülbül Dağı eteklerinde sık ağaçlarla kaplı bir yerde yaptığı kulübede gizlemiştir. Yine efsaneye göre Meryem burada ölmüş ve Yahya, Hz. Meryem’i yine bu dağda kendisinden başka hiç kimsenin bilmediği bir yere gömmüştür. 

    Görsel Kaynak

    Anlayacağınız üzere tamamen gizlilik hakimdir ve Yahya'dan başka hiç kimse yerini bilmiyordur. Hz. Meryem’in öldüğü yerin tespiti konusunda en baştada belirttiğimiz üzere Anne Catherine Emmerich'in gördükleri önemli rol oynamıştır. Anne Catherine Emmerich, kötürümdür ve Anadolu topraklarını görmemiştir. Ülkeye hiç gelmemesine rağmen verdiği detaylarla Hz. Meryem'in öldüğü yerin Efes olduğu anlaşılmıştır.

    18. yüzyılda Anne Catherine Emmerich çizimi. 

    Emmerich evin konumu ve çevresinin topografisi hakkında verdiği detay:

    “Meryem tam olarak Efes'te değil fakat yakınında bir yerde yaşıyordu... Meryem'in evi Kudüs'ten gelen yolda solda kalan bir tepede, Efes'ten üç buçuk saatlik bir uzaklıktaydı. Bu tepe Efes'ten yukarı dik bir şekilde eğimliydi, şehir güneydoğudan yaklaşan birine göre yükselen bir zemindeydi... Dar yol güneye doğru bir tepeye uzanır, bu tepenin zirvesinde yarım saatlik bir yolculukla çıkılabilecek yamuk bir plato bulunmaktaydı."

    Bu olay üzerine Abbé Julien Gouyet isimli bir Fransız rahip Ege Denizi'ne bakan bir dağda küçük bir taş bina ve antik Efes kalıntılarını keşfetmiştir. Emmerich'in tarif ettiği Bakire Meryem'in son yıllarını geçirdiği evin bu olduğuna inanmıştır lâkin Abbé Gouyet'in keşfi çoğu insan tarafından ciddiye alınmamıştır. Yıllar sonra Rahibe Rahibe Marie de Mandat-Grancey, DC'in ısrarıyla, iki Lazarist misyoner Peder Poulin ve Peder Jung, İzmir'de binayı aynı kaynağı kullanarak 29 Temmuz 1891'de tekrar keşfetmişlerdir.

    Papa VI. Paul 26.7.1967 tarihinde Meryem Ana Evi'nde.

    Tarihler 19. yüzyılın sonunu gösterirken Hz. Meryem'in öldüğü ev olarak bilinen yer, bakıma alımıştır. Papa VI. Paul’un 1967’deki ziyaretinden sonra, her yıl ağustos ayının 15. gününde ayinler düzenlenmekte ve bu ayinler büyük ilgi görmektedir. Eğer bir gün yolunuz bu kutsal alana düşerse şal takmayı ve dilek dilemeyi unutmayın.

    Kaynak: Türkiye'nin Kültürel Mirası II, Torbalı Kaymakamlığı

    Öne Çıkan Görsel Kaynak


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.