ALTERNATİF MÜZİK DÜNYASI’NIN ‘’HEND’’ SEL DÖNÜŞÜMÜ HAKKINDA SOHBET
Müziğiniz ile bir çok özel ve varoluşsal hissi bir arada yaşatan bir grup olarak,
bu hisleri okuyucularımıza bir de sözel olarak aktarmayı kabul ettiğiniz için
şükranlarımı sunuyorum.
İlk olarak yakın zamandan konuşmak isterim. Geçtiğimiz günlerde
‘’İllüzyon’’ adında zengin sound dinamikleri ve sözlerdeki varoluşsal
sorgulamaları ile dikkat çekici bir tekli yayınladınız. Ülkemizdeki ilk lo-fi
çalışmalarından biri olma özelliği taşıyan teklinin serüveninden bahseder
misiniz?
Aslında şarkının altyapısının temeli başka bir şarkıya uğraşırken tesadüfen çıktı. Çok hoşumuza gitti
ve hemen şarkıyı genel hatlarıyla bitirip aranje kısmına geçtik. Biraz mix yapmaya çalıştık bi türlü
içimize sinmedi. Tam o sırada Anadolu yakasında stüdyosu olan Mete Balta şarkının bizim yaptığımız
mixini dinlemiş ve sürece dahil olmak istedi. Böylece final hale getirebildik sonunda şarkıyı. Bu
sıralarda klibimizin yönetmeni Barış Fert ile klibi oluşturmaya başladık. Senaryoyu bitirdikten sonra
klipte oynaması için sevgili Cansu Kurgun ile anlaştık. Çekimler için sağolsun Beril ve Sina Ateş
atölyelerini açtılar bize. Bir günde bitirdik klibi. Sonrasında Ozan Özgül ve Barış fert kurgusunu
tamamladı ve yayınladık. Tabi burda kısaca anlattık; fakat bu süreç 3-4 ay sürdü haliyle. Heyecanlıyız
“illüzyon” için.
‘’İllüzyon’’ nun ilklere sahne olan özelliklerinden konu açılmışken, eseri lo-fi
tarzı ile yapma fikrinin alt metninde neler yatıyor? Her müzik üreticisi ve/veya
üreticileri eserlerini titizlikle temizlemek noktasında azami hassasiyet
gösterirken sizlerin böylesi bir tercih yapmanızın sebebi nedir?
Yaptığımız tarzın bir alt metni yok. Felsefi bir akım gibi içten içe bir iddia taşımıyoruz. Şarkı yapıldığı
sıralar herkes ne tarz dinliyorsa, hangi müzik tarzına sardıysa parçada elbet o janrdan izler
oluyor. Yani sağa sola çok bakmadan biz ne seviyorsak onu üretmeye çalışıyoruz. Bu şarkı özelinde
duyduğumuz her sesi temiz duymamıza gerek olmadığını düşündük. Hissiyatı kirli geliyordu bize.
Tercih meselesi. Sonuçta şarkı, bizim zevkimiz dahilinde, neyi istiyorsa onu yapıyoruz.
Sormadan edemeyeceğim bir soru ile devam etmek istiyorum keyifli
sohbetimize. Üretimleriniz, eserlerinizin özel hisler taşımasından anlaşılacağı
üzere birçok ilke imza atıyor, bu durum sizin kontrolünüzde mi gerçekleşiyor?
Gerçekten şarkının da bir yerinde “…yapabildiğim gibi birşeyi…” diye bir söz var aslında durum
tamamen bundan ibaret. Kontrolümüzde pek gerçekleşmiyor ve gerçekten ilk olsun gibi bir derdimiz
yok içimizden ne geliyorsa onu dinliyorsunuz. Tamamen hissiyatımıza göre beraber yapabildiğimiz
müzik lo-fi ögeleri barındıran bi şarkı oldu. İçimize böyle sindi diyelim.
Alternatif dünyadan birçok öge barındıran ve dinleyiciye taze deneyimler
sunan müziğinizde temel mottonuz neleri kapsıyor?
Açıkcası diğer işlerimizde olduğundan daha deneysel davranmaya çalışıyoruz. Daha büyük alanımız
var Hend’de. Bu yüzden stüdyoda aptal aptal şeyler deniyoruz, şarkının aranjesiyle alakalı. Oldschool
çok sevmemize rağmen yenilik de çok önemli bizim için. Hepimizin müzik birikiminden yararlanmaya
özen gösteriyoruz bu yüzden. temel motto bizi kapsıyor yani :)
Grup olarak yaptığınız müzik ile dinleyiciye tam olarak neyi anlatmayı
hedefliyorsunuz?
Pek bir mesaj kaygımız da yok aslında. Bizi dinleyen aklında ne oluşturuyorsa onu anlatmak istiyoruz.
Yazarken anlatılmak istenen hikaye, yazan kişinin açısından öyledir. Başka bir kişi başka bir açıdan
bakabilir bu hikayeye. Böyle bir durumda şunu anlatıyoruz dersek başka bir açıdan bakılamaz hale
gelir anlatılan. Bu bizi de dinleyeni de köreltir diye düşünüyoruz. Kısaca olay “biz bi bok yedik ve müzik
yapıyoruz manevi dünyanızı besliyorsa dinleyin:)” den ibaret.
Bu keyifli sohbet için Sevgili Hend Grubuna şükranlarımı sunuyorum. Süreçteki ilgisinden dolayı ayrıca Sevgili Sema Sepin'e teşekkürü borç bilirim. Sevgiler. Saygılar.
Yorum Bırakın