Anlaşmalı Ayrılık

Anlaşmalı Ayrılık
  • 2
    0
    0
    0
  •  

    Her kavuşma, her birleşme, her üryan gelişme, her buluşma, her sohbet birer ayrılık habercisi miydi? Kavuşma hayalleri kurarken araya ayrılığı da dahil etmeli miydik? Ayrılığı dahil ettiğimizde kavuşmanın anlamı kalır mıydı? Yoksa ayrılığı göze alan kavuşmalar mı gerçek kavuşmaydı?

    Birine söylemesi kıyamet habercisi ve aynı zamanda cennetin habercisi olan "seni seviyorum" cümlesinin yanına eklememiz gereken bir kaç kelime veya cümle daha var sanırım. (Zaten kıyamet habercisi ve cennetin habercisi aynı şeyler değil midir? İnananlar için kıyamet aslında bir cennettir. Birine aşık olurken cennetin bir kısmından fragman görüyoruz. Eğer aşka inanmıyorsak kıyamet habercisi cehennem habercisi olur.) "Seni seviyorum ama ayrılığı göze alarak seviyorum" demek gerekiyor herhalde. İlişkiye başlamadan, çarşaflar kirlenmeden önce, garsona siparişi vermeden önce tekrardan söylemek gerekiyor. "Seni ayrılığınla beraber seviyorum."

    Ayrılık şart, aşk tercih meselesi. Tercihi göze alıyorsan şartı kabul etmiş oluyorsun bile. "Seni seviyorum ama bir şartım var, ayrılacağız." Sen ayrılmasan ben, ben ayrılmazsam sen, biz ayrılmazsak -biz olabildiysek- göç ayıracak.

    Elbette ayrılığın güzel tarafı da vardı. Sizi bir yazarla tanıştırabilir, bir şairle akşam sohbet edebilirsiniz. Güzel (sadece ayrılıktan sonra güzel gelmeye başlayan) bir şarkıyla anlaşabilirsiniz. Yılmaz Erdoğan da kısmen bu görüşüme katılabilir. Hijyenik Aşklar kitabında "Hiçbir ayrılık güzel değildir. Ama Sezen'in her ayrılık şarkısı şahane!.. Zaten ayrılığın tek iyi tarafı bazen iyi bir şarkı ya da şiire yol açmasıdır. Yoksa ölümdür Allah'ın emri olan, ayrılık insan hatası!.." Ölümü ayrılıktan saymıyoruz o halde. Ayrılık bizim hatamız. (Ama bu bizin içine kendimi dahil etmiyorum, özür dilerim. Ben henüz o hatayı yapmadım, yapamadım. Hatalarla öğrenmek en doğrusu derler ama hatasız da öğrenemedim.)

    Klasik dönem Osmanlı şairi değiliz ki ayrılıktan zevk alalım. Devir çok değişti, aslında insanlar değiştiği için devir değişti. Dünya aynı dünya, devir aynı devir. Telaffuzların farklı olması bir şeyi değiştirmez. Fuzuli, Nefi, Nabi kusura bakmayın, biz ayrılıktan zevk alamıyoruz. Göze bile alamıyoruz ki içimize alalım. Kavuşmaktan zevk aldığımız da söylenemez ama bunu çok dillendirmiyoruz ki ayrılıksız aşklarımız zarar görmesin.

    Ayrılığın da bir anlamı olmalıydı. Öyle büyük, öyle görkemli bir aşk yaşamalıydık ki ayrılığın bir anlamı olsun. Ayrılırken yanacak bir çok hayalimiz, anımız, sevişmemiz olmalıydı. Ayrılığın etkisini uzun süre üstümüzden atamamalıydık, ayrılanı içimizden atamadığımız gibi. Yoksa ne o öyle, seni seviyorum bile diyemeden giden sevgiliye ayrılık demek. Kavuşma olmamış ki ayrılık olsun. Bağıra bağıra birbirimize hakaret etmeliydik ki ayrılığın da bir değeri olsun. Susarak, izleyerek, salak rolünü oynayarak ayrılık olur muydu? Yok, yok hayal devri bitti, kepenkleri indirdik. "Ama hayallerim çok güzeldi, rüyalarımda buluşmuştuk" geç bu işleri. O da hayal kursa, rüyalarında buluşsanız belki ucundan ayrılık sayılabilir. Ama tam olarak ayrılık diyemem gene, kusura bakmayın. Tek çare Zeki Müren, Rüyalarda Buluşuruz.

    Belki ayrılmamak için kavuşmayanlarımız bile olabilir. Ayrılığı göze alacak kadar cesur olamayanlarımız vardır elbette. "Doğru kişiyi bekliyorum, tam anlamıyla aşkı arıyorum, kafalarımız uyuşmadı." Bu yalanları da geç korkak dostum. Sen sadece mutluluğu düşünüyor ve mutluluk istiyorsun ama kanunlar açık. Sanırım kavuşman için daha çok şeyden geçmen gerekiyor.

    O halde bir denge kurmak gerekiyor. Ayrılığı düşünmeden, kavuşmama ihtimalini değerlendirerek geçirdiğimiz güzel anların keyfini çıkaracağız. Hayallerimize her gün daha yaratıcı olaylar ekleyeceğiz. El ele yürümek için daha yaratıcı sokaklar ilave edeceğiz. Sevgiliye daha çok bağlanacak, daha çok seveceğiz. Fakat bunların sonunda kavuşma olmazsa üstüne her gün daha yaratıcılarını ilave ettiğimiz hayalleri çöpe atacağız. Ama gene de çok harika zamanlar geçirmiş olacağız. Bir diğer ihtimalle ayrılığı cebimizde taşıyacağız. Kolay uluşılabir bir yere koyacağız ki tam hayal kurmaya başlarken elimize gelsin. Çok mutlu anlar yaşamayacağız belki ama bu sayede sonrasında da çok üzülmeyeceğimiz bir aşk bırakacağız. Tercih bizim, şart orada duruyor. 

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.