Umutlarımız var, hayallerimiz var bilinmeyen yarınlarımız bilinmezliğin içinde yaşama tutunmaya çalışan bir gençliğimiz var. Bir yerde hepimiz varız, bir yerde hiç birimiz yokuz. Asla olamayacağızda veya her zaman olacağız. Ama aslolanın nolduğunu asla bilmeyeceğiz. Bilinmezliğin içinde doğup yaşayıp öleceğiz. Herkes ve her şey için çabalarken herkes ve her şeyin bizi nasıl bıraktığını izleyeceğiz. Neden bıraktığını asla bilemeyeceğiz. Bizi bilinmezliğe sürükleyen bu hayata bu insanlara karşı tek kelime edemeyeceğiz çünkü ne dememiz gerektiğini ve kime dememiz gerektiğini bile bilmeyeceğiz.
Gün gelecek bildiğimizden emin olduğumuz bildiğimize inandığımız o gün bildiklerimizin aslında gerçek olmadığı gerçeğiyle yüzleşeceğiz. Gerçek olan tek şeyin hiç bir şeyi bilemeyeceğimiz olduğunu öğreneceğiz. Bize söylenen her sözün aslında gerçek olmadığını aslında sadece söyleyenin kendisi için söylediğini ve karşımızdaki için asla bir önemimiz olmadığını öğreneceğiz. Zaman geçecek, kendimizi bilinmezlikle değersizlik arasında kalmış bir halde bulacağız. Kendimizi değerli görmeyi bırakıp kendimizi görmeyeceğiz bile. Kendimizi sorgulayacağız, her adımımızda bizi böyle yapanın değersizliğimizin mi olduğunu yoksa bilinmezliğin mi olduğunu düşüneceğiz ve bunu bile bilemeyeceğiz.
Bırakacağız; bilmeyi, bilmeye çalışmayı. İşte o gün her şeyi öğreneceğiz. O gün her adımımızda değerli olup olmadığımızı sorgulamayı bırakacağız. Her adımımızda bilip bilemeyeceğimizi sorgulamayı bırakacağız. Bilinmezliğin sandığımızdan huzurlu olduğunu öğreneceğiz çünkü biz bilmiyorsak onlarda bilmiyor diyeceğiz. Herkesten vazgeçip her şeyi geride bırakacağız, tüm bilinmezliklerini onlara armağan edeceğiz.
Yorum Bırakın