Lana Del Rey’in aynı yıl içindeki ikinci albümü ‘Blue Banisters’

Lana Del Rey’in aynı yıl içindeki ikinci albümü ‘Blue Banisters’
  • 1
    0
    0
    0
  • 21 Haziran 1985 tarihinde New York’ta dünyaya gelen Elizabeth Woolridge Grant, (sahne ismiyle Lana Del Rey) henüz on beş yaşındayken aile dostlarının işlettiği mekanlarda sahne almaya başlamış fakat müzik sektörüne 2008 yılında üç şarkıdan oluşan ve Lizzy Grant sahne adıyla yayınladığı Kill Kill isimli EP ile giriş yapmıştı. Henüz kariyerinin başında olan genç şarkıcı, daha sonra 2010 yılının ocak ayında Lana Del Rey A.K.A. Lizzy Grant ismini verdiği ilk albümünü dinleyicileriyle buluşturmuştu. Albümün prodüktörlüğünü Grant’in yakın arkdaşaı David Kahne yapmış ve albüm 5 point isimli plak şirketi tarafından piyasaya sürülmüştü. Kızına müzik konusunda küçüklüğünden beri destek vermiş olan babası Rob Grant, kıznın 5 point isimli şirketle iş yapmasını istemediğini belirttiğinden dolayı Del Rey; albümün haklarını plak şirketinden geri almıştı. -Bu sebepten bu albüm Spotify gibi dünyanın önde gelen müzik uygulamalarında günümüzde de yer almamaktadır.- 2011 yılında Strangers Record ile anlaşmaya imza atması ise kariyerinde geçeceği yükselişin ilk adımıydı. 2011 yılında yayınladığı Born To Die albümü ile 2012 yılında yayınladığı Paradise EP’si, Born To  Die : Paradise Edition ismiyle ikili CD halinde satışa sunulmuş ve ilk haftasında toplam 67 bin kopya satarak Billboard 200'de 10. sıraya yerleşmeyi başarmıştı. Albümdeki Summertime Sadness şarkısı ise dünya çapında hit olmuş ve günümüzde de şarkıcının en çok dinlenen şarkısı olma özelliğini korumaktadır. 2014 yılında üçüncü albümü Ultraviolence’ı yayınlayan Lana eski yılları andıran tarzı ve şarkılarıyla büyük bir hayran kitlesine ulaşmayı başarmıştı. 2015 yılında Honeymoon albümünü yayınlayadıktan sonra şarkıcı, hayranlarının belirli bir kitlesi tarafından tarzının değiştiği iddiası ile eleştirilse de bu başarılı albüm ile hızlı yükselişine devam etti. 2017 yılında The Weeknd, Playboi Carti, Asap Rocky gibi ünlü şarkıcılarla düetlerinin de yer aldığı Lust For Life albümü yayınlandı. Bu albüm Grammy Ödüllerinde En İyi Pop Vokal Albümü kategorisinde aday olsa da ödülü 2017 yılını kasıp kavuran Ed Sheeran, ÷ albümü ile kazandı. 2019 yılında Norman F”cking Rockwell! albümünü yayılayan ünlü şarkıcı çok geniş bir kesimden ve eleştirmenlerden olmulu yorumlar topladı. Grammy Ödüllerinde ise Yılın Albümü ve Yılın Şarkısı (Norman F”cking Rockwell! Şarkısı) ödüllerine aday olmayı başardı. Fakat ödülleri Billie Eilish’in When We All Fall Asleep Where Do We Go? albümü ile yine Billie Eilish’in bad guy şarkısına kaptırdı. 2021 yılında yayınlanan Chemtrails Over The Country Club ise büyük bir kesimce başarısız olarak nitelendirildi. Hayranları tarafından yapılan ve albümdeki birkaç şarkı dışında geride kalan şarkıların gereksiz olduğu; albümün beş şarkılık bir EP olması gerektiği yorumları büyük destek gördü. Şarkıcının kariyeri ve diskografisinden bahsettiğime göre şarkıcının yeni dönemi olan Blue Banisters döneminden bahsetmeye başlayabilirim. İyi okumalar dilerim.

     

    19 Mart 2021 tarihinde yedinci stüdyo albümü Chemtrails Over The Country Club’ı yayınlayan Del Rey, albümün yayınlanmasından yalnızca bir gün sonra sıradaki albümü Rock Candy Sweet’in haziran ayında yayınlanacağını duyurdu. 11 Nisan 2021 tarihinde ise Instagram hesabından Blue Banisters açıklamasıyla beraber bir fotoğrafını paylaştı. 28 Nisan tarihinde yaptığı paylaşımda ise Blue Banisters albümünün kapağını paylaşarak albümün 4 temmuz tarihinde yayınlayacağını belirtti. Daha sonra yaptığı bir açıklamada Rock Candy Sweet projesinin 1 haziranda yayınlanmasının planlandığını fakat projenin iptal olduğundan bahsetti. Blue Banisters albümünün ise yayınlanmayacak olan RCS albümünün yerine yayınlanacağını fakat tamamen farklı bir albüm olduğunu söyledi ayrıca planlanan yayınlanma tarihindeki gecikmenin de bu yüzden olduğundan bahsetti. Mayıs ayının yirminci gününde ise sürpriz bir şekilde albüme ait üç şarkıyı daha önce Instagram hesabından paylaşmış olduğu albüm kapağı fotoğrafının farklı efektli versiyonları ile yayınladı. Text Book, Wildflower Wildfire ve albüme ismini veren Blue Banisters şarkıslarının kapak fotoğrafları dünya çapında geniş eleştiri aldı. Kardeşinin fotoğrafçı olmasına rağmen Del Rey’in bu basit efektli selfielerinin albüm kapağı olmaması gerektiği eleştirileri büyük yankı uyandırdı. Yaşanan gelişmeler üzerine Del Rey , albümünün yayınlanacağını açıkladığı 4 temmuzdan bir gün önce yine Instagram hesabından "Album out later later... Single out soonish. Have a good fourth x". (Albüm daha daha sonra çıkacak... Yeni tekli çok yakında. Mutlu 4 Temmuzlar.) açıklaması ile albümün yeni kapak fotoğrafını paylaştı. Yeni kapak fotoğrafında ise şarkıcı Alman Kurdu cinsi köpekleri Tex ve Max ile beraber verdiği poza yer verdi. 3 Eylül 2021 tarihine kadar sessizliğini koruyan şarkıcı, yaptığı yeni paylaşımda 8 eylül günü yeni teklisi Arcadia’nın yayınlanacağını ve albümün ön siparişlerinin başlayacağını açıkladı. 8 Eylül 2021 tarihinde ön siparişleri başlayan albüm 22 Ekim 2021 tarihinde sonunda yayınlanmayı başardı. Albümün yayınlanma sürecinden de bahsettiğime göre albümü beraber dinlemeye hazırız demektir.                   

     

    Albümün giriş şarkısı Text Book albümden üç buçuk ay önce yayınlanan üç tekliden biri. Aralarından da en beğendiğim şarkı olan Text Book bana en sevdiğim LDR albümü olan NFR albümünü anımsattı. Vokal ve enstürmantel açıdan aynı özellikleri taşıyan şarkı, sözlerinde de Lana’nın kendini tanıma süreci, ilk aşkları ve içinde bulunduğu aktivizm çalışmalarından bahsediyor. Gerçekten beğendiğim şarkı, albüme de güzel bir giriş yapmamızı sağlıyor.

    Sırada bizi albüme ismini veren Blue Banisters şarkısı karşılıyor. Sözlerinde Lana, çocukları gibi gördüğü köpekleri ve her zaman yanında olan kız arkadaşları ile beraber kırsaldaki mutlu yaşamından bahsediyor. Ritmiyle country müziği andıran şarkı başarısız olmasa da Lana’nın diğer harika şarkıları arasında çok üst sıralarda yer almayabilir.

    Sıradaki şarkımız albümün dördüncü teklisi Arcadia. Şarkıya ismini veren Arcadia, California’nın güneybatısında yer alan ve masumiyeti temsil eden, şehirden uzak, doğal bir bölgenin adı olma özelliği taşıyor. Şarkının sözlerinde ise Lana Arcadia’yı ne kadar sevdiğinden bahsediyor. Arcadia’nın onun hayatında ne kadar önemli olduğu ve şehirle kurduğu duygusal bağı çok yakından öğrendiğimiz şarkı aşırı güzel olmuş. Duygusallığı çok iyi bir biçmde veren ve bu esnada dinleyiciyi sıkmayan bu şarkı çıkan tekliler arasında en iyisi olmasının yanısıra albümdeki en iyi şarkılardan biri de olabilir.

    Albümde dördüncü sırada yer alan ve söz içeremeyen şarkı Interlude - The Trio, bize adeta hareketli ve eğelenceli bir şekilde albümün yeni şarkılarına hoş geldiniz diyor. 

    Yeni şarkılara geçiş yaparken dinlediğimiz ilk şarkı Black Bathing Suit’in nakaratını çok beğendim. Şarkının içinde yer alan arka vokaller de gerçekten şarkıya ayrı bir hava katmış. Şarkının bitiş kısmını biraz fazla hareketli bulsam da gerçekten iyi bir şarkı olmuş.

    Sıradaki şarkı Lana’nın sözlerini 2013 yılında, o zamanki sevgilisi  Barrie James O’Neill için yazdığı If You Lie Down Next To Me şarkısı. Şarkının ilk başta 2014 yılında yayınlanan Ultraviolence albümüne konulma amacıyla yazılsa da kendine bu albümde yer bulmayı başarmış. Ritmini gerçekten çok beğendim ama özellikle şarkının bitiş kısmındaki enstürmantel kısıma tek kelimeyle bayıldım. Dinlemeye çok düşük bir beklentiyle başladığım bu albüm şuan harika ilerliyor diyebilirim.

    Albümün yedinci şarkısı Beatiful, Lana Del Rey seviyesine göre çok basit bir şarkı olmuş gibi geldi. Lirikalite ve ritmini çok beğenemediğim şarkı kötü olmuş diyemesem de vasat bir şarkı olmuş diyebilirim.

    Violets For Roses şarkısını beğendim. Albüm tekrardan LDR seviyesine çıkmaya yavaştan başladı. Lana’nın, sevgilisiyle yaşadığı ve onu mutsuz eden sıkıntılardan bahsettiği şarkı beni yine NFR albümüne götürdü ve Lana’nın tekrardan eski günlerine dönüyor olması beni aşırı mutlu etti.

    Sıradaki şarkı Dealer, İngiliz şarkıcı Miles Kane’nın Lana’ya eşlik ettiği albümün tek düet şarkısı. Yazıyı yazmaya başladığımdan beri bu şarkının gelmesini bekliyorum diyebilirim. Albüm yayınlandıktan sonra takip ettiğim çoğu sayfanın bir anda Dealer şarkısını paylaşmaya başlaması bu şarkı hakkında beklentimi zirve noktasına çıkardı. Şuan bu kelimeleri yazarken şarkının ortasındayım ve net bir şekilde söyleyebilirimki BU ŞARKI OLMUŞ. 

    Şarkıyı bitirdim ve gerçekten bu şarkı harika ötesi bir şey olmuş. Tüylerimi diken diken eden iki ses. Lana kraliçem ve Miles Kane harika vokalleriyle çok iyi bir uyum sağlamış. Lana’nın I Dont Wanna Live bağırışları kulağımda yankılanmaya devam ediyor. Bu nasıl bir ses?

    Thunder, Lana’nın iki yüzlü olarak tanımladığı eski erkek arkadaşına yazdığı oldukça hareketli ve tempolu bir şarkı. Ortalamaya yakın bir şarkı olmuş. Çok dinleyeceğim bir şarkı olacağını söyleyemem. 

    Albümün sıradaki şarkısı Wildflower Wildfire, beraber yayınlanan üç tekliden sonuncusu. Albüm yayınlanmadan önce de bir sürü kez dinledim fakat şarkıyı bir türlü sevemedim. Dinlerken beni aşırı sıkan şarkı bana duyguyu yamsıtmayı da başaramadı. Elbet sevenler olacaktır fakat bana göre değil.

    Lana’nın yine 2013 yılında kaleme aldığı bir başka şarkı olan Nectar of the Gods, 1 Mayıs 2019 yılında tumblr uygulamasında sızdırılmıştı. 2017 yılında yayınlanan Lust For Life albümünden son anda çıkartılan şarkı, bu albümde kendine yer bulmayı başardı. Nectar of the Gods, şarkının sonundaki outro (çıkış) kısmı dışında beni çok kendine çekemedi. Lana’nın o dönemki sevgilisine yazdığı romantik şarkı, Dealer ile mükemmel bir yükseliş yaşayan albümün yavaşlayışını devam ettiriyor.

    Lana’nın çok uzun süredir arkadaşı ve akıl hocası olan Jane Powers’a ithafen yazdığı Living Legend şarkısı, gerçekten duyguyu çok güzel hissettiren bir şarkı olmuş. Şarkıyı gerek sözleri gerek ritmi açısından beğendiğimi söyleyebilirim. Jane çok şanslı olmalı.

    Nectar of the Gods şarkısı ile birlikte sızdırılan bir diğer şarkı Cherry Blossom, Lana’nın gelecekteki çocuğu için kaleme aldığı duygusal bir şarkı. Ortalama altı ile vasat arası bir şarkı olmuş. Sözleri çok güzel olsa da açıkcası şarkı çok sıkıcı geldi.

    Gelelim albümün on beşinci ve son şarkısı Sweet Carolina’ya. Lana’nın, kız kardeşi Caroline Grant’e yazdığı şarkı vokal açıdan bana Lana’nın bir önceki albümünden White Dress şarkısını bayağı bir anımsattı. White Dress kadar başarılı bulmadığımı da söyleyebileceğim şarkı keşke son şarkı olmasaymış. Albüm daha iyi bir şarkıyla kapanış yapabilirdi.

    Genel olarak albümü yorumlarsam, ortalarına doğru harika olan albümün geri kalan kısmını o kadar beğenmediğimi söyleyebilirim. Bana Norman F*cking Rockwell! ve Chemtrails Over The Country Club albümlerinin karışımı havasını veren albümdeki favori şarkım ise net bir şekilde Dealer oldu. Dealerı’ı ise Arcadia, Text Book ve Black Bathing Suit şarkıları takip etti. Çok yüksek bir beklentiyle dinlemediğim albüm beni tatmin etti diyebilirim. Albüme puanım ise 10 üzerinden 6. Lana’ya son bir kez daha eski günlerine dönmesi çağrısı yaptıktan sonra yazımın kapanışına geliyorum. Albümü beğendiniz mi? Sizin albümdeki favori şarkınız hangisi oldu? Albüme puanınız kaç? Paylaşırsanız sevinirim. 

    Yazar : Adem Yiğit Pehlivan

    Kaynakça : 1 2 3 4 5


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.