Film Çözümlemeleri: Er İst Wieder Da (O Geri Döndü)

Film Çözümlemeleri: Er İst Wieder Da (O Geri Döndü)
  • 1
    0
    0
    0
  • O Geri Döndü (Er İst Wieder Da)

     

    Öncelikle film hakkında biraz olsun bilgi vermek istiyorum. Film konu itibariyle Hitler'in günümüz dünyasına geri dönmesi ve bir komedyen olarak yükselşini anlatıyor. Diğer yandaysa film belgesele yakın çekimlerle, Almanya taşrasından insan manzaraları sunuyor. Kısacası film bu şekilde ilerleyen bir senaryoya ve çekime sahip.

     

       Film ve Genel Analizim;

       Aslen film, cevabını kendisinin çok önceden verdiği bir sorunun peşinden gidiyor. Ve günümüzde Hitler yaşasaydı buna toplumsal olarak ne karşılık verirdik. Günümüz toplumunun sosyolojik, psikolojik ve siyasi yapısının aslında bastırılmış bir faşizan yapıya sahip olduğu sonucuna vardırıyor bizi. Toplumun yaşamıyla çelişen, bastırılmış duygularının açığa vurumu adeta. Nazi Almanyası’nın 8 Mayıs 1945 tarihli yenilgisiyle beraber nasyonal sosyalist rejim çökmüş, Almanya 1949’a kadar Müttefik Devletler’in işgali altında kalmıştı. İşgal boyunca nasyonal sosyalizme ait olan her şey kaldırılmış ve bu düşünceler Alman halkının zihninden silinmeye çalışılmıştır. Ancak Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde ve bütün dünyada nasyonal sosyalizme duyulan ilgi tükenmemiştir. Filmde de Hitler'i görünce aşırılıklar oluşmuyor, adeta beklenenmiş edasıyla tavırlar oluşuyor. Günümüzde Hitler'in siyasal ideolojisinin devamlılığını sağlayan bir güruh hala var. Ve bu kitlenin adı neo-nazi'ler olarak adlandırılıyor. Neo-Nazizm nedir öncelikle bunu açıklamak isterim kendi bilgi dağarcığımın el verdiği şekilde; ''Neo-Nazizmin siyasal felsefesi, genel bir bakış açısıyla bakıldığında Adolf Hitler’in doktrinindeki gibidir: Anti-komünist ve anti-kapitalist ekonomik sosyalizme dayanan radikal milliyetçilik, antisemitizm, ırkçılık, popülizm ve şovenizm.'' Neo-Naziler, 1945 öncesi nasyonal sosyalizminden farklı olarak Alman ırkının üstünlüğü savunmamaktadırlar, bunun sebebi II. Dünya Savaşı sonrasında nasyonal sosyalizmin yalnızca bir Alman ideolojisi olmaktan çıkmış olmasıdır. Alman neo-Naziler günümüzdeki Almanya Federal Cumhuriyeti devletine karşı muhalif bir tavır sergileyerek mevcut sisteme karşı olan bir görüş benimsemişlerdir. Neo-Naziler arasında “yoldaşlık” kavramı çok sıkıdır ve örgütlenmenin temelini oluşturur. Kullandıkları semboller, bayraklar ve giyim tarzları ortaktır. Toplumdan ve devletten gelen baskılara rağmen fikirlerini savunmaktan çekinmezler, bazı zamanlarda yürüyüşler yaparlar. Neo-Naziler düşünsel savunmanın dışında fiziksel şiddete de başvurabilmektedirler. Filmde de neo-nazilerin Hitler'e uyguladığı darp bunun işaretidir aslında. Yaptıkları yürüyüşler esnasında ideolojik rakipleri olan komünistler ve anarşistlerle karşılaşmaları durumda genelikle sözlü tartışmalar ve laf atmalar yaşansa da, kavga da çıkabilmektedir. Özellikle bu grup ülkenin göçmen politikasına karşıdır. Bizim 70-80 kuşağında Almanya'ya gidip yerleşen soydaşlarımıza orada uyguladıkları fiziksel şiddet ve saldırılar var. Bu olaylar yüzünden hayatını kaybedenler bile olmuştur.

     

    Bunun en kötü yanı bu yapılanma sadece Almanya değil Dünya’nın hemen hemen her bölgesinde neo-Nazi hareketler vardır. Avrupalı ve Amerikalı neo-Naziler beyaz ırk üstünlükçüsüdür. Avrupa tarihi geçmişi karanlıklarla doludur. Faşizan statükonun en yoğun olduğu bölge hiç kuşkusuz Avrupa'dır. Gerek göçmen politikaları, gerek Dünya siyaseti anlayışları ve geçmişleri hiç kışkusuz bunu gösteriyor. Ama tabi ki göçmen nüfusunun ve yerli olmayan yerli vatandaşların kendi kültürlerini yaşama durumu, evliliklerin Alman kökenli ve diğer aileler tarafından yapılıyor olması. Öz Alman ırkının doğum oranının tarihin en düşük seviyede oluşu. Onları korkuya sürüklüyor. Politikalarının en temel sebeplerinden biri de bu, korkuları.

     

     Analizlerime film içinden devam etmem gerekirse teknolojiye de değinmem gerek; Mevcut teknolojinin gücünün ne kadar uyutucu şekilde kullanıldığı. Hitler'in mevcut teknolojiyi siyasi mekanizma haline getirme arzusu, Televizyonun toplum üzerinde ki etkisi. İnsanları yönlendirmek amacı için teknolojinin muhteşem bir propoganda aracı oluşu. Toplumların afyonu haline gelmiş bir teknoloji söz konusu. İletişim ağının artık bir ''tık'' uzaklıkta oluşu. Dünyanın teknoloji sayesinde köy haline gelişi. Ayrı bir eleştiri aracı.

     

    Filmde de geçen Alman vatandaşlarının mevcut yönetimden memnun olmayışı, göçmen tutumu, eğitim anlayışı, sosyo-kültürel yozlaşı iddiası halkın lider olarak alternatif arayışı, baskın kişiliğe karşı bir anda içlerinde ki bastırılmış duygunun açığa çıkışı, her insan bir miktar zalimdir kafası. Bir anda soykırımcı, katliamcı Hitler'e sempati ve taraftar oluşturuyor. Kendi fikriyatım ise; faşizmin hiç bir toplumda, bölgede nihai olarak dünyada varlığını olsa da ilelebet sürdüremeyeceğidir. Çünkü ''Tarih tekerrürden ibarettir.'' Bazı unsurların sonu hep bellidir. Hem bu film ile özdeşleştirdiğim hem de çok beğendiğim şu sözlerle analizimi bitireceğim;

     

    ''APTALLIĞIN EN AÇIK KANITI,AYNI ŞEYİ DEFALARCA YAPIP DEĞİŞİK SONUÇ ALMAYI BEKLEMEKTİR''  

                                                                                  Albert EINSTEIN. 

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.