bugün, ikinci kez terk ediliyorum.
Bulutlar üzerimden süzülürken alabildiğine koşuyorum. Dalgalı deniz, ayak uçlarıma dokunuyor, duygulanıyorum. ''Bir balık olsam,'' diye düşünüyorum. Okyanuslar evim, mercanlar ailem olsun istiyorum. Gözlerim dolu dolu bakarken birilerinin gelip başımı okşamasını diliyorum. Kulaklarımı kesmesinler de öpsünler istiyorum. Yumuşacık bir halının üzerine kurulup gözlerimi yumduğumu hayal ediyorum. Kimsesizliğin karanlık dehlizlerinde, ne zorluklarla yaşadığımı bir ben biliyorum.
Şu sessiz yer, mevsimlerden yaz olunca insanlarla doluyor. Bu dağın tenha yamacı, öyle günlerde bir panayır yerine dönüşüyor. Sonra ben, çocuklarla şakalaşıyor, sıcacık sularda yüzüyorum. Bir evin bahçesinde öğle uykuma dalıyor, bir diğer evin balkonunda dinleniyorum. Günler birbirini kovalarken etrafa gülücükler saçıyor, büyülüp serpiliyorum. Ardından tekrardan havalar serinlemeye başlıyor, yağmur damlaları suya düştüğü vakit, yine yapayalnız kalıyorum. Evlerin ışıkları tek tek sönüyor; ilkin çocuklar, sonra yaşlılar burayı terk ediyor. Ben ise büyüyüp serpilmiş gövdemin içerisinde küçülüp duruyorum. Suskun bir şekilde ağladıkça büzüşüyorum. Sessizliğin içinde önce kırışıyor ve sonra, kendi içime doğru kapanıyorum. Ufacık kalıyorum bir anda. Dünya etrafımda kocaman dönerken ben bir kum tanesi olup savruluyorum.
bugün, ikinci kez terk ediliyorum.
Sırf başımı okşadı diye bir araba dolusu çocuğun peşinden koşarken taşlı yollarda patilerimi kaybediyorum. Dilim dışarıda, soluk soluğa kalıyorum. Sonra bacaklarımda ılık ılık bir şeyler akıp gidiyor. Önce yüreğimin, sonra benliğimin şu gövdemden ikinci kez kopup ayrıldığını anlıyorum. Yine bir patikanın orta yerinde tek başıma kalıyorum. Daha önce ailemin beni bırakıp gittiği bu yolda, ikinci kez iç çekerek ağlıyorum. Benim gibi garipleri düşündükçe daha da yalnızlaşıyor, uzaklaşıyorum. Yeryüzüne dokunduğum yerden çok yükseklere doğru uzuyor, belki de kahrımdan ölüyorum.
bugün, yine terk ediliyorum.
Yorum Bırakın